İzmir için tarihi bir gün yaşandı. Altınordu ile Altay, Play-Off finalinde karşı karşıya geldi. Kazanan Süper Lig'e yükselecekti. Böylesine önemli İzmir derbisine pek rastlanmıyor. Bir tarafta gençlik, diğer tarafta tecrübe vardı. Tecrübe kazanan taraf oldu ve siyah beyazlı takım 89. dakikada bulduğu golle 1-0 galip geldi.
***
Maç öncesine gitmek istiyorum. Bu müsabakanın İzmir'de oynanması herkesin isteği idi. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi takımların Türkiye'nin her ilinde milyonlarca taraftarı var. Nerede oynarlarsa oynasınlar, onların evi sayılır ve stadı doldurmayı başarabilirler. Ancak Altınordu ile Altay için bu geçerli değil. İzmir dışında, az sayıda taraftarı var. Oynadıkları karşılaşma da Türkiye şampiyonluğu ya da kupası değil. 1. Lig Play-Off finali. Süper Lig bileti alacak 3. takım belirlenecekti. Bu İzmir'in finaliydi, diğer takım taraftarlarının önemseyeceği bir karşılaşma değildi. İzmir'de oynanması çok daha anlamlı olurdu. Taraftarın alınmadığı bir müsabaka olduğunu biliyorum. Ama coşkunun yakınlarda olması, taraftara çok daha haz verecektir.
Bunun bir de basın tarafı var. Covidin olduğu, ekonomik koşulların zorladığı bu dönemde, İstanbul'a gitmek zor olur. Gidilse de tam kadroyla değil, en fazla 1 kişi ile. İzmir dışında gazeteler bu maçın haberini küçücük geçeceklerken, İzmir basını manşet yapacaktır. Bu sebepten elde bol bol materyal olmalıdır.
***
Altınordu için ligin başlarında, küme düşmeye oynayacağını söylemiştim, büyük bir yanılgıya düşmüş oldum. Eski kadrosundan birçok isim şimdi Süper Lig'de mücadele ediyor. O takım, bu takıma nazaran çok daha güçlüydü. Sisteme daha da uygundular. Burak İnce bile maç sonunda yaptığı röportajda ‘buralara kadar geleceğimizi biz de düşünmüyorduk’ dedi. Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu sistem değişikliğine gitti, takım toparlandı. Çok iyi oynamadı ama puanlar almasını bildi. 
Altay, bana göre ligin en kaliteli takımıydı. Tek sorunu fazladan transferler yapmasıydı. Yetenekli oyuncular zaman zaman kadro dışında kaldı. Bazıları takımdan ayrıldı. Devre arası yine transferler yapıldı. Mustafa Denizli de kadronun çok şişik olduğunu söyleyip, gelir gelmez bazı oyuncularla yolları ayırdı. İlk 2'den Süper Lig'e çıkılamamasının sebebi bana göre transferlerin abartılı yapılmasıydı.
***
Şimdi maça geçeyim. İlk 11'de alıştığımız bazı isimler Enis ve Paixao yedek kulübesindeydi. Denizli, forvetsiz oynayarak, orta sahayı güçlü tutmayı tercih etmişti. Müsabaka başladığında İstanbulspor - Altay arasında oynanan yarı final 2. maçını izliyormuşum gibi geldi. Siyah beyazlı takım kendi yarı alanında rakibini karşılıyordu. Şeytanlar da rakibinin defans arkası zafiyetini biliyordu ki, top çevirip duruyor, defans arkasına uzun oynuyordu. Orta sahada geçen, kaleye gidilemeyen ilk yarı izledik. 2 pozisyon vardı sadece. Bir tanesinde defans arkasına sarkan Ahmet, karşı karşıya kaleciyi geçemedi. Diğerinde ise Poko orta yaptı, rüzgarın da etkisiyle top kaleye yöneldi. Erhan zor da olsa kurtarmayı başardı.
İkinci yarıya Altay Erhan ve Paixao ile başladı. Oyun değişti. Arka arkaya siyah beyazlı takım atakları, golle burun burana getirdi. Hemen hemen hepsinde Paixao içindeydi. Bir tanesinde de altı pas içinde yandan gelen pasa dokundu, üst direğe nişanladı. Üstünlüğü ele almışlardı ve galibiyete çok yakındılar. 89. dakikada Erhan'ın kale içine kafa ile doldurduğu topa öndeki Yusuf hamle yapmadı, kalecisinin alabileceğini düşündü. Arkasındaki Paixao durmadı, ayağını uzattı, fileleri havalandırdı. Bu Süper Lig'i getiren gol oldu.
***
Genel olarak iki takımda önce defans güvenliğini ön plana çıkardı. Gol bulabilmek için ekstra bir şey yapmadılar. Bu tür maçlardan farklı şeyler beklemek olmaz, çok nadirdir. Pozisyonları ve golü getiren etken tecrübe oldu.
***
Mücadelede ön plana çıkan isim Paixao oldu. 2. yarı çok gol pozisyonuna girdi, kaçırdı ama sonunda Süper Lig'i getiren golü attı. Erhan da yaptığı asistle ondan pek arda kalmamış oldu.
Sahanın kötüsü olarak Murat'ı söyleyeceğim. Uzun pasa hareketlendi, top yere çarpıp üzerinden geçti, Ahmet kaleciyle karşı karşıya kaldı. Ceza alanı yakınında 2 kere gereksiz faul yaptı, tehlikeli yerden rakibine duran top şansı verdi. Hele ilkinde Recep'in üzerine sıçramıştı ancak takım arkadaşı Mehmet topa kafa vuran isimdi. Kontrolsüz güç...
***
Altay 5 oyuncu değişiklik hakkının sadece 3'ünü kullandı. Mustafa Denizli, uzatmaları da düşünüp, planını ona göre yapmıştı. Gol attıktan sonra rakibinin hücumcularını sahaya sürmesine rağmen sadece 1 değişiklik yapmayı uygun gördü.