Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Asuman Kaftan yaptığı açıklamada, vücuttaki sıvı kaybı alım azlığının çok ileri yaşlarda, kendi bakımını yapamayan, yemek için yardıma ihtiyacı olan veya acıktığını ve susadığını bilmeyen kişilerde görülebildiğini gibi ishal, kusma sonucunda da baş gösterebileceğini belirtti. 

Sıvı kaybının hangi nedene bağlı olursa olsun kalp açısından çok önemli olduğunu dile getiren Kaftan, ishalle veya kusma ile vücuttan sodyum ve potasyum kayıplarının da kalp açısından birtakım risklere yol açacağını ve bunun sonucunda ise damarlarda büzüşmenin meydana geleceğini kaydetti.

Kaftan, bu durumun hastanın tansiyonun birden yükselmesine yol açabileceğini, böbrek üstü bezlerinden fazla salınımla birtakım hormonların salınımını provoke edeceğini, elektrolit kayıplarının da, ciddi miktarda ve yerine konamıyorsa, kalpte ritm problemlerine yol açabileceğini söyledi.

Kaftan, sıvı eksikliğinin tedavisinin çok önem arz ettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bir gün boyunca herhangi bir nedenle susuz kaldınız fakat akşam yemeğinizi yedikten sonra suyunuzu içtiniz. Bunda çok büyük bir problem yok. Ama günler süren ve yerine konamayan sıvı eksikliğinde hasta için daha ciddi riskler oluşabiliyor. Bu durumda ağızdan takviye yeterli gelmiyor. Damardan takviye yapmak zorunda kalıyoruz ve damardan sadece su vermiyoruz, içerisinde kaybedilen birtakım elektrolitler içeren maddelerle beraber veriyoruz. Günlerce kaybetme ve alıma bağlı olarak sıvısız kalan kişiyi bir günde tedavi etmeye çalışırsanız bunun farklı yan etkileri olabiliyor. Yani yavaş yavaş sıvı eksikliğini takviye etmek gerekiyor. Yerine konmayan sıvı kayıpları kalp krizini tetikleyebilir, hipertansiyonu birden tetikleyerek, kalp krizini de tetikleyebilir. Pıhtılaşma, kalp krizine yol açabilir. Dolayısıyla vücuttaki yerine konmayan sıvı kayıpları, kalp krizlerini tetikleyebilir, beynin ve birtakım organların felç olmasına yol açabilir."