Kübra Topal- Türkiye'de Robotel Hareketi, el uzvu olmayan çocuklara 3 D teknolojisini kullanarak robot el yapıyor. Şimdiye kadar 25 çocuğa istedikleri renk ve desende protez yapan gönüllüler, çocukları mutlu ediyor. Robotel'in çalışmaları hakkında görüştüğümüz Dr. İnan Aysel, 'Robotel, toplumun kendi içerisinden, kendi ihtiyaçlarını algılayan ve bunu karşılamaya çalışan inovatif bir hareket. Bu anlamda çok önemli ve ciddi olarak desteklenmesi gerekir' dedi.



Enable Hareketi, doğuştan parmakları olmayan bir çocuğa robot el (mekanik el) yapan iki kişinin bunu ihtiyacı olanlarla paylaşması ile başlayan ve zamanla tüm dünyadan insanların katılımıyla gelişen bir hareket. Bu hareketi 3 Boyutlu yazıcı teknolojisi ile '5 Dakika' ekibi olarak ortaya çıkardıklarını söyleyen Zeynep Karagöz, 'Robotel Türkiye'yi bir sosyal sorumluluk projesi olarak başlattık. Türkiye'nin farklı illerinden gönüllülerimiz var. İzmir'den ise Uzman Doktor İnan Aysel en eski gönüllülerimiz arasında yer alır ve bu proje için çok katkı sağlamıştır' dedi. Doktor İnan Aysel ise 'Robotel Projesi inovatif bir faaliyet. Ben de bir el cerrahı olarak, bu projeye tıbbi danışmanlık açısından destek oluyorum' diye düşüncelerini ifade etti.


ABS (Amniotic Band Syndrome) doğuştan itibaren çocukların gelişiminde özellikle uzuvları etkileyen bir hastalık. Yaklaşık 1200 kişide 1 görülen bu hastalık nedeniyle yurdumuzda da parmak ve el gelişimini tamamlayamayan pek çok çocuk, genç ve yetişkin bulunmakta. ABS hastalığına ek olarak uzuv gelişimini engelleyen veya el-parmak gelişiminde ortopedik rahatsızlıklara yol açan başka sebepler de bulunuyor. Kaza sonucu uzuv kayıpları da özellikle parmak ve el bölgesinde oldukça yüksek oranlarda görülüyor. Tüm bunlar kişileri psikolojik ve fiziksel açıdan oldukça etkiliyor. Dünyada protezlerin çoğu gerçekçilik üzerine yoğunlaşırken, önem sırasında hareket kabiliyeti özellikle el ve parmak protezlerinde ikinci planda kalmış durumda. Bu nedenle el ve parmak protezlerinde fonksiyonellik kazandıran basit kavrama ve tutma işlemlerini dahi bulmak oldukça güç. Bunun yanı sıra gerek protez tiplerinin malzemelerinden gerek patent uygulamalarından gerekse imalat -dağıtım- perakende satış zinciri dezavantajlarından dolayı mevcut protezler gelir seviyesi orta ve düşük olan ailelerin karşılayabileceği fiyatlardan çok yukarıda. Küçük yaşlardaki çocuklarda protez oldukça sıkıntılı, çünkü gelişim gösteren çocukta protez sık sık değişim göstermek zodunda. Enabling The Future protez ihtiyacı duyan bireylere kişiye özel ölçü ve niteliklerde 3 boyutlu yazıcılarla üretilmiş, ekonomik ve kullanılabilir robot el uygulamalarının paylaşıldığı bir platform. Şu anda Türkiye çapında duyuru, ihtiyaç sahiplerini belirleme, ölçü alımı ve belgeleme, tasarım, 3 boyutlu baskı, montaj gibi aşamalarda ve projenin koordinasyonunda çalışan gönüllü ekipleri organize etmekteler. 2016 yılında sivil toplum kuruluşu olarak 'Robotel Derneği' kuruldu. Gönüllüler tarafından yürütülen bu projenin İzmir gönüllüsü olan Uzman Doktor İnan Aysel, 'Uzuv kayıplarında şunu düşünmeliyiz, 2  yaşında bir çocuğun erişkinliğe kadar protez ihtiyacı herhalde 10'un üzerindedir. Buna gerçekten çok büyük maddi güç gerekir. Yani ülkenin kaynakları belli, devletin verebileceği destek belli. Bir 3D yazıcıdan çıkan uzvun maliyeti 100 lira civarında, bu da çok büyük bir olanak' dedi. İşte tüm bu sebepleri, yapılanları ve yapılabilecekleri İnan Aysel ile konuştuk.


