Süper Lig'de de şampiyon belli oldu ve perde kapandı. Uzun yıllardır böyle bir yarışa şahit olmamıştık. Üç büyük takım birden son haftaya şansını koruyarak girdi. Şampiyonluk 3 takımın da ayağına kadar geldi ama sonunda en fazla şans verilen Beşiktaş ipi göğüsledi.
***
Beşiktaş ve Galatasaray'ın rakiplerinin ligde hiçbir iddiası kalmamıştı. Bu sebepten dolayı Göztepe ve Y. Malatyaspor gündeme oturdu. Ülkemizde şike olayları asla dillerden düşmez. Taraftarlar sürekli birbirlerini suçlarlar, federasyonu eleştirirler. O takımlar açıklama yapmak zorunda kaldılar ve aslanlar gibi mücadele edeceklerini söylediler. Fenerbahçe'nin rakibi Kayserispor için aynı şey geçerli değildi çünkü küme düşme korkusu yaşıyordu ve alacağı 1 puan ligde kalmasını garantileyecekti. En çekişmeli geçecek müsabaka buydu.
Tam bir psikolojik savaş olacaktı. Şampiyonluğa oynayanlardan daha çok, rakiplerinin yapacakları daha önemliydi. Her ne kadar en iyi şekilde mücadele edeceklerini söyleseler de benim buna inancım azdı. Oyuncuların bazıları tatili, bazıları da milli takıma gidecekleri için sakatlanmamayı düşüneceklerdi elbette. Ekstra oynamaları beklenemezdi. Daha çok etken var ve hepsini saymayacağım. Bir tanesine daha değineceğim sadece. Ülkemizin her yerinde 3 büyük takımlardan birini tutan çok fazla sayıda insan var. Futbolcular bile buna dahil. Eğer oynadıkları rakibini tutuyorlarsa, çok iyi oynamasını beklemek düşük olasılık olur. Eğer başka takımı tutuyorsa, onu şampiyon yapmak için var gücüyle oynayabilir. Bu eleştirilecek bir şey değil, insanın doğasında var. Tüm bu sebeplerden ötürü, Fenerbahçe dışında diğer iki maçta favorilerin kaybetmesi düşünülemezdi.
***
Mücadeleler aynı saatte başladı. İlk golü bulan Beşiktaş oldu. Galatasaray'ın 4 farklı kazanması gerekiyordu artık, Fenerbahçe'nin ise şansı kalmamıştı derken kalesinde golü de gördü. Göztepe'nin attığı gol Galatasaray için umut oldu. Galibiyet şampiyonluğu getirecekti ama golü yiyince işler karışıverdi.
İlk yarılar beklenmedik skorlarla sona erdi. İkinci yarı çok şeye gebeydi. Çok kısa sürede olsa Galatasaray'ın maçını açtım. Defans yapan rakibi Malatyaspor, açık futbol oynamaya başlamıştı. Geriye dönmekte tembel davranıyorlardı. Kapattım. Kapatır kapatmaz İstanbul ekibi beraberlik golünü buldu. O anda Fenerbahçe penaltı kazandı. Penaltı kaçtı, ardından Galatasaray'ın galibiyet golü geldi. Bu liderliği getirdi. Beşiktaş mutlaka gol atmalıydı. Pek iyi oynamıyordu ama yardımına penaltı yetişti ve liderliği 10-15 dakika sonra yeniden ele geçirdi. Galatasaray'a artık 4 fark gerekliydi. Yaklaşık 20 dakika içerisinde 3 gol atıp, averajla liderliği almalıydı, uzatma dakikalarında ancak 1 gol atabildi. Gençlerbirliği'nin Trabzon karşısında yenik oynaması, Kayserispor'un ligde kalacağının garantisiydi. Sanırım bu sebeple olsa gerek, Uzatma dakikalarında 2 gol yedi ve Fenerbahçe sahadan 2-1 galip ayrıldı. Galatasaray'ın 3-1'lik galibiyeti, Beşiktaş'ın 2-1 galip gelmesi yüzünden işe yaramadı ve şampiyonu averaj belirledi.
***
39. haftada Beşiktaş, puan kaybedebileceği karşılaşmada, Hatayspor'u 7-0 yenmişti. Hiç beklenmedik bir skordu. O maçı 5 farkla kazanmış olsaydı, şampiyon takım Galatasaray olacaktı. Düşündün de bu maç son hafta oynansa ve aynı şekilde bitse, bugün neler konuşulur, neler olurdu acaba?
Oynanan 3 maçta da renkleri sarı kırmızılı olan birer takım vardı; Göztepe, Galatasaray ve Kayserispor. Yeni Malatyaspor'un da sarı kırmızılı rengi vardı ama siyahı da ekleyip 3 renk kullanıyordu. İlginç bir durumdu. Bu sebepten ötürü yazımda takımlara renkleriyle hitap edemedim.