Ülkemizde 65 yaş ve üzeri 6 milyon 500 bini aşkın yaşlı insan bulunuyor. 2050 yılında ise 12 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. 65 yaş ve üzeri yaş grubunda önemli ölçüde yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanan hastalıkların görüldüğünü ifade eden Yaşar Üniversitesi Gıda Teknolojisi Programı Öğretim Görevlisi Dr. Seda Genç, 'Bireylerde yaşlılığa bağlı olarak kas kütlesi azalır, yağ kütlesi artar. Vücuttaki su yüzdesi azalır ve kemiklerden kalsiyum azaldığı için iskelet sisteminin gücü azalır. Bağırsak fonksiyonlarında azalma görülür. Bağışıklık hücrelerinin çoğalması yavaşlar ve bağışıklık sistemi fonksiyonları azalır. Sinir sistemi fonksiyonlarında da azalma görülür. Metabolizma hızı yavaşlar. Ancak yaşlılığa bağlı tüm değişimler yeterli ve dengeli beslenme ile yavaşlatılabilir. Ayrıca fiziksel aktivite ve stressiz yaşam da yaşlı bireylerin yaşam kalitesini arttırmada önemli faktörler' dedi.  
 

3 ana, 3 ara öğün


Yaşlılık dönemi için beslenme önerilerini sunan Dr. Seda Genç şu bilgileri verdi: Uygun vücut ağırlığının korunması gerekir. Şişmanlığı önlemek için şeker, şekerli besinler ve hamur tatlıları dikkatli tüketilmeli. Kesinlikle öğün atlanmamalı. Günlük öğün sayısı 3 ana, 3 ara öğün şeklinde düzenlenmeli. Her öğünde et grubu, süt grubu, tahıllar ve sebze-meyve gruplarından almaya çalışılmalı. Bağırsak hareketliğini sağlamak için posa tüketimine dikkat edilmesi gerekir. Posa kaynağı olarak sebze-meyveler, kurubaklagiller ve kepekli tahıllar tüketilmeli. Omega 3 yağ asitlerinin yoğun olarak bulunduğu balık türleri haftada en az 2 kez tüketilmeli. Balık buğulama, ızgara, fırında pişirilmiş olarak hazırlanabilir. Salatalarda zeytinyağı kullanılmalı. Beyaz ekmek yerine kepekli, esmer ekmeği tercih edilmeli. Kalsiyum içeriği yüksek olan besinler tüketilmeli. Süt ve süt ürünleri ve yeşil yapraklı sebzeler kalsiyum miktarı yüksek besinler.

Seda Genç şöyle devam etti: Sıvı alımına dikkat edilmeli. Günde en az 8-10 bardak su içilmeli. Bu sıvı suyun yanında, taze sıkılmış meyve suyu ve bitki çayı olarak da alınabilir. Hamburger, patates kızartması, pizza gibi fast food yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı. Margarin, kuyruk yağı gibi doymuş yağ içerikli yağ türlerinden uzak durulmalı. Tuz tüketimi sınırlandırılmalı. Turşu, salamura, salça gibi yüksek miktarda tuz içeren gıdalardan uzak durulmalı. Besinlerin satın alınması ve pişirilmesi sırasında oluşabilecek risklere dikkat edilmeli. Günü geçmiş, tazeliğini kaybetmiş, ambalajı bozulmuş besinler satın alınmamalı, yiyecekler kızartma veya kavurma yerine haşlama yada ızgara yöntemleriyle pişirilmeli, besinlerin hazırlanması yada saklanması sırasında hijyen kurallarına dikkat edilmeli. Böylece yiyeceklerin besin değeri korunarak yeterli ve dengeli beslenme sağlanmış olur. Bireye özel, yapabileceği uygun bir fiziksel aktivite seçilmeli ve düzenli olarak yapılmalı.
 

İzmir'in % 10,2'si yaşlı


Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılı verilerine göre, ülkemizde 65 ve daha yukarı yaşta 6 milyon 651 bin 503 kişi yaşıyor. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise yüzde 8,3 olurken bunun yüzde 43,9'unu erkek nüfus, yüzde 56,1'ini ise kadın nüfus oluşturuyor. Yaşlı nüfusun yüzde 61,5'i 65-74 yaş grubunda, yüzde 30,2'si 75-84 yaş grubunda ve yüzde 8,2'si de 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer alıyor. Yaşlı nüfusun yüzde 0,1'ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı ise 5 bin 232. Yaşlı nüfus oranlarında dünya sıralamasında Türkiye, 167 ülke arasında 66. sırada yer alıyor. Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 18,1 ile Sinop olurken bu ili yüzde 16,5 ile Kastamonu ve yüzde 15,4 ile Çankırı izliyor. İzmir'de ise nüfusun yüzde 10,2'sini yaşlılar oluştururken Ege Bölgesindeki tüm illerde bu oranın yüzde 10'un üzerinde olduğu görülüyor. 950 bine yakın yaşlı nüfusuyla Türkiye'de en fazla yaşlı insanın yaşadığı il olan İstanbul'da ise yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 6,4.