Teleset Mobilya Akhisar'ın Beşiktaş maçı biraz farklı bir müsabaka olacaktı. Milli takım arası verilmiş ve birçok oyuncu milli takımlarında yer almak için kilometrelerce uzağa gitmişlerdi. Saatler süren yolculuk ve hemen ardından, dinlenmeye fırsat olmadan bir maç... Bu Akhisarspor için büyük bir avantajdı.
Hepsi bu kadar da değil. Hafta arası oynanacak bir Şampiyonlar Ligi maçı... Oyuncu dinlendirmek gerekir elbet. Asıl kadrodan bir kaç değişiklik olacaktı Beşiktaş'ın mutlaka.
Dahası önceki Şampiyonlar Ligi maçları arifesinde Beşiktaş'ın oynadığı futbola baktığımızda göreceğimiz şey, mücadelelerinin düşük olmasıydı. Bu sebepten, siyah beyazlı oyuncular için maç seçtiği söyleniyordu herkesçe.
Bu şartlar altında oynayacaktı Akhisar. Tüm bunları göz önüne alarak bir taktik yapacak olursak, en uygunu tempoyu iyice düşük tutmak, Beşiktaş'ı uyutmak. Akhisarspor da böyle yaptı. Zamana oynadı, tempoyu düşük tuttu. Kendi yarı alanına çekilip, rakibinin topla oynamasına izin verdi. Alanları daraltıp, siyah beyazlıların hücum gücünü oldukça azalttı.
Sağ ve sol bekler, rakiplerinin çizgiye inmelerini engellediler, uzaktan orta yapmaya zorladılar. Hava toplarında çok başarılı olan Akhisarlı savunma oyuncuları, topları birer birer topladılar. Ceza alanına yapılan orta sayısı da çok ama çok fazlaydı, tam tamına 48. Bu sayede de kalesinde fazla şut görmedi. 
Hücum olarak kontra atak tercih edildi ki, bu defansif sistemde başka türlü de oynanması zordu. Beşiktaş'a karşı paslarla çıkmak, topu ayakta tutmak çok zor... Yaparsa, kaptırılan toplarda geniş alanlar verir. Ki ne zaman çok adamla çıkıldı, o zaman pozisyon verildi. Bazılarında çok şanslıydı, kalesinde gol görmedi. Bunlardan birinde de Kadir'in dengesiz girişi penaltıya neden oldu. Mucize yaşandı. Quaresma'nın kullandığı penaltıyı Lukac çıkardı, dönen topu Negredo tamamladı, boş kale yerine auta attı.  
Hücumda zorluk çeken ev sahibi takım, ikinci yarı başlarken dinlendirmek istediği son zamanların formda oyuncusu Cenk Tosun'u oyuna sokmak zorunda kaldı.
Devre arası Şenol Güneş takımın kendine gelmesini istemiş olsa gerek, gol atmak için daha fazla uğraşan, bastıran bir takım izlemeye başladık. Beşiktaş yüklense de, Akhisar hızlı hücumlarla gol pozisyonları üretti. Bu sefer şansızlık yaşayan kendileriydi. Bir pozisyonda Atiba topa son anda ayak koydu, top kaleciye çarpıp da çıktı. Koca kalede biraz sağ ya da soldan gitse gol olurdu. 
Zaman ilerledikçe yeşil siyahlılar, kendi yarı alanının ortasına kadar çekilmek zorunda kaldı. Maç tek kaleye döndü. Henrique'ye uzun toplar atıldı, defans az adamla yakalansa da yardım edilemedi. Geriye çok çekilen oyuncular, rakip kaleye koşmakta zorlanıyordu artık. 
79. dakikada yerde yatan Henrique'yi Beşiktaşlı oyuncular kaldırmak istedi. Hakem müdahale etmedi, buna izin vermemeliydi. Ancak Serkan Çınar oralı bile olmadı. Devamlı kaldırılmak istenen Henrique, elini savurdu. Medel hiç bir şey olmamasına rağmen kendisini yere attı. Direk kırmızı kartla Akhisar sahada 1 kişi eksik kaldı.
10 kişiyle daha da geri çekilmek zorunda kaldı Akhisar kalan dakikalarda. Oyun ceza alanı çevresinde oynanmaya başlansa da, iyi savunma sayesinde yeşil siyahlı ekip maçı 0-0 bitirmeyi başardı, zorlu deplasmandan 1 puanla evine döndü.

Denizli kornerlere teslim


Denizlispor, şampiyon adayı Ankaragücü deplasmanındaydı. Maça hızlı başlayan ev sahibi takımdı. Denizlispor da buna karşılık vermeye çalışınca, hızlı oynanan bir oyun ortaya çıktı.
25. dakikada Ziya çok güzel bir top attı Kappel'e, Kappel de çok güzel bıraktı kafasıyla uzak köşeye. Bu 2 güzel hareket, gol getirdi.
Bu gole kadar Ankaragücü daha baskılıyken, sonrasında Denizli iyi paslaşmalara başladı, pozisyon da buldu. Bunu 90 dakikaya yayabilse, uzak ara şampiyon olurdu bu ligde.
44. dakikada bir tehlike atlattı. Maçın bitmesine saniyeler kala da kornerden bir gol yedi. Bu anda yenen gol atana hırs verirken, yiyende moral bozukluğu yaratır, ikinci yarıya bu baskıyla çıkılır. 
İkinci yarı oyuna tamamen Ankaragücü üstündü. Yeşil siyahlılar hiç pozisyon üretemedi. İlk yarı çok çalışan Kappel istediği topları alamadı, sahada hayaletleşti adeta.
73'te yine bir korner ve yine bir gol. Atan isim farklıydı, eski Göztepeli Umut Nayir ama atılış ilk golle aynıydı. Benzer iki duran top, Denizlispor'un evine eli boş dönmesine sebep oldu.  
4. dakikada Alperen, arkasına düşen topa yetişti, tüm gücüyle taca attı. Oysa rahatça topla oynayabilir, olumlu kullanabilirdi. Sakin oynamayı öğrenmesi gerekir. Ama oyun genelinde iyi bir oyun sergiledi.
Hakem biraz fazla faul düdüğü çaldı. Omuz omuza mücadelelerde bile faul verdi. Bazı faul kararlarını da yanlış tarafa lehine kullandı.