-Robotel fikri ilk nerede, nasıl ortaya çıktı?  
 
Bu fikir esasında Türkiye'ye bir uyarlama. Çıkış yeri Rochester Teknoloji Enstitüsü. Temel mantığı ise üç boyutlu yazıcıların gittikçe yaygınlaşıyor olması. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde diğer yazıcılar gibi ticari olarak iş yerlerinde ve evlerde de yaygınlaşacak. Üç boyutlu yazıcıların yaygınlaşması inovatif bir faaliyet. Rochester Teknoloji Enstitüsü el veya ön kol kayıplarında eklem dinamiğinden faydalanarak, 3 boyutlu yazıcılarda yapılmış aparatların hareket verebileceği bir tasarım yapıyor. Bundan sonra E-nabling diye bir hareket başlıyor dünyada. Bunun amacı şu, raptor el aparatını gönüllülerin katılımıyla sağlamak. İnsanların ihtiyaç duyduğu aparatı, kendisinin basabilir hale gelmesi ve kolayca ulaşmasını sağlamak. Dünyadaki bu hareketin Türkiye'deki izdüşümü olarak da İstanbul'dan Serdar Bey ve Zeynep Hanımın '5 dakika' kuruluşu bunu Türkiye'de Robotel çatısı altında örgütlemeye çalışıyor. Biz ise bir el hastanesiyiz. EMOT hastanesi olarak, el cerrahı  olan ben ve Ahmet Savran harekete tıbbi danışmanlık veriyoruz. İhtiyaçları saptamak, olan sorunları gidermek, tıbbi danışmanlık hizmeti bu tür bir gönüllülük faaliyetimiz var.

-Kimler gönüllü oluyor, şartları var mı?

Gönüllü olabilmenin temel bir şartı yok ama istenilen şey şu: Elinde 3 boyutlu yazıcı bulunan kişi ya da kurumlar kendi cihazlarının ihtiyaç halinde kullanılmasını müsade edecekler. Tasarımcılar ise genellikle endüstriyel tasarımcılar. Zaten bu robot ellerin programları var, kendi ölçülerini alarak programdan yararlanabiliyorsunuz. Burda olan herhangi bir 3 boyutlu robot eli, gönüllünün yazıcısında bastırabiliyorsunuz.

-İzmir'de ve Türkiye'de kaç gönüllü var?

Şu anki rakamı tam olarak bilmiyorum ama gittikçe artıyor. Tahmini olarak 700'ün üzerinde diyebilirim.

-Projeyi destekleyenler kimler?    

Bu ciddi bir sosyal sorumluluk projesi. Buna katılan çok fazla üniversite var. Bunların çoğu uzun nefesli olmayabiliyor. Önce bir ilgi gösteriliyor sonra bırakılabiliyor. Ama gittikçe artacağını düşünüyorum. Değişik üniversitelerden talepler var çünkü. Önemli olan şey şu, ihtiyacı olanı, bu ihtiyaca uygun tasarımı ve 3 boyutlu yazıcıyı bir araya getirmek. Temel mantığı bu. Bizde bir el hastanesi olarak böyle bir projeye tabii ki destek olduk ve özellikle tıbbi danışmanlık kısmını üstlendik. Belki bu ülkenin de gerçeklerine uygun daha başka şeyler yapılabilir. Bu tip başka projelerimiz de var. Özellikle uzuv kayıplarında kendi geliştireceğimiz yani E-nabling Hareketi dışında da üreteceğimiz, üzerinde çalıştığımız projeler var.


