Murat Eştürk, ‘Bu Mansur Yavaş iyice şaşırmış!’ diye mesaj attı.

Merak ederek, nedenini sordum ve şu yanıtı aldım:
‘Boş arazileri ekip, hasat edilen ürünleri ihtiyacı olan ailelere dağıtmaya başlamış!’
Yakında başı ağrır…
Dikili’de Osman isminde bir belediye başkanı vardı bir zamanlar…
O da boyundan büyük işlere kalkışmış, ‘Şebeke suyunu halka bedava dağıtmıştı!’
Sonra mahkemelik oldu…
‘Sen nasıl belediyeyi ziyana sokarsın?’ diye…
Cezaevine girip girmediğini tam anımsayamıyorum…
‘Su gibi aziz ol!’ derler…
Yani su o kadar önemlidir…
‘Toprak işleyenin, su kullananın!’ demişte Bülent Ecevit…
Onu da Çiğli’de uçağa binip Ankara’ya döneceği sırada öldürmek istemişlerdi.
Tarihte ‘su savaşları’ da var, su ile ilgili çeşitli olaylar…
Canınızı sıktım farkındayım…
En iyisi medyada yer almayan bir olayı sizinle paylaşarak keyfinizi yerine getirmeye çalışayım:
Belki adını fazla duymadınız?
Prof. Dr. Tolunay Ören var!
Gururlarımızdan biri…
5965 kalp- damar uzmanının katıldığı bir yarışmada birinciliği elde bıraktı.
Şimdi birçok kişi, belki de meslektaşı ‘burun’ kıvıracaktır…
‘Güzellik yarışması mı?’ diyenler de çıkacaktır…
Biz bunları bırakalım, sadece alkışlayalım…
Bu arada söyleyeyim;
İzmir’de gerek beyin, gerekse kalp olsun o kadar önemli hekimlerimiz, cerrahlarımız var ki, hangi birisinden söz edeyim…
Ama biri vardı ki, onu hatırlatacağım…
Çünkü medya ile ilgisi çok iyi idi…
Anımsadığım kadarıyla 96 ameliyat yapmış birini sağlıklı bitirmişti.
Hayrullah mı, Feyzullah mı?
Öyle bir şeydi ismi…
Ege Üniversitesi’nin Partili Rektörüne sorsanız da bileceğini tahmin etmiyorum…
O bir kişiyi de birlikte ameliyata girdiği konuk Japon cerrah ameliyat etmişti.
Önce ‘Türkiye’de kalacağım, Bornova’yı ve Bornovalıları çok sevdim’ diyen Japon Uzman, işte o kişinin kaprislerine dayanamayarak kaçarcasına ülkesine dönmüştü.
Sonra ne mi oldu?
Ege Üniversitesi Senatosu şikâyetleri dikkate aldı ve Feyzullah mı, Hayrullah mı, yoksa Koca mı, büyük mü, küçük mü neyse o kişinin elinden diplomasını da mesleğini de geri aldı…
Yusuf Alpayım’ın ‘Altın Taksi’sinde çalışan Bornovalı bir şoförden dinlemiştim;
‘Hastaya götürürken, ilk lafı ‘Malı mülkü var mı?’ diye sormak oluyordu, demişti…
Hâlâ anımsıyorum…
Ne günlerden ne günlere geldik…
Şimdi birçok hekimimize kefil olurum…

Rica ediyor

Siyasetçilerden söz edecektim ama yerim kalmadı…
Ama Enver Kaya’nın şu sözlerini paylaşmadan edemeyeceğim…
İroni mi yapmış, ne yapmış!
‘Petrol bulduk, mazot 30 lira oldu, barajlar yaptık elektriğe yüzde 37 zam geldi, doğalgazı bulduk mutfak tüpü 250 lirayı geçti, rica ediyorum artık hiç kimse bir şey bulmasın seçime kadar!’ diyor…
Ben bunları normal karşılıyorum,,,
Ama karşılayamadığım damacana sulara arka arkaya yapılan zamlar…
Sanıyorum bir yıl kadar önce damacana su fiyatı 9 lirayı geçince yetkililer hareket  geçmiş ve 7 liradan daha yüksek fiyata satılmayacak, açıklamasını yapmışlardı.
Şimdi, çoğu yabancı olan şirketler 32 lirayı geçtiler…
Kiloluk ya da beş litrelikleri ele alırsak çok daha büyük meblağ ediyor.
Bence kontroller suculardan başlamalı…
Su koyanın da hesabı mutlaka görülmeli…