Dr. Yar, 3 yaş altı kreşe devam eden, ağabeyi ve ablası okula giden, alerjisi astımı olan ve bağışıklık sistemi bozukluğu bulunan kalabalık aile içinde yaşayan çocukların daha büyük risk altında olduğunu kaydetti. Kalabalık ve havalandırmanın iyi olmadığı kapalı alanların kullanımının artmasının, hastalığın sıklığını artıran önemli çevresel faktörlerin başında geldiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Neşe Yar,  sigara dumanının (pasif içicilik) ise riski artıran bir diğer faktör olduğuna dikkat çekti. Yapılan çalışmalarda hastalık esnasında yoğun alınacak C vitamininin, hastalık sürecini etkilemediğini dile getiren Yar, düzenli ve dengeli beslenmeyle sağlanan sağlam bir savunma sisteminin, çocukları hastalıklara karşı dirençli kılacağını vurguladı.

Her işin başı elleri yıkama

Bulaşmayı engellemede en etkili yolun çocuklara el yıkama alışkanlığının kazandırılması olduğunu hatırlatan Dr. Yar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu enfeksiyonlar viral kaynaklı olduğundan antibiyotik tedavisi hastalık sürecini etkilemez. Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır. Gribal enfeksiyon tedavisinde ise hekim önerisiyle bazı durumlarda antiviral tedavi başlanabilir. Öncelikle yatak istirahati, sıvı alımının artırılması, ağrı kesici, ateş düşürücü şuruplar, burun pasajının açık tutulup solunumu rahatlatmak amacıyla, serum fizyolojik içeren damlalar kullanılabilir."

Burun akıntısı

Çocuklarda burun tıkanıklığının beraberinde kulak enfeksiyonu ve sinüzite de zemin hazırladığı bilgisini veren Yar,  "Kullanılacak serum fizyolojik damlalar, hem oluşacak tıkanıklığı açıp rahat bir uyku sağlarken; hem de ulaşabilecekleri muhtemel komplikasyonları önler. Oluşan burun ve geniz akıntısı, gece öksürük ve sabah bulantısını beraberinde getirir. Balın öksürük sıklığını azalttığı klinik çalışmalarda gösterilmiştir. Sıvı alımı artırılarak burun akıntısı ve balgamın kıvamı yumuşatılıp ateş ve terleme ile kaybedilen sıvı açığı yerine konulabilir" dedi.