Anabolik steroidlerin yani halk dilinde steroid olan bilinen ilaçların vücutta  ‘testosteron’ veya daha etkin formu olan ‘dihidrotestosteron (temel erkeklik hormonları)’ etkilerini taklit eden ilaçlar olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan İstanbul Gelişim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Haluk Saçaklı “1930’lu yıllardan beri steroid kullanımı var. 1950’lerde ise dünya çapında hızla yayıldı. Oyuncak sanayisine baktığınızda 1970’liyıllarda oyuncaklar normal insan figürlerine benzerken, 1990’lıyıllardan sonra hepsinin kaslı insan figürüne dönüştüğü görülüyor. Bu durum gençlerde, daha kaslı ve atletik bir vücuda sahip olma konusunda bir saplantıya dönüşebiliyor” dedi.

“EĞİTMENLER ÖNERİYOR”

Kısa sürede büyük ve güçlü kas kitlesine erişmeleri için bazı spor eğitmenlerinin bu yöntemleri gençlere önerebildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Saçaklı, “Burada merdiven altı bu ürünlerden para kazanma amacı ile gençlerin sağlıkları ve hayatları ile ne yazık ki oynanıyor.Meksika, Tayland ve Hindistan gibi ülkelerin laboratuvarlarında üretilen anabolik steroid internet üzerinden çok kolay satılabiliyor.  Amerika’da her 20 kişiden 1’i anabolik steroid kullanıyor. İnsanlar steroidleri gençlik pınarına benzetiyor.  İki haftadan daha kısa bir sürede bile kas artışı gözlenebiliyor fakat asla unutulmasın kas kitlesi ne kadar artarsa artsın, kaslar da o kadar güçlü olmayabiliyor” diye konuştu.

“STEROİD KULLANANLAR İNTİHARA TEŞEBBÜS EDEBİLİR”

Dengesiz beslenen, az uyuyan, antrenmanlarını düzenli yapmayan, bolca alkol tüketen ve sigara içen bir kişinin, steroid kullanarak kendini işine adamış en yetenekli sporculardan bile daha fazla kas kitlesi oluşturabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Saçaklı, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bunun için çok yüksek dozda steroid kullanmak gerek.Vücut geliştirme sporu ile uğraşanlar ne yazık ki bu ihtiyacın 100 mislinden fazlasını alıyor. Erkeklerin testisleri haftada 50-70 miligram testosteron üretirken, vücut geliştiriciler haftada 5 bin-6 bin miligram testosteronu hap ya da iğneyle alıyorlar. Temel erkeklik hormonu olan testosteronun sentetik hali olan anabolik steroid, antrenmandan sonra testosteron seviyesini yeniden yükseltip kas onarımını da hızlandırıyor.Kas eriten hormonların etkisini de önleyip, hızla şişen bir kas yapısı oluşturuyorlar.Vücut geliştiriciler öncelikle damardan alınan anabolik steroid ile işe başlar.Daha sonra ise istifleme (karma) yöntemini farklı anaboliksteroidile birleştirerek enjekte eder.”

15-20 yıl anabolik steroid kullanan vücut geliştiriciler bulunduğunu belirtenDr. Öğr. Üyesi Saçaklı, “Bunların hepsi zamanı gelince tıbbi bedelleri ödüyorlar ve ödeyecekler. Anabolik steroid kullanıldığında beyninizdeki hipotalamus, dışarıdan gelen tüm steroidleri algılar ve testislere şu uyarıyı gönderir‘Stokta yeterince mevcut daha fazla üretme’.Testisler aşırı yüklenmeden dolayı kapanır, bir anda bırakıldığında testosteron seviyesi azalınca risk artar.Testosteron seviyesi düşükken genç sporcular depresyona girerek intihar dahi edebilirler” diye konuştu.

“BEDELİ ‘HAYATIN TA KENDİSİDİR’”

Anabolik steroid kullananların 30-50 yaşları arasında ölebileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Saçaklı, “Bunu kullanmanın bedeli ‘hayatın ta kendisidir’. Anabolik steroid ile ne kadar çok yükselirseniz bir o kadar çabuk düşersiniz. Ağızdan hap şeklinde alınan anabolik steroid karaciğerde kanser tümörlerine ayrıca böbreklerde de tümörlere neden olabiliyor. Kalbe giden atar damarları tıkıyor. HDL kolesterolünü azaltıyor LDL kolesterolünü çıkarıyor. Bu durum kalp damarlarında sertleşmeye yol açar ve damar duvarlarında plaka oluşturabilir. Bu plakalar damarları tıkadıkça kan akışı engellenir. Eğer ilgilenilmezse kalp krizine yol açabilir. Aynı zamanda bu plakalardan biri koparsa daha küçük damarlardan birine girip tıkayabilir. İnmeye (felç) neden olabilir” dedi.

GERÇEĞİ FARK EDEN ÇOK AZ GENÇ VAR

“Anabolik steroid kullananlar, 30’lu yaşlarındayken 80 yaşındaki biri kadar damarlarında plakalar oluşmuştur ve damarları sertleşmiştir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Saçaklı, konuşmasını şöyle bitirdi:

“Ne yazık ki tehlikenin bu kadar büyük boyutlarda olduğu gerçeğini anlayan çok az genç var. Erkeklerde, sırtta ve yüzlerde sivilceler, göğüslerin şişmesi (yağ birikmesi), testislerin yarı yarıya küçülmesi sperm üretiminin azalması, kısırlık, cinsel istek azalması, iktidarsızlık, prostat büyümesi yaşanıyor. Kadınlarda, erkeklerdeki kellik, yüzde kıllanma, ses kalınlığı, göğüslerin küçülmesi ve klitoris genişlemesi, cinsel isteğin aşırı artması, adet düzensizliği ya da adetin tamamen durması görülüyor.”