Yedi yıl sonra döndüğü PTT 1.Lig'e, iyi bir giriş yapan Altay; özellikle son haftalarda teknik direktör Özden Töraydın ve taraftarlar arasındaki gerilimden çok etkilenerek hızlı bir irtifa kaybederek küme düşme sınırına geldi. Transfer yasaklısı Eskişehirspor karşısında alınan yenilgi sonrası, yine kayyuma devrolmuş Elazığspor karşısında oynanan futbol, kaybedilen 2 puan ve camianın gerginiliği göz önünde bulundurulduğunda devre arası adeta hızır gibi yetişti. Boks maçlarında Orhan Ayhan'ın terimiydi 'gong imdadına yetişti'. Knock-out olmak üzere olan boksörlerin round'un bitmesiyle nefes almasını ve yeniden savaşması için bir fırsatı anlatan bir deyimdi. Devre arası da aslında bir anlamda Altay için imdada yetişmiş oldu.

Özgür Ekmekçioğlu, futbol camiasına adım attığı günden beridir Özden Töraydın ile kader birliği yapıyor. Ona güveniyor ve büyük bir maddi yatırımı onun adına yönetmesine izin veriyor. Bu özel ve güvene dayalı işbirliği Altay kulübünü düştüğü bataktan çıkartarak tekrar Türk futbol vitrinine çıkartmayı başardı. Bu süreçte Altay camiası, taraftar, İzmir kamuoyu bu özverili iki insanı ayakta alkışladı. Ama kasım ve aralık ayında yaşanan gelişmeler Altay kulübü için yeni bir formül bulma zorunluluğunu gerektirdi. Hayatta uzmanlık eğitimi ve tecrübe olmadan başarı elde edilmesi olanaksızdır. Örneklemek gerekirse, ben bir tıp doktoruyum. Eğer psikiyatri uzmanlığı yerine cerrahi eğitimi almış olsaydım, bugün ameliyat yapan bir hekim olacaktım. Ama uzmanlığı başka bir alanda geliştirmeyi tercih ettim. Bugün bir hekim olarak, temel konularda hekimliğin gerektirdiği tüm görevleri üstlenebilirim. Ama ameliyat yapmak gibi ek uzmanlık gerektiren alanlarda, hazırlıksız cesaret gösterirsem zarar veririm.

Uzmanlık gerekli

1.Lig, ek uzmanlık gerektiren bir lig. Süper Lig'de yıllarca mücadele etmiş futbolcu ve teknik adamların görev yaptığı bir arena. Bu arenada tam hazır olmadan savaşa girmek hem kişiye hem de takıma zarar veriyor. Tribünden göründüğü kadar hiçbir şey bu ligde kolay değil. En beğenmediğimiz takımlarda bile milli takımda oynamış, Süper Lig'de şampiyonluk mücadelesi yapmış, bu liglerde yıllarca tecrübe edinmiş çok deneyimli oyuncular var. Bu ligde, işi şansa bırakmak baştan kaybetmektir. Her takımda şansı kendi lehine çevirebilecek isimler mevcut. Altay da devre arasını fırsat bilerek, bu ligin gerçeklerine uygun düzenlemeler ve kadroda revizyon yapmak zorundadır.

Yapıcı olunmalı

Yönetime, bu noktada güvenmek ve destek olmak zorundayız. Sadece geçtiğimiz iki yılın vefası için değildir bu zorunluluk.  Aynı zamanda mevcut durumda daha güçlü bir yönetim oluşturulamayacağı gerçeğidir, bu destek olma sorumluluğu. Kavga ederek, emek veren insana hakaret ederek yapıcı olma ihtimali yoktur. Camia olarak, Altay kimliğine yakışır soğukkanlılıkla bu krize çözüm bulunmalıdır. Özden Hoca, ateşten bir gömlek giymiş ama mevcut durumda ateş gömleği yakmaktan öteye gitmiştir. Keşke en başta kariyeri yüksek bir hocayla çalışma şansı olsaydı. Ondan öğrenecekleri ileriki günlerde kulüp için çok daha fazlasını yapmasını kolaylaştırabilirdi. Ama olmadı. Erken alınan sorumluluk hem ona hem de Altay'a zarar verir oldu.

Son olarak, kulüp 3. Lig'e giderken söz sahibi olan, kulüp yönetiminde yer alan ve kulübün kaderini belirleyen kişilerin bu dönemde kulübü kurtaracağına inandıkları kişilerin ismini zikretmelerini doğru bulmuyorum. Bu arkadaşlarımız her ne kadar çok iyi Altaylı olsalar da geçmişte çözümleri bu kulübe derman olmamıştır. Bu sebeple gelişmeleri biraz daha sağduyulu ile takip etmelerinin ve çok inandıkları çözüm yollarınını birinci ağızdan yönetimle paylaşmalarının daha şık olacağına inanıyorum. Bu da sadece bir dost uyarısıdır.