Son yıllarda bisikletler çok moda oldu. Bazen spor, bazen de ulaşım amacıyla kullanılıyor. Bazı şehir belediyeleri de araç trafiğini azaltmak, karbon salınımını en aza indirip, doğayı korumak için kolları sıvadı, bisikletlere özel yollar yapmaya başladı. Kullanımını özendirmek amacıyla da çeşitli organizasyonlar düzenledi, düzenliyor da.
Ülkemiz trafik kazalarında dünya çapında en üst sıralarda yer alıyor. Kazaların ana nedenini cehalet oluşturuyor. Örneğin, ehliyet almış olmasına rağmen, sürücülerin neredeyse tamamına yakını, kavşaklarda geçiş önceliğinin kime ait olduğunu bilmiyor. Kazaların %13'ü bu bilgisizlikten kaynaklanıyor.
Böyle bir ülkede elbette ki bisiklet kullanmak da çok zor. Trafik kazalarından bisikletliler de nasibini alıyor, birçok kişi bu yüzden hayatını kaybediyor. Kaza sebepleri cehalet demiştim ya, buna yaşanmış bir örnek vereyim:
Turan Birol... Biz ona 'Turan Hocam' deriz. Yaklaşık 30 senelik arkadaşım. Karşıyaka alt yapısında futbol oynarken tanışmıştık. Spor Akademisi mezunu. Tenis Milli Takımı'nda fizyoterapist olarak da görev yaptı. Şu anda İzmir'de bu mesleğine devam ediyor. Bir anısını anlattı daha geçenlerde. Bu makalemi yazmaya başladığımda aklıma geliverdi. Tam da konuma uyuyor, hatta iskeletini oluşturuyordu. Bir gün yolda bisikletle giderken, kavşakta bir araç onu görmesine rağmen aniden dönüş yapıyor ve önüne kırıyor direksiyonu. Frenlerine asılsa da tamponuna çarpıyor. Neyse ki yavaş çarpıyor da bir şey olmuyor. Şoför aracından iniyor, gelip arabasını kontrol ediyor. Bakıyor ki bir şey yok, bu sefer üzerine yürüyor. Kavga edecek. Bisikletliye bir şey olmuş mu, olmamış mı umurunda değil. Sonra durup, arabasındaki kadını kastederek diyor ki:
'Sen dua et kadın var.'
Tartışmaya başlayınca şu cümleyi kullanıyor:
'Sen biskeletsin oğliim'
Bu kelime sürücülerin bisiklet kullanıcılarını hiçe saydığının en güzel örneğini oluşturuyor. Yolların sadece arabalar için olduğunu sanan insan sayısı hiç de az değil. Onlara göre bisikletler yolları kullanmamalı. Kullanıyorlarsa, motorlu araçları gördükleri an yolu terk etmeli.

Aniden açılan kapılar

Bisiklet sürücüleri için başka bir sorun da dikkatsizce açılan araç kapıları. Park etmiş arabaların yanından bisikletle giderken çok dikkatli davranırım. Ya arama mesafe koyarım ya da mesafe koyamadığım yerlerde ise yavaş gider, her az bir kapının açılabileceğini hesaba katarım. Küçük de olsa bir anım var.
Dar bir yola girmiştim. Sağlı sollu park eden araçlar yüzünden yol iyice daralmıştı. Önümde bir ambulans vardı. Yavaş yavaş yol alıyordu. Belli ki bir adres arıyordu. Ben de peşine takıldım, aynı hızda sürdüm bisikletimi. Bir süre sonra durdu. Ben de sağından geçmek istedim. Birden kapı açıldı. O anda şoförün kapıyı açanı uyardığını duydum. Hemen kapattı. Başka biri olsa, hızlı geçebilir, kapının açıldığını görünce, panik yapar, o dar alanda dengesini kaybedip, düşerdi. Eh tabii kaza yapan bu bisikletliye de denebilecek tek şey 'Çok ballısın' olur. Anında müdahale yapabilecek kişiler hemen dibinde çünkü.

Yollardaki çukurlar

Geniş bir yol. Arabalar dikey park ediyorlar. Tam da park etmiş arabanın arkasında büyükçe bir çukur. Üstüne üstlük yol akşamları oldukça loş. Bisiklette ışık yoksa o çukura girilir ve düşmeden çıkılmazdı. Hiç bir güvenlik önlemi de yoktu. Bu çukur haftalarca böyle kaldı. Sonunda bir kaç hafta önce kapatıldı. Gözler mutlaka yolda olmalı, yeterli aydınlatılmayan yollarda yavaş gidilmeli. Akşam yolculuk yapanlar için ise karanlıkta önünü görebileceği bir ışık şart. Elbette ki, sadece önünü görmek için değil, karşıdan gelenlerin de kendisini fark etmesi için gerekli.

İnce lastikler

Enden ince olan ve genellikle yol bisikletlerinde kullanılan tekerleklerin mazgallara girme olasılığı var. Bunu yaşayan bir tanıdığım da var. Neyse ki yavaş gidiyormuş. Mazgala girince kendisine bir şey olmamış ama jant telleri hasar görmüş. Hızlı gidip de tekerleğin mazgala girmesi, çok kötü sonuçlar doğurabilir.

***

O kadar çok değişik sorun var ki, say say bitmez. İleriki haftalarda onlara da değineceğim. Şimdilik bu kadar. Her zaman ama her zaman dikkatli olalım, güvenliği asla elden bırakmayalım.