Türkiye Alzheimer Derneği'nin 17-19 Mart tarihleri arasında Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlediği 1. Ulusal Alzheimer Kongresi'nin basın toplantısında konuşan Kongre Başkanı Prof. Dr. Murat Emre, yaşla artan ve kişinin zihinsel kabiliyetlerini yitirdiği bir bunama türü olan Alzheimer tehlikesinin giderek arttığını söyledi. Türkiye'de yaklaşık 400 bin hasta bulunduğunu ve bunların yarısına teşhis konulamadığını tahmin ettiklerini belirten Prof. Dr. Emre, "Türkiye için tehlike giderek büyüyecek. Bu nedenle kongrede Türkiye'nin başlıca ihtiyaçlarının neler olduğunu saptamayı hedefliyoruz" dedi.


'Hazır değiliz'


Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu da Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye'nin 2050'de, dünyada en çok Alzheimer hastası bulunması beklenen 4 ülkeden biri olduğunu vurguladı. Bu tehlikeye karşı acilen sağlık politikalarının oluşturulması gerektiğini söyleyen Kulaksızoğlu, "Ülke olarak çok hazır olmadığımızı düşünüyorum. Örneğin Türkiye'de yurtdışında bulunan bellek klinikleri yok. Bunama merkezlerinin sayısı çok az. Yaşlılarla ilgilenen geriatrik psikiyatrist sayısı da yeterli değil. Aile hekimlerinin hastalığın erken teşhisi için eğitilmeleri şart" diye konuştu.

Türkiye'de ortalama ömür yaşının 1960'ta 48'ken günümüzde 72 yıla ulaştığını kaydeden Prof. Işın Kulaksızoğlu, 2050'de 65 yaş üzerindeki nüfusun oranının yüzde 19'a ulaşacağını söyledi.


'Çin , Meksika ve Hindistan gibiyiz'


Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Türkiye'nin Çin, Meksika, Hindistan gibi Alzheimer riski altında olan ülkeler arasında bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülkelerin ortak özellikleri, gelişen, kalabalık ve genç nüfusa sahip ülkeler olmaları..."