Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Ekonomi Masasının değerlendirme toplantısına katıldı.

Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

'Toplumun her kesiminin bir çıkış aradığının da farkındayız.

Türkiye bu ekonomik buhrandan nasıl çıkar?

Buradan bütün yurttaşlarıma seslenmek isterim:

'Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur.

Türkiye'de çözülemeyecek hiçbir sorun da yoktur.

Her sorunu akılla, uygulamayla, bilgiyle, birikimle, deneyimle çözmek mümkündür.'

O zaman biz öyle bir strateji belirleyelim ki; sorunu çözme açısından alacağımız her kararı, bu stratejinin içine yerleştirebilelim.'

'4 aşamalı bir strateji oluşturmak zorundayız!'

'Bunun birinci aşaması şu:

Bu ülkede yaşayan herkes; ister doğu, ister batı, güney, kuzey, orta Anadolu, ne olursa olsun, hangi kimlikten, hangi siyasi görüşten, hangi inançtan olursa olsun, her vatandaşın önce ihtiyaç duyduğu bir şey var, can ve mal güvenliği.

Bunun altını özenle çiziyorum.

Can ve mal güvenliği ne demektir?

'Ben rahatlıkla yatırım yapabilirim, rahatlıkla hükümeti eleştirebilirim, rahatlıkla düşüncelerimi söyleyebilirim!'

Sivil toplum örgütü olarak, meslek kuruluşları olarak düşüncelerimizi rahatlıkla ifade edebiliriz.

Bu ne demektir?

'Ben bunu söylediğim zaman asla zarar görmeyeceğim' demektir. Malıma da zarar gelmeyecek, canıma da zarar gelmeyecek.

Bunun yolu ne?

Katıksız bir demokrasi, hukukun üstünlüğü, can ve mal güvenliği, yargının bağımsızlığı, medyanın özgürlüğü, bu birinci ayağımızdır. Stratejimizin birinci ayağı demek ki ülkede herkesin can ve mal güvenliği sağlanacak.

Böylece yatırımcı önünü görecek, böylece yatırım yapacak, böylece uluslararası alanda rekabet edebilecek, bu güce ulaşabilecek ve çıkıp dünyanın hangi ülkesine giderse gitsin benim ülkemde demokrasi var diyecek. İstediğim yatırımı yaparım planlama çerçevesinde ve bunu hayata geçiririm.'

Üreten Türkiye

İkinci aşamamız: Güzel, demokrasi geldi; bir sloganımız var 'Üreten Türkiye'.

Türkiye'nin üretmesi lazım, her alanda üretmesi lazım.

Demokrasi varsa düşünce alanında da insanlar bilgi üretecekler; üniversiteler bilgi üretecek, üniversitelerden bir aykırı söz çıktığı zaman, vay sen bunu niye söyledin denmeyecek, onun düşüncesine saygı gösterilecek.

Üretmek; her alanda, kültür alanında, sanat alanında, sanayide, tarımda, esnaf, hizmet, turizm sektörü...

Demokrasiyle birlikte bir üretim seferberliği başlatmamız gerekiyor.

Biz sanayiciye de, esnafa da, tarımcıya da, turizmciye de şunu söyleyeceğiz; Buradan bütün KOBİ'lere, sanayicilere, çiftçilere, turizmcilere, esnafa hepsine

'Senin demokratik bütün hakların var, her türlü eleştiriyi rahatlıkla bize yapabilirsiniz!'

Türkiye üretecek

'Ama neyi üreteceğimiz konusunda da önemli bir konu var.

Neyi üreteceğiz?

Devlette liyakatin çökmesiyle beraber devletin temel kurumları da çöktü. Devlet Planlama dediğimiz bir kurum kalmadı.

Kendi geleceğini planlamayan bir ülke olamaz.

Özel sektörün dinamizmini esas alarak, ülkede sağlıklı, tutarlı yeni bir planlama hamlesi başlatmak zorundayız.

En birikimli, en deneyimli arkadaşlar Planlama Örgütünde yer alacak, Türkiye'nin geleceği planlanacak.'

Stratejinin üçüncü ayağı...

'Üçüncüsü; yarattığımız katma değeri, oluşturduğumuz katma değeri yani yeni milli gelir artışını hakça paylaşacağız.

Bu ülkede aç ve açıkta kimse kalmayacak.

Herkesin işi olacak, herkesin aşı olacak.

Güçlü bir sosyal devleti inşa etmek zorundayız.

Hepimiz emeğimizin karşılığını, alın terinin karşılığını almak zorundayız.

Dördüncü unsur sürdürülebilirlik

'Demokrasi süratle gelişen bir kavram, demokrasiyi de büyüteceksiniz. Dünyada demokrasi hamleleri geliştikçe kanun devletiydi değil mi bir ara?

'Şimdi kanun devleti demiyoruz!' ne diyoruz?

'Hukuk devleti!' diyoruz.

Kanunun üstünde vicdani kanaati üstüne koyuyoruz bunun. Kimsenin haksızlığa uğramamasını istiyoruz.

Demek ki bunun sürdürülebilirliği önemli. Ekonomi, süratle değişiyor, süratle gelişiyor.

Demek ki ne yapacağız?

Eğer insanoğlu tekerleği 1 milyon yılda bulmuşsa ve bugün her saniyede birden fazla buluş varsa, Türkiye Cumhuriyeti bürokrasisinin ve ona yön verecek olan siyaset kurumunun 50 yıllık, 100 yıllık planları belirlemesi lazım.

Nereye gidiyor dünya ve biz nereye gideceğiz?

Bunun adı sürdürülebilirliktir.'

DİP EKSPRES

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye ve dünyadan birçok örnek verdi.

Tüm kesimlere, 'Bize oy verin!' diyerek, ekonomi masası ve ekibini tanıttı.

Konuşmasını şöyle tamamladı:

'Özel sektörün önündeki bütün engelleri kaldırın Türkiye'yi uçururlar. Kendisine Türkiye'de alan bulamayan Bulgaristan'a gidiyor, Macaristan'a gidiyor, Almanya'ya gidiyor.

Neden o iş dünyasının saygın insanına Türkiye'de alan açmıyorsunuz, neden korkutuyorsunuz?

Politikacıya söz verirseniz bu sözün arkası gelmez, en iyisi siz soruları sorun, biz de yanıt vermeye çalışalım...'