Sodyumun eksik alınması durumunda; mide bulantısı, kas krampları ve baş dönmesi gibi rahatsızların görüleceğine dikkat çeken Dr. Okur, "Uzun süreli ishallerde, uzun süreli açlık ve yeme bozukluklarında, böbrek yetersizliklerinde kullanılır. Besinlerin bileşimindeki sodyumun yüzde 80’i işlenmiş besinlerden gelir. Geriye kalan miktar ise sofra tuzu ve besinlerin yapısında doğal olarak bulunan sodyumdan gelir. Önerilen günlük dozu: sodyum için de RDA’nın bir önerisi yoktur. Tedavi dozları günlük 500 mg mg aralığıdır. Aşılmaması gereken doz günlük 2000 mg" dedi.

Sodyum içeren besinleri de açıklayan Dr. Yavuz Okur, şunları kaydetti: "Vücuda giren sodyumun büyük bir kısmı tuzdan elde edilir. En iyi alım şekli; yemeklerle birlikte sofra tuzu (iyotlu) olarak. Bir tatlı kaşığı tuz 500 mg sodyum içerir. Ayrıca, maden suları, başta hamsi olmak üzere deniz ürünleri, peynir, kırmızı ve yeşil biber, fındık, fıstık, ceviz, kereviz ve havuç bol miktarda sodyum içeren besin maddeleridir."

Normal sağlıklı bir yetişkin için günlük sodyum ihtiyacının 2 – 3 gram civarında olduğunu belirten Dr. Okur, bu sodyum miktarının 5 gram tuzdan sağlanabildiğini söyledi. Normal şartlarda sodyum ihtiyacının rahatlıkla karşılandığını vurgulayan Dr. Okur, "Fakat ishal gibi vücudun sıvı ve mineral kaybettiği durumlarda kaybedilen sodyumun geri kazanılması için su ile birlikte bir miktar tuz alınmalıdır. Vücudun ihtiyaç duyduğu sodyumun miktarı hamilelerde artarken, yüksek tansiyon hastalarında azalmaktadır. Ayrıca, bebeklere 1 yaşına gelene kadar tuz ve tuzlu besinler verilmemelidir." diye konuştu.