Yaşadığınız ya da yaşamaktan korktuğunuz birçok hastalıktan korunmak bazen çok basit formülerde gizlidir. Gün içerisinde kısa yürüyüşler yaparak ve su içerek hastalıklardan korunabilir, daha sağlıklı bir geleceğin temellerini atabilirsiniz.
Uzmanlara göre oturduğunuz her saat için yapacağınız 5 dakikalık yürüyüş, kalp-damar hastalıklarından, beyinde oluşabilecek pıhtıdan, varisten, kemik erimesi ve kireçlenmeden, omurilik sisteminde yaşanacak bozukluğa kadar birçok hastalıktan korunmaya yardımcı oluyor.

Suç kendimizde

Doç. Dr. Umut Yavuz ile Doç. Dr. Mehmet Erduran, uzun süreli oturmanın, eklemlerde, bel ve sırtımızdaki omurilik sisteminde ve omurga sisteminde ciddi sorunlar yaratabileceği konusunda uyardı, 'Çok oturduğumuz zaman diz ekleminde belli aşınmalara fırsat veriyoruz; özellikle dizde, kemikte, kıkırdakta. Yürümek hem kıkırdağın canlılığı için hem de kemiğin içindeki yapım ve yıkım dengesi için önemlidir. Bu yüzden gün içinde muhakkak yürümeye vakit ayırmamız lazım' dedi.

'Günde en az 8 bin adım atın!'

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre günde en az 8 bin adım atmamız gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Mehmet Erduran, 'Bir saat oturarak çalışılmışsa, en azından 5 dakika ofis içinde muhakkak ayağa kalkıp, küçük yürüyüşler yapmamız lazım. Bu sürede hem kaslar tekrar aktive olmuş olur hem kemiğin yerden aldığı basınç sayesinde kemik döngüsü sağlanmış olur hem de omuriliğin tekrar eski, dik duruşuna sahip olması sağlanır' ifadelerini kullandı.
Çok oturmak en basit ihtimalle kabızlık yapar, ayaklarda şişkinlik yapar ve bu ilerlerse cerrahi boyuta ulaşır. Birçok hastalık hareketsizlikten kaynaklanır, bağırsak problemleri, kas-eklem ve boyun problemleri, damar problemleri gibi...

Yemeği seviyoruz amma

Bu arada önemli bir noktaya daha değinmek istiyorum: Türk halkı yemeyi biliyor ve seviyor ama düzgün beslenmiyor. Ağız tadı iyi ama kendimizi kontrol edemiyor, durduramıyoruz. Sonuçta 'Türk kası' denilen göbek yapıyoruz. Bunun birçok komplikasyonu var. Örneğin karaciğer yağlanması, iç organlarda yağlanma ya da fonksiyonlarını bozma, kalp koroner damarlarında yağlanma gibi...
Göbek, ortopedik olarak da aşırı yük öne doğru eğilmeye davetiye çıkarıyor. En çok omuriliğe yük bindirme pozisyonu öne doğru eğilme pozisyonudur. Bu pozisyonlar, taşınan kiloyu 6 kilodan 60 kiloya çıkarabiliyor. Sırt, bel, omurilik hepsi bu durumdan etkilenebiliyor. Altyapıda, kıkırdak ve bağlarınızda bir problem varsa zaten fıtık hastalığı dediğimiz şeye davetiye çıkarmış oluyoruz. Yine bir hatırlatma yapayım; Bunun yıllar içinde oluşturduğu, 'pozisyona bağlı kamburluk' dediğimiz şey de kiloyu verince hemen düzeltebileceğiniz bir şey değil. O yüzden, bunu geleceğe yatırım olarak düşünerek, hem damarlarımıza, hem karaciğerimize, hem iç organlarımıza, hem tüm sırt kaslarına ve omuriliğe zarar vermemek için, geleceğe yatırım açısından erken vakitte kurtulmak gerekiyor.

Güzel duygular için

Günümüzde öfke, kin, nefret, sevgi gibi her bir duygunun beyinde biyokimyasal bir karşılığı olduğu kabul ediliyor. Güzel duyguların harekete geçirilmesi, kötücül duygular yerine iyicil duyguların yaşatılması da şart olarak kabul edilenlerden. Duygular hakkında farkındalık oluşturabilenler, 'Hisseden İnsan' ı ve hayatı hisseden şanslı kişiler. 'Hisseden İnsan'; mutlu olabilmek için, düşünen, yardım eden, yardım alan, duygudaş olmanın önemini hatırlatan insani değerlerin temsilcisidir.

Uykusuzluk yaşamı tehdit ediyor

16 Mart Dünya Uyku Günü nedeniyle açıklama yapan Göğüs Hastalıkları ve Uyku Bozuklukları Merkezi Uzmanı Prof.Dr. Sadık Ardıç, günümüzün teknolojik ve endüstriyel gelişimi yüzünden toplumsal uyku sağlığının her geçen gün bozulduğuna dikkat çekti.
Prof.Dr.Sadık Ardıç, 'Uykusuzluk yaşamı tehdit ediyor' dedi.
Sağlıklı bir erişkin için günde 6-8 saat uykunun, yeni doğan da 18 saat, çocuklarda ise 12-14 saat olması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr.Sadık Ardıç, 'Uykunun sağlıklı olduğunu söylemek için bu sürenin kesintisiz uykuda geçmesi gerekir. Sağlıklı uyku için uyunulan ortamdaki ısı, ışık, gürültü, yatağın konforu gibi faktörlerin en uygun koşullarda olması gerekir. Isı 18-22 derece, gürültü olmamalı, ortam uykuya müsait olacak kadar karanlık olmalı' diye konuştu.


HAFTANIN HABERİ

Kadınlar için cam tavan çatladı ama henüz yıkılmadı


Kadınların iş hayatında yerleri olması ve seslerini duyurabilmelerini sağlamak için çeşitlilik konusunda yürüttükleri çalışmaları da ortaya koyan 'Next Gen' raporundan ilginç detayların da yer aldığı bülten yayınlandı. Kadınların engellenmiş kariyer ve azimlerini tanımlayan 'cam tavan' ifadesinin ilk kullanılışının kırkıncı yılında, ACCA, iş dünyası liderlerine 'çeşitlilik ve sosyal hareketlilik konularında gerçek ve ölçülebilir ilerleme gösterilmesi' çağrısıyla dikkat çekiyor.
Gelecekte süreklilik içinde ilerleme kaydetmesini istediğim en önemli konulardan biri, kadınların kariyer merdivenlerinin cam tavanı kırıp geçebilmesi.
Birçok kanurdın ve erkek için fırsat eşitsizliği hala devam ederken daha geniş bir bakış açısıyla sosyal hareketlilik konusunda ilerleme için çaba sarf edilmeli.