-Çocuklar size nasıl ulaşıyor ya da siz çocuklara nasıl ulaşıyorsunuz?

Bir internet aracılığıyla ve basının duyurması aracılığıyla ihtiyaç sahibi kişiler bizden haberdar oluyor ve bize ulaşıyorlar. Veya İstanbul merkeze ulaşıyorlar. Gittikçe kent örgütlenmeleri de oluşmaya başladı. Gönüllüler İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer illerdeki insanlara ulaştığı zaman ihtiyaçları ve talepleri uygun ise bir çalışma kapsamına alınıyor. Ona uygun bir uzuv yapmaya çalışılıyor. Ve burda kişilerden hiçbir şekilde, kesinlikle para talep edilmiyor.

-Yaptığınız protezler çocukları nasıl etkiliyor?

Kısa vadede tabii ki onları mutlu eden projeler ama uzun vadede bakmak lazım. Çünkü özellikle çocuklarda problem şu: Bir protezler pahalı malzemeler, ikincisi çocuklar oldukça sık fiziksel değişime uğradıkları için uygun protezleri devam ettirmek çok zor. Üçüncüsü, genellikle toplumda eksikmiş gibi algılandıkları için bizim çocuklardan beklentimiz, çocuğun eksik uzvunu kullanması. Beynin plastinasyon diye bir şeyi var yani bir çocuk protez yardımıyla elini ne kadar çok kullanırsa, bunun beyinde haritalanması gerçekleşiyor ve eksikli elini kullanabilir hale geliyor. Yani uzun vadeli sonuçları hakkında bir şey söyleyebilmek pek mümkün değil. Ama ben bir hekim olarak söylüyorum ki eksik uzvunu ne kadar kullanırsa, ilerde o uzuvla birtakım şeyler yapabilme şansı artacak.

-Peki eller işlevsel mi?

Her şeyi yapıp tutamıyorlar. Örneğin özellikle amniyotik bantlılarda, eksik parmaklar ya da eksik el oluyor. Yaptığınız şey, hareketli iplerle bağlı bir sistem. El bileğini hareket ettirdiği zaman, parmaklara gerekli enerjiyi açma kapama tarzında verebiliyor. Yani raptor el denilmesinin nedeni de o. Bir şeyi tutabilme. Ama önemli olan çocuğun uç kısmını nerden algıladığı. Beyin bir müddet sonra eksik yerini ucundan algılamaya başlar. Daha sonra erişkinlikte, protez kullansanız bile beyin eski yerinden algılayacaktır. Ama çocuklar kısa vadede çok mutlular. Bir de şöyle düşünmek gerek, 2  yaşında bir çocuğun erişkinliğe kadar protez ihtiyacı herhalde 10'un üzerindedir. Buna gerçekten çok büyük maddi güç gerekir. Yani ülkenin kaynakları belli, devletin verebileceği destek belli. Fonksiyonel protezlerin en büyük sorunu ağır olmaları. Çünkü bir motor var içinde, bu da çocuklar açısından zor. Bu robot eller daha renkli ve hafif. Çocuklukta kullanmaya başlarsanız, rengiyle, deseniyle, utanmayacağınız bir uzvunuz olur. Bir 3D yazıcıdan çıkan uzvun maliyeti 100 lira civarında. Çok büyük bir olanak. En önemlisi Robotel'in varmak istediği nokta bunu topluma yayabilmek. Ehliyet sahiplerini muhtaçlıktan kurtarmak. Yani bir proteze gidiş yolunuzda bir hekim ya da fizyoterapistlerle birlikte birçok kademeden geçersiniz. Halbuki böyle ara kademeleri çıkartılır, meslek liseleri bu ürünleri yapabilir hale gelirlerse insanlar profesyonellere ihtiyaç duymadan ihtiyaçlarını giderebilirler. Bu anlamda desteklenmesi gereken bir projedir.

