Arıları ve sinekleri ağzı açık bir şişeye koymuşlar.
Şişenin taban tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler.
Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru ilerlemiş!
Ama şişenin tabanı kapalı olduğundan dışarı çıkmayı başaramamışlar.
Bu arada sinekler, şişenin ağzına doğru doluşmuşlar ve dışarı çıkıp karanlıkta kaybolmuşlar.
Karanlık tarafta bulunan şişenin açık ağzına doğru tek bir arı bile gitmemiş!
Camın önünde ışığa doğru çabalamaya devam etmişler.
İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.
Ancak daha derinlemesine düşününce; karşımıza anıt gibi dikilen bir yaşam tarzı ortaya çıkıyor…
 
Arılara borçluyuz
 
Albert Einstein'e göre; arılar olmazsa, insan yaşamı 4 yıl sonra son bulur...
Arılar nerede, hangi çiçek ile besleneceğini bilen, yüzlerce kovan arasında kendi kovanını bulabilen ve o kovanın yüzlerce peteği arasından kendininkine yumurtlamayı hiç şaşırmadan uygulayabilen bir canlıdır...
Bu olağanüstü canlı, nasıl olur da şişenin ağzını bulup çıkamaz değil mi?
 
Engeller aşılmak içindir
 
Kuşkusuz, arılar gibi, Işığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır...
Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyeceklerdir...
Ve bu uğurda da gerektiğinde ölmeyi göze alabileceklerdir.
Sinekler ise karanlığa doğru sıvışan kaçaklardır.
Hiç umursamadan karanlığa doğru yürüyenlerdir.
Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak, bencil varlıklardır.
Sadece kendi yaşamları değerlidir.
Nerede yemek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa, nerede çok para kazanacaklarsa oraya giderler.
Değerlerin bir önemi yoktur!
 
Mücadele ruhunuzda olmalı
 
Arıyı kovalamak isterseniz o kaçmaz, sizinle savaşır.
İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır.
Ve değerleri için ölür.
Ama sinekler kaçarlar.
Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler terk ettikleri yere...
Mikrop taşıyan ayaklarıyla ezerler; yaşadığımız her yeri...
 
Önemli fark
 
Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.
Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.
Çöplüklerde, tuvaletlerde, bataklıklarda…
Onlar için yumurtalarını bırakacakları yerin bile hiç önemi yoktur.
Şimdi size soruyorum:
Sinek olup karanlığa mı?
Arı olup aydınlığa mı?
Seçiminizi yapın…
Ben şöyle diyorum:
Engellere rağmen; ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, insanca değerler yaratma adına mücadele edenlere ve ışık saçanlara selam olsun...
Ama sinek gibiler, nerede bal var oraya üşüşürler…
Bunlara dikkat etmek lazım…
Dikkat etmeyen soluğu nerede alır?
Bunu da söyleyeyim; hâkimin karşısında…