Bu köşenin okurları artık biliyor; İzmir'in su havzasında bir altın madeni çalışıyor. İzmir'in damı olarak nitelendirilen Efemçukuru'nda 1 Haziran 2011'den bu yana çalışan altın madeni büyük tehlike yaratıyor. Mahkeme huzurunda alınan örneklerin analizinden ağır metallerin dünya kabuk ortalamasının üstünde olduğu ortaya çıktı ama maden kapatılmadı, kapatılması bir yana kapasite artırımı izni verildi.

Ankara'daki Hükümet, İzmir'in su havzasının kirletilmesini umursamıyor, altıncının istediği her türlü izni veriyor, İzmir'deki yerel yönetim de tam bir acizlik içinde. Geriye; Efemçukuru Köyü'nden "Yalnız Efe" Ahmet Karaçam, İzmir'den bir grup yaşam savunucu, EGEÇEP, İzmir Tabip Odası, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası kaldı, davalarının peşini bırakmıyorlar.

Kapasite artırımı projesi için verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının iptali davası beş yıldır sürüyor, Danıştay ilkinde yaşam lehine olan, ikincisine aleyhinde olan mahkeme kararlarını bozdu.

Her seferinde bilirkişiler seçiliyor, keşifler yapılıyor ve bunlar için yüklü masraflar yapılıyor. Şimdiye kadar yapılan yargılama giderleri 25 bini buldu, bu paraları kıt bütçeleriyle davacılar ve onları destekleyen kişi ve kurumlar karşıladı. Şimdi yine keşif yapılacak, bilirkişilere para ödenecek, örnekler alınacak, analizler yapılacak ve yine yüklü harcamalar yapılacak. Yapılacak keşif için Mahkeme 10.280.00 TL. yatırılmasını istedi, bunun 2.500.00 TL.'sini davacılardan İzmir Tabip Odası yatırdı, geriye kalan para yatırılamadı. Bir yanda su havzasını kirleten faaliyet devam ediyor, diğer yanda bunu denetleyecek, kapanmasını sağlayabilecek davanın yürümesi için gereken yargılama masrafı karşılanamıyor. Ne yapmalıydı? Duyarlı İzmirlilere, İzmirli olmasalar da İzmir'de yaşamasalar da yaşamın korunmasını önceliğine alan kişilere dayanışma çağrısı yapmak geldi akla. E-posta yoluyla ve sosyal medyadan çağrılar yapıldı, çağrıya beklediğimizin üzerinde yanıtlar aldık, beş gün gibi kısa bir süre içinde ihtiyaç olanın üzerinde para toplandı. 30 lira ila 3 bin lira arasında değişen miktarlarda yapılan katkılar, İzmir'in suyunu koruma mücadelesine güç kattı. Sorunu dert eden meğer küçük bir grup değilmiş, meğer bayağı çokmuşuz.

Keşif parası yatırıldı, yakında keşfe gidilecek, bilirkişi incelemesi yapılacak, maden sahasından sudan, topraktan, kayaçtan ve pasadan örnekler alınacak ve analiz yapılarak, yeniden bilirkişi raporu düzenlenecek, Mahkeme bir kez daha karar verecek. Davanın sonucu ne olur, şimdiden bir şey söylemek zor, verilecek kararın uygulanacağını kesin olarak söylemek de zor. Ne olursa olsun, yaşanan süreç çok kıymetli, verilen destek çok önemli. Miktarı ne olursa olsun destek çağrısına yanıt veren herkese çok teşekkürler, su gibi aziz olun.

Şimdi su için başlayan bu dayanışmayı daha da büyütmek gerekiyor, İzmir'in yaşamsal bir sorunundan söz ediyorum, bu konu neden İzmir'in gündemine oturmaz, yerel siyasetini neden belirlemez?
31 Mart 2019 yerel seçimleri için adaylığa soyunan büyükşehir ve ilçe belediye başkanı ve belediye meclis üyesi aday adayları, İzmir'in su havzalarının korunması konusunda ne düşünürler, Efemçukuru Altın Madeni onlar için ne ifade eder? Bunları İzmirlilerin bilmeye hakkı var. Evet aday adaylarını görelim!