-Belli yaş grupları var mı yoksa her yaş grubuna yapıyor musunuz?

Bu hareket daha yeni. Yani Rochester Teknoloji Enstitüsü'nün çıkarttığı şey iki soruyu cevaplıyor. Birincisi sık protez değişiminde bu ihtiyacı 3D yazıcılarla ortadan kaldırabilir miyiz? İkincisi küçük yaşta protez kullanmaya alıştırabilir miyiz? Bu ikisinden çıkmış bir hareket. Bu hareketin nereye gideceğini şimdiden kestirmek mümkün değil. Şu an verdiği hizmet bu yönde. Ama ilk defa uzuv kayıplarına karşı gelişen bir sivil örgütlenme. Yani toplumun içerisinde yaşayan insanların eksikliklerini yine toplumun kendi örgütlenmesi sağlıyor. Dolayısıyla bu hareket, uzuv kayıpları için neler yapılabilir sorusuyla hep karşılaşacak. Bu hareket neler yapabilir konusu çok geniş, muhtemelen her şeyi yapar. İlk robot el yapılan kişi 17- 18 yaşında bir çocuk, onun haricinde hep küçük yaş grubu var.

-Bu zamana kadar Türkiye'de kaç kişiye yapıldı?

Şu an robot el yapılan 25 kişi var. İyi bir rakamdır bu. Çalışılanlar var tabii ama bu biraz deneyim işi. Biraz daha deneyim kazandıkça kişi sayısının artacağını düşünüyorum.

-Savaşta elini kaybeden mülteci çocuklara da robot el yapılması düşünülüyormuş.

Benim bu konu hakkında pek bir bilgim yok. Mülteci çocuklara robot el yapımı konusunu ilgili arkadaşlarla konuşabilirsiniz. Neticede bu hareket, yardım etmek isteyenlerle Robotel'in başarısı. Önemini anlayabilmeniz için şöyle söyleyeyim, bu yaşınızda ya da küçük yaşınızda bir elinizi kaybettiğinizi düşünün. Tamam oldu bitti fakat şimdi ne yapacağız? Size sağlık sisteminin söyleyeceği şey, bir ortez proteze başvurusu yapılması olacak. Araştırdığınız zaman çok fazla bir şey bulamayacaksınız. Bir proteze tümüyle mahkûm olabilirsiniz. Günlük hayatın içinde o kadar çok ihtiyacınız olan şeyler var ki. Genellikle insanların birinci planında estetik kaygıları yer alıyor. İşlev kaygıları ise ikinci planda yer alıyor. Yapılacak çok iş var. Talepler doğrultusunda bu kuruluş da tabii ki bir şeyler öğrenip kendini geliştirecek ve iyi şeyler yapacak.

-Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Robotel'e şu açıdan bakmak lazım: Toplumun kendi içerisinden, kendi ihtiyaçlarını algılayan ve bunu yapmaya çalışan bir sivil toplum kuruluşu olması. Bu anlamda çok önemli ve ciddi olarak desteklenmesi gerek. Yaptığı faaliyet yani insanların ihtiyaçlarını toplumun mevcut donanımıyla giderebilme yolunda inovatif bir faaliyet. Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için oldukça önemli. Ve mutlaka desteklenmeli. Ülkemizdeki 3 boyutlu yazıcılar artacak. İnsanlara 3 boyutlu yazıcıları kendi ihtiyaçları doğrultusunda kullanma olanağı sunması açısından önemli. Bunların programlarını ücretsiz olarak sunabilmek de ayrı önem taşıyor.