Haberin, daha doğrusu açıklamanın başlığı böyle idi;

‘Süt için süte değer!’

Ülkemizde et  ve süt fiyatları marketlerde, bakkallarda artmaya devam ederken yem, akaryakıt, elektrik, su, gübre gibi üreticinin girdi  maliyetlerine sürekli zam  geliyor.

Süt fiyatı 15 Kasım 2019 dan bu yana aynı.

Hayvan kesim fiyatları 40 TL den 33-35 TL’lere kadar gerilemiş, hayvancılıkla uğraşan üreticiler olarak yaklaşık %40 gibi ciddi bir oranda fakirleşmiş durumda.

Hal böyle olunca üreticiler de borçlanmaya başladı.

‘Süreç bu şekilde devam ederse elimizdeki hayvanları kesmeye devam etmek zorunda kalacağız.’ diyor ve şöyle devam ediyorlar:

‘Aslolan  yerli üretimdir, ithalata bağlı tarım politikasını bırakıp yerli üreticimizi desteklemeliyiz.  

Çözüm olarak bakanlığımız biran önce süt fiyatlarını güncellemeli, bunu yaparken de üreticinin hangi  dönemde ne kadar destekleme  alacağını belirlemeli ayrıca girdi maliyetlerine müdahale etmelidir.

Pandemi döneminde görüyoruz ki gıda olmazsa hayat olmuyor.

Tarım varsa hayat var!’

Açıklamayı yapan; S.S. İzmir Tarımsal Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği Yönetim Kurulu…

Ben de kendilerine bir öneride bulunayım…

Son zamanlarda ‘sütün faydaları!’ konusunda değişik görüşler öne sürülüyor.

Bunların içinde bizim çocukluktan bu yana bildiğimiz ve öğrendiğimiz bilgilerin dışında söylentiler yayılıyor.

Yani süt bizim bildiğimiz kadar yararlı değilmiş, gibi…

Demek ki, bu konuda bir çalışma yapmak ve halkı yani tüketiciyi doğru bilinçlendirmek gerekiyor.

Benden söylemesi ve hatırlatması…

Tabii ki, yaşam ve geçim için fiyat önemli…

Ama bir de bilinçli ya da başka hesaplarla yayılmaya çalışılan kirli bilgilere karşı tedbir alınması şart…

Bir kişi bile ‘Acaba?’ diye düşünürse, gerisi gelir…

Şimdilik bu kadar…

Birlikte harekete geçme zamanı

Dün konuyu paylaşmıştım…

Yapılan açıklamaları vermiştim.

FAO ve UNEP, artan gıda güvensizliği ve doğal kaynaklardaki azalma sebebiyle herkesi gıda kaybı ve israfını azaltmaları için daha çok çaba göstermeleri çağrısında bulundu.

Son yıllarda sıkça konuşulan gıda kaybı ve israfı, bu sene COVID-19 salgınıyla birlikte daha geniş kapsamda tartışmaya açıldı.

Salgın ile uygulamaya konulan kısıtlamalar, gıdaların nakliyesini veya tüketicilerin pazara erişimini engellerken, bozulabilir tarımsal ürünlerde ve tedarik zincirindeki ürünlerde yüksek düzeyde kayıpları da beraberinde getirdi.

Üret ama israf etme!

Bugün sayısı yaklaşık 690 milyonu insan açlık çekerken, üç milyar insanın besleyici gıdaya erişimi yok.

2014 yılından beri artan açlık çeken insan sayısına, salgın ile 132 milyon kişinin daha eklenmesi ile gıda ve beslenme güvenliği her zamankinden daha çok tehdit altında.

Tüm bu gelişmelerin ışığında, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ev sahipliğinde ilk kez kutlanan Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü, hepimize gıdayı üretme, tüketme ve israf etme şeklimizi yeniden düşünmemiz gerektiğini hatırlattı.

‘Dur!’ demeli…

‘Gıda kaybı ve israfına dur diyelim. İnsanlık için. Gezegenimiz için’ sloganıyla kutlanan günde artan gıda güvensizliği ve azalan doğal kaynaklarımıza dikkat çekilerek gıda kaybı ve israfını azaltmak için herkesin daha çok çaba göstermesi gerektiğinin altı çizildi.

İşletmelere fiyat denetimi

Aliağa Belediyesi Zabıta ekipleri, kent genelinde periyodik olarak yaptığı fiyat etiketi kontrollerini sürdürüyor. Denetimler sırasında satışa sunulan ürünlerin üzerinde veya raflarda fiyat etiketi olup olmadığı, raftaki fiyat ile kasa fiyatlarının uyuşup uyuşmadığı ile son kullanma tarihleri kontrol ediliyor.  

Denetimlerde eksik görülen hususları tutanak ile tespit ettiklerini belirten Aliağa Belediyesi Zabıta Müdürü Mustafa Tahir Acar, ‘Gerekli yaptırımlar için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlüğüne bilgilendirme yapıyoruz. Amacımız halkımızın sağlıklı ürünler ile birlikte fiyat güvenliği sağlanmış şekilde gönül rahatlığı içerisinde alışveriş yapmalarını sağlamak’ dedi.

DİP EKSPRES

309 milyon kişi canlı yayın üzerinden satış ve pazarlama yapıyor

Çin’in internet gelişimiyle ilgili hazırlanan yakın tarihli bir rapora göre, haziran ayı itibarıyla Çin’in kırsalda yaklaşık 285 milyon internet kullanıcısı var ve bu rakam ülke toplamının yüzde 30’undan fazlasını oluşturuyor.

Çin İnternet Ağı Bilgi Merkezi tarafından yayımlanan rapora göre, Çin’deki kırsal internet kullanıcılarının sayısı mart ayına göre 30 milyonun üzerinde arttı ve kentsel-kırsal dijital uçurum önemli ölçüde azaldı.

Raporda, internetin, halkın katılımı ve ilgili kampanyalara artan farkındalığıyla birlikte ülkenin yoksulluğu azaltma çabalarında daha büyük bir rol oynadığı belirtildi.

Haziran itibarıyla yoksul bölgelerdeki tarım ürünlerinin sanal tanıtımı gibi ilgili faaliyetlerin Çinli internet kullanıcılarının yüzde 51,5’ine ulaştığı ve aktif internet kullanıcılarının yüzde 34’ünden fazlasının bu tür ürünleri sanal platformlar üzerinden satın aldığı kaydedildi.