Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan bir öneri, kamuoyunun dikkatini çekti: 100 bin lira ve üzeri kredi kartı limitine sahip vatandaşlardan, Savunma Sanayi Fonu için 750 liralık vergi alınması. Şimdi bir düşünelim: Zaten ekonomik şartlar altında ezilen vatandaş, bu yeni vergi yükünü nasıl karşılayacak?

Gıda fiyatları almış başını gitmiş durumda, önümüzde kış mevsimi ise kapıda. Artan elektrik ve doğal gaz maliyetleriyle vatandaş, ısınma sorununu nasıl çözecek? Hem soğukla hem de boş cüzdanla mücadele etmek zorunda kalacak. Peki, bu yeni vergi neden? Savunma sanayiinin ihtiyaçları elbette önemli, ancak bu fonun finansmanını halkın sırtına bu şekilde yüklemek ne kadar adil?

Ekonomik Savaşlar Vatandaşı Sarsıyor

Türkiye'nin merkezinde yer aldığı bölgesel savaşlar ve çatışmalar elbette ekonomiyi de vuruyor. Artan savunma harcamalarının maliyeti bir şekilde karşılanmalı, ama vatandaşın yaşam mücadelesi göz ardı edilmemeli. Zaten temel ihtiyaçlarına dahi ulaşmakta zorlanan insanların bir de bu tür ekstra vergilerle karşı karşıya kalması, halkın sabrını zorluyor.

Unutmayalım ki, asıl savaş vatandaşın cüzdanında! Artan gıda fiyatları, kira, enerji maliyetleri derken halk adeta dört bir koldan kuşatılmış durumda. Bu yükün altından nasıl kalkacak?

Asgari Ücret Yaşam Ücreti Olmalı

Gelelim asgari ücret meselesine. Birkaç ay sonra yeni asgari ücret belirlenirken, hükümetin sadece rakamlara değil, vatandaşın gerçek yaşam koşullarına da bakması gerekiyor. Yaşam standartları her geçen gün düşerken, asgari ücret sadece bir geçim kaynağı olmaktan çıkıp, vatandaşın hayatını devam ettirebilmesi için yaşam ücreti olmalı. Şu anki ekonomik tabloda belirlenen ücret, halkın derdine derman olmuyor.

Yüksek enflasyon, artan maliyetler ve kısıtlı gelirlerle boğuşan bir halk, nasıl ayakta kalacak? Bu soru hepimizin zihninde dönüp duruyor. Asgari ücretin belirlenmesi aşamasında tüm ekonomik şartlar dikkate alınmalı ve vatandaşa gerçek bir nefes alma fırsatı sunulmalı.

Çözüm Nedir?

Belki şu an için büyük projelere ve fonlara ihtiyaç var, ancak vatandaşın da ihtiyaçları göz ardı edilemez. Bir milletin ayakta kalması, halkın sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürmesiyle mümkündür. Savunma sanayiine yapılacak yatırım elbette önemlidir, ama bu yatırımı halkın omuzlarına daha fazla yük bindirerek yapmak ne kadar doğrudur?

Belki çözüm, daha adil bir vergi sistemi kurarak bu tür fonları sadece belli bir kesime yüklemek yerine, tüm toplumun refahını düşünerek dağıtılabilir. Daha dengeli, daha sürdürülebilir bir ekonomik model oluşturulmalı. Unutmayalım ki, vatandaş ayakta kalırsa devlet de ayakta kalır.

Yükler hafiflemeli, cüzdanlar rahat bir nefes almalı. Çünkü ülkenin gerçek gücü, halkın dayanıklılığında yatar.

Hakan Dinçer