Türkiye demokrasi tarihinde silinmeyecek kara lekenin tarihi, Şubat’ın 28’i…

Postmodern darbe olarak adlandırılan, millet iradesini hiçe sayarak ülkeyi siyasi, sosyal ve ekonomik bir uçuruma sürükleyen kara lekenin tarihi,

Şubat’ın 28’i…

Milletin kendi kaderini tayin etme hakkının haince gasp edildiği;

Özgürlük, adalet ve vicdanın üzerine kara bir gölgenin düştüğü gün.

Öyle kara bir gün ki;

İnsanlar, inançları ve yaşam tarzları nedeniyle ötekileştirildi,

Eğitim hakları gaspedildi, gençlerin hayalleri çalındı.

Binlerce insan inançları yüzünden suçlu ilan edildi;

Okullardan, iş yerlerinden kovuldu.

Millet, kendi kimliğine düşman kılınmak istendi.

28 Şubat, bir korku iklimi yaratarak toplumu böldü ve güveni paramparça etti.

Ancak biliriz ve inanırız ki;

Her sıkıntının, her karanlığın bir sabahı vardır. 

Sabah geldiğinde aydınlık, insanı kucaklar.

Yani karanlık gecelerin ardından her daim yeni bir gün doğmuştur, doğacaktır da.

Millet, demokrasiye, özgürlüğüne ve adalete sahip çıkmak için tekrar ayağa kalkmış, “etkileri 1000 yıl sürecek” diyenleri ve iddialarını, yüreğinde yeşeren sessiz direnişin, demokrasiye olan sarsılmaz inancının ışığında tarihin karanlık sayfalarına sonsuza kadar gömmüştür.

Yapılmak istenen kötülük, bir diriliş efsanesine dönüşmüştür.

Bizler, tarihimizin acı derslerinden alacağımız güçle;

Daha adil, daha özgür ve daha demokratik bir Türkiye için var gücümüzle çalışmaya devam etmek, bu yaralı hafızaya rağmen, geleceğe umutla bakmak, 28 Şubat’ın bize öğrettiklerini unutmadan, daha parlak yarınlar inşa etmek zorundayız.

Geçmişe dönüp baktığımda ise 28 Şubat sürecinin bende bıraktığı en önemli dersin, demokrasiye sahip çıkmanın, hem kalpte ve hem akılda bir yer edindiğidir.

Bu nedenle bizzatihi milletin kendisine düşman olan bu zihniyeti,

Sonsuza kadar Affetmiyoruz, Unutmuyoruz!