Domates ihracatı yavaşlatılmış...
Bize, yani iç piyasaya göre, 'Bedava' denilecek bir fiyatla domates, patates gibi tarım ürünlerini ihraç edersek sonuç böyle oluyor. Belki hatırlayan olur; Rusya ile pazarlıklar sonucu domates ihracatının başlayacağı yandaş gazetelerin hepsinde manşetten verilmişti...
Hem de bir gün değil, kaç gün değil kaç ay?
Papatya falı gibi, 'Oldu, olacak!' diye bize moral aşılamamışlar mıydı?
Aslında bana ne?
Bana ne faydası var, birey olarak?
Hep yazmıştık, 'İhracat güzel de, iç piyasa ne olacak?' diye. İşte kaç zamandır olan oldu. Bir ara tanzim satışlarla birlikte domates de ucuzlamış, üç liraya yemiştik. Ama bu arada bazıları yazdı, Rusya sağlıklı bulmadığı bilmem kaç ton domatesi Türkiye'ye iade etti, diye...
Acaba biz üç liraya bu domatesleri mi yedik, kapış kapış ya da kuyruklarda bekleyerek?
Soruların ardı arkası kesilmiyor!
Ama bazılarına göre güzel haberler de var. Örneğin; 'Türkiye'nin benzersiz gıdalarının bilinirliği arttı!' gibi...

Coğrafi işaretleme

Bir ürünü kökenine bağlayan ve kaliteyle eş anlamlı etiketleri tanımlayan Coğrafi İşaretler Bursa bölgesindeki çiftçileri kırsal kalkınmanın ekonomik ve sosyal açıdan fayda sağlayan bir yapının merkezine taşınmasına yardımcı oldu. Son üç yıl içerisinde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bölgedeki üreticilere eğitimler, çalıştaylar ve inceleme gezileri düzenleyerek destek oldular.
Bu sürecin en önemli katkısı Bursa'da üretilen kara incirin ve şeftalinin coğrafi işaretlemeyle ulusal düzeyde tescillenmesidir. Proje kapsamında, coğrafi işaretlemesi yapılan her iki ürünü temsil eden kooperatifler birliği kurulmuş ve etiketlerinin kaydedilmesinde önemli rol oynamıştır.
Biz de boşuna 'kooperatifleşme' demiyoruz...
Derneklerin yani bu tarım kooperatiflerin, bu birliği kalite standartlarını getirecek, verimliliği teşvik edecek ve üreticilerin ürünlerinin benzersiz niteliklerini tüketicilere göstermelerine yardımcı olacak. Ekonomist Emmanuel Hidier de bizim gibi düşünüyor ve 'Bir kürom derneğinin parçası olarak üreticinin kapasitesinin geliştirilmesi, pazarının genişletilmesi ve daha verimli olabilmesinde daha fazla fırsatlara ve güçlü sese sahip olması geleceğini garanti altına alır...
Coğrafi işaretlemenin gelişmesiyle, üretecinin tek bir çatı altında atında toplanma fırsatımız oldu.
Sonuç olarak; birlikte hareket ederek, fiyat istikrarı sağlanır, ürünler korunabilir ve üretici sesini daha çok duyurabilir. Derneği  ya da bizim anladığımız şekilde kooperatifi olmayan bir çiftçi olarak yaşamın zor olabileceğini artık öğrenmeliyiz. Yandaşların söyleyemediğini söyleyelim:
Bizim çiftçimiz; teknik olarak üretimin zor olmadığını, en büyük zorluğun pazarın ihracatçıların elinde olmasından dolayı sebze ve meyve fiyatının gerekli seviyede olmadığını artık öğrenmiş oldu.
Şimdi, FAO ve EBRD, Türk balıyla yeni bir mücadeleye atılıyor. Bizim de İzmir ve Ege olarak benzer projeleri 31 Mart'tan sonra İzmir Büyükşehir'in bugüne kadar yaptığı büyük destekle, yeni çeşit ürünlerde yaşama geçirebilir.

Suriyeli mülteciler de iş sahibi oldu

Japon hükümeti tarafından finanse edilen ve FAO tarafından Kilis İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Kilis Belediyesi ile işbirliği içinde uygulanmakta olan 'Geçim Kaynaklarına Erişim Fırsatlarının ve Sosyal Uyumun Güçlendirilmesi Yoluyla Suriyeli Mültecilerin ve Ev Sahibi Toplulukların Dayanıklılıklarının Artırılması' projesi kapsamında Kilis'te istihdam fuarı düzenlendi.
Proje ile Suriyeli mültecilerin de tarım sektöründe işgücü talep edilen alanlarda istihdama kazandırılmalarının, yerel düzeyde özel sektöre katkıda bulunulmasının ve yerel yönetimlerin teknik bölümlerine kapasite geliştirme desteği sağlanmasının ve bu sayede Şanlıurfa'da ve Kilis'te iş piyasasının güçlenerek teknik kapasitenin artırılmasının hedeflendiğini açıkladı.
Yöresel arasıcak yemekler, hayvancılık ve sürü yönetimi konularında toplam 125 kişiye, Kilis'te ise Kilis İl Tarım Müdürlüğü tarafından 100 kişiye sebze üreticiliği, Antep fıstığı ve zeytin üretimi konularında, Kilis Belediyesi tarafından ise 25 kişiye arıcılık konusunda kuslar ve eğitim programlarını tamamlayan kursiyerlere etkinlik sonunda sertifikaları verildi. Sanıyorum; İzmir'de de Suriyelilerin de katıldığı benzeri kurslar açılıyor.

HAFTANIN HABERİ

Özdilek Holding, 30 bin fidanı toprakla buluşturdu

Özdilek Holding, Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) ile işbirliği kurarak yaptığı ağaçlandırma projesiyle 30.000 fidanı toprakla buluşturdu.
Özdilek, gelecek nesillere bırakılacak en güzel mirasın doğa olduğu bilinciyle Özdilek Holding, Özdilek Vakfı ve Özdilekteyim.com adına oluşturduğu 3 hatıra ormanında, toplam 30.000 fidanın toprakla buluşmasını sağladı. Yıllar içerisinde eşşiz bir ormana dönüşecek olan 30.000 fidan, saatte 51 ton oksijen üretip, 69 ton karbondioksiti bünyesine alarak, doğaya büyük bir katkı sağlamış olacak.