Ülkemizde sosyal güvenlik Anayasal bir hak olarak Anayasa’nın 60’ıncı maddesinde yer alan  “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” Hükmü ile güvence altına alınmıştır. Kayıt dışı istihdam; sosyal güvenlik açısından niteliği itibariyle yasal işlerde çalışarak istihdama katılan kişilerin, çalışmalarının gün veya ücret olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına hiç bildirilmemesi ya da eksik bildirilmesi olarak tanımlanabilir.

Sigortasız çalışan kişiler birçok yasal haktan yararlanamazlar. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
1.Kayıt dışı yani sigortasız çalışanların, çalıştıkları günler emeklilik için geçerli sayılmaz.
2.Kayıt dışı çalışanlar, herhangi bir nedenle sakatlanıp çalışamaz duruma geldiklerinde malullük aylığından yararlanamazlar.
3.Geride kalan aile bireyleri ölüm aylığı hakkından yararlanamazlar.
4.Genel sağlık sigortası primlerini kendileri ödemek zorunda kalabilirler.
5.İş kazası geçirmeleri veya meslek hastalığına yakalanmaları halinde ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinden (rapor ücreti) veya sürekli iş göremezlik gelirinden yararlanamazlar.
6.İşsiz kalmaları halinde işsizlik sigortasından faydalanamazlar.
7.İşten ayrılmaları halinde ihbar ve kıdem tazminatından yoksun kalırlar.
8.Yıllık izin, haftalık izin, doğum izni gibi haklardan faydalanamazlar.

Sigortasız Çalıştırılan İşçi Ne Yapabilir?

Çalışanlar, ihbar ve şikâyetlerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na çeşitli yollarla iletebilirler: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İletişim Merkezi “ALO 170” i arayabilirler. Kendilerine yakın Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü veya Sosyal Güvenlik Merkezine şikâyetlerini iletebilirler. Bunun dışında yasal yollara başvurarak hizmet tespit davası açabilirler.
Hizmet tespit davası, işçinin belli tarihler arasında sigortasız olarak çalışmasından dolayı, sigortasız olarak çalıştığı zamanların tespit edilmesi amacıyla işverene ve SGK’ya karşı açılan davadır. İşçi bu dava ile, bir iş ilişkisinin mevcut olduğunun tespitinin yapılmasını talep eder.

Hizmet Tespit Davasının Tarafları ve Zamanaşımı:

Hizmet tespit davasını hizmet ilişkisi tespiti istenen kişinin/işçinin bizzat kendisi veya bu kişi ölmüşse hak sahipleri açabilir. Eğer işçi ölmüşse murisin hak sahipleri de bu davayı açabilmektedir. Bu davayı açabilmek için zamanaşımı mevcut olup,  işçinin sigortasız şekilde çalıştığı son yılın bitiminden itibaren beş yıl içerisinde davanın açılması gerekir.

Kanuni Düzenleme : 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve GSS Kanunu’nun 86. maddesinin 9. fıkrasına göre; “Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde kazançların ya da prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurum tarafından tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.” Şeklindedir.

Hizmet Tespit Davası Açabilmek İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?

1-İşverenin işçiyi çalıştırmış olduğu işyerini kanuni yükümlülükleri sağlayan iş yerlerinden olması gerekir.
2-İşçinin, yapmış olduğu bir hizmeti olmalı ve hizmet ilişkisi de işverene ait olan işyerinde gerçekleşmelidir.
3-Durumun SGK tarafından daha öncesinde tespit edilmemiş olması gerekir.
4-İşçi davayı beş yıllık süresi içerisinde açmalıdır.

Hizmet Tespit Davasında Neler Delil Olarak Kullanılabilir ?

Sigortalının iş yeri sicil dosyası, tanık, işveren nezdindeki iş yeri dosyası, işverenin mesleki kuruluş kaydı, dernek ve esnaf sicil kaydı, sanayi ve ticaret odası kayıtları, imzalı ücret bordroları, bilirkişi ve yemin delili ispat için kullanılabilecek olan araçlardır.

Hizmet Tespit Davası Açılmadan Önce Arabulucuya Başvuru Zorunluluğu Var Mıdır?

İş Hukukunda 01.01.2018 tarihinden itibaren; Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bununla birlikte hizmet tespit davaları niteliği itibariyle kamu düzenini ilgilendirdiği için arabulucuya başvuru zorunluluğu olmadan doğrudan dava açılabilecektir. Yine başka bir istisna olarak hizmet tespit davası açılmadan önce SGK’ya başvuru zorunluluğu da bulunmamaktadır. Kısaca, hak iddia eden işçi, SGK veya arabulucuya başvurmadan doğrudan bu davayı açma hakkına sahiptir.

Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre tespit davaları açılırken işçinin fiilen çalışmasının olup olmadığının tespiti açısından; işçinin özellikle işyerinde ne iş yaptığı, başka çalışan olup olmadığı, idarecilerin kim veya kimler  olduğu, işyerinin nerede olduğu belirtilmiş olmalıdır. Bu davanın lehinize ve daha kısa sürede sonuçlanması için hukuki yardım almak yararınıza olacaktır.