Romantik akımın takipçileri 'Kasımda aşk başkadır' filmini ve sloganını çok severler. Oysa kasım ayı bana Şırnak'ta yaptığım askerliği anımsatır. İlkbaharla başlayan çatışmalar, yaz boyu devam ederdi. Havaların, kasım başında henüz tam soğumamış olması ve dağlarda kar olmayışı, çatışmaları olanca hızıyla devam etmesini sağlardı. İzmir'de yıllarca romantik duygularla beklediğimiz kar, bu bölgede çatışmasızlık için beklenen bir barış elçisi gibiydi. Muvazzaf askerler bunu 'Beyaz Barış' olarak tanımlarlardı. Yağan kar operasyonların sona ermesini sağlayarak bir nevi sözel olmayan bir ateşkes sağlardı.

Barış ne güzel bir kavram. Oysa barışın içinde bile ikircik var. Barışın olması için önce bir küslüğün, bir dargınlığın, bir savaşın olması gerekli. Onlarca yaralı, şehit, ölümü gözlemleyen biri olarak keşke ne savaş ne de barış olsa diyebilirim. Keşke insanlık, savaş kavramını hiç bilmeden tüm dinlerin, tüm öğretilerin ve felsefelerin önerdiği, emrettiği gibi kardeşçe yaşayabilse. Belki meslek sebebiyle hemen hemen her dinden, her kıtadan, birçok farklı kültürden yüzbinlerce insanla tanıştım. Aslında değişmez birincil kimlikleri ile yoktu hiçbirinin diğerinden farkı. Hepsinin içinde iyisi de vardı kötüsü de. Merhametlisi de vardı, gaddarı da. Hepsi biraz sana benziyordu, biraz bana.

Çocukluğumdan beridir İzmir'de yaşayan biri olarak her kış kar yağmasını özlemle beklerdim. Kar yağmasını bırakın, çiselemesi bile heyecandı benim için. Şırnak'ta askerlik maceramdan tam 14 yıl tam 14 kasım geçti. Hala her kasım, oralarda kar olmasını beklerim, kar yağmasını dilerim. Savaş olsun olmasın o dağlarda ilk kar haberini almak rahatlatır beni. Kasımda başlar oralarda kar. Belki bugün yağmaya başlayacak, belki yarın. Siyasetçiler, insan hayatıyla kendi yaşamlarını kuranlar ne derlerse desin son sözü kar söyleyecek. Belki de bu sebeple güvenim, beklentim inancım bu denli çok yağan kara. Çünkü barışı sağlamada, ocaklara ateş düşmemesini sağlamada, kardeşliği sağlamada hiçbir siyasetçi, asker, savaşçı yağan kar kadar güvenilir değil. Belki de kara beyaz rengi veren bu asalet. Keşke 12 ay o dağlarda kar olabilseydim, barışı sağlayabilseydim. Belki bir gün sen bir kar tanesi, ben bir kar tanesi olabiliriz. Ne dersin?