Son günlerde artan olaylarla birlikte ülkemizde şiddet konusu gündemdeki ağırlıklı yerini korumaktadır. Üzücü olayların arka arkaya geliyor olması tek başına kurumların bu konuda gerekli tedbirleri alması ile çözülebilecek bir sorun değildir. Toplumun tüm kesimlerinin, özellikle sivil toplum kuruluşlarının da bu konuda üzerine düşeni yapması gerekmektedir.
24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle Türk Eğitim-Sen tarafından yapılan anket şiddet konusunda çarpıcı rakamlar ortaya koymuştur. Ankete katılanların % 56,9'unun okulda kendini güvende hissetmediği gibi bu rakam öğretmenlerimizin içerisinde bulunduğu psikolojiyi net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu sonucun gerek bakanlık yetkilileri ve gerekse konunun tarafları ve sivil toplum ile masaya yatırılması, üzerinde çalışılması gerekmektedir. Bir anket sonucu olarak geçiştirilebilecek bir durum değildir. Güven; insan ilişkilerinde temel argümanların başında gelmektedir. Güvensizliğin olduğu yerde sağlıklı insan ilişkilerinden söz edilemez. Üzerinde durulması temel konu olmakla birlikte anketin diğer çarpıcı sonuçları ile birlikte güven konusunu irdelememiz gerekir.

***
Meslek hayatınızda öğrenci/veli şiddetine (fiziksel, sözlü, psikolojik, cinsel şiddet) maruz kaldınız mı?" sorusuna ankete katılanların; yüzde 36.7'si 1-3 kez, yüzde 5.6'sı 4-6 kez, yüzde 6.4'ü 7 kez ve üzeri derken; "Hiç kalmadım" diyenlerin oranı yüzde 51.3'tür. Öğretmenlerimizin okul/kurumlarında şiddete maruz kalma oranları incelendiğinde neden okulda kendini güvende hissetmediğini net bir biçimde görebilmekteyiz.
Yapılan ankette ortaya çıkan sonuçların incelenmesi ve yetkili makamlarca bu konuda yapılacak çalışmaların geç olmadan başlatılması ortaya çıkan rakamlarla görülmektedir. Anketin bu sonuca götüren nedenler ile ilgili kısmı da dikkate değerdir.
Yine ankete katılanlara sorulan "Şiddeti artıran en önemli etken nedir?" sorusunda ankete katılanların; yüzde 57.2'si "Siyasetçi ya da toplumda göz önünde kişilerin öğretmenlerin itibarını azaltıcı söylemleri", yüzde 26.4'ü "Önleyici ve caydırıcı müeyyideler getirilmemesi", yüzde 7.3'ü "Disiplin yönetmeliklerinin yetersizliği", yüzde 4.3'ü "Televizyonda şiddet içeren dizi ve programlar", yüzde 2.7'si "Şiddet uygulayanların sağlıklı ruh haline sahip olmamaları" derken, yüzde 2.1'i de diğer seçeneğini işaretlemiştir. Çıkan sonuçlar aile-okul-çevre bağlamında değerlendirme yapmamız gibi bir sonuç ortaya koymaktadır.

***
Alınacak tedbirler konusunda sorulan sorulara verilen cevaplar bize bazı ipuçlarını da vermektedir. Ankete katılanların; yüzde 50.9'u önleyici ve caydırıcı müeyyideler içeren yasa çıkarılmasının öğretmenlere yönelik şiddeti engelleyebileceğini düşünürken, yüzde 37.3'ü kısmen, yüzde 11.8'i hayır cevabı vermiştir. Ankete katılanların çoğunluk olarak konunun yasalara konulacak yaptırımlarla çözülebileceği konusunda fikir belirtmişlerdir.
Toplumda özellikle kadınlarımıza, çocuklarımıza ve pek dikkate alınmıyor gibi görünse de hayvanlara yönelik artan şiddet olaylarının temel olarak eğitim perspektifinden ele alınması ve ahlâk temelli eğitim alt yapısını hazırlamamızın soruna çözüm getirebilecek temel yapı taşı olacağı tartışma götürmez bir gerçekliktir. Yeter ki geç kalmayalım!