Süleyman Gülen- Futbol üzerine 4 kitabı bulunan 2 yıl kadar da Karşıyaka altyapısında görev yapan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Talimciler ile İzmir takımları üzerine konuştuk. Yeni sezonda Göztepe, Altınordu ve Altay'dan umutlu olduğunu belirten Talimciler, Karşıyaka ve Buca'da işlerin kötü olduğunu söyledi. Talimciler Dünya Kupası'nda uygulanan ve bu yıl Süper Lig'de uygulanan Video Hakem Uygulaması (VAR) sistemini de değerlendirdi.

VAR aldatıcı olabilir

-Daha önce Dünya Kupası'nda kullanılan ve bu sene Süper Lig'de de kullanılan Video Hakem Uygulaması 'VAR'ı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben VAR sisteminin tüm soruları ortadan kaldıracağını düşünmüyorum. Çünkü işin içine bu kadar teknolojinin girmesi beni mutlu etmiyor. Teknoloji girdikçe bir takım şeyler mekanikleşmeye başlıyor. Artık 'Futbol hatalar oyunudur' ibresi kalkıyor. Bu sistem her şeyden önce oyunun durmasına yol açıyor. Futbol diğer sporlara göre daha akışkan bir oyun, siz VAR'ı getirerek bunu durduruyorsunuz. Siz televizyonu da değiştiriyorsunuz. Belirli bir süre sonra VAR'a uygun seyirci gelmeye başlıyor. Seyirciyi de etkileyecektir. Şuanda belirli pozisyonlar için kullanılıyor ancak teknolojinin olanakları arttıkça daha fazla işin içine girecektir. Hakem VAR'da pozisyonu çok yavaşlatılarak izlediği için aldatıcı olabilir. Televizyonda gördüklerin yanıltıcıdır. Gerçeği gibi değildir. Biz ülke insanı olarak var olan standartlarda anlaşamıyoruz. Ortak bir noktada buluşamadığımız için siz istediğiniz kadar hakem kararlarına VAR sistemini koyun, yine olmayacaktır. Bizdeki komplo teorileri ortadan kalkmayacaktır. Ben futbolun bu kadar mekanikleşmesi taraftarı değilim. Para işi bu kadar arttıkça bu burada kalmaz. Daha da devam eder, bu sistem size devre arası sistemini 45 dakikadan 30 dakikaya düşürür. Bütün bunları değiştirecektir. Zaman değiştikçe ve işin içine teknoloji girdikçe futbolun başka yerlere doğru gittiğini göreceğiz. Ülkemizde son yıllarda gördüğümüz en sönük transfer sezonunu geçiriyoruz. Bunun nedeni; para denizi bitti para yok, kılıç gibi sallanan finansal fair play meselesi var. Büyük takımların her sezon 2-3 büyük transfer yapmasına alışmıştık, çilekler, kremalar alıyorlardı ancak şimdi yok, para yok çünkü. Bir diğer nedeni de geçtiğimiz dönemlerde kötü yönetilen takımların bunun yansımasını şimdi görüyor olması.

Mali sıkıntılar altyapı için iyi

-Türkiye'deki ekonomik sıkıntılar futbolu nasıl etkiler?

Uçuk transfer bedelleri, futbolculara verilen astronomik maaşlar takımları mali sıkıntılara soktu. Bu durum bizi dönüp dolaştırıp İzmir'deki Altınordu örneğine getirecek. Asıl mesele şimdi anlaşılmaya başlanıyor. Bundan önceki yıllarda da Altınordu örneği deniliyordu ancak bu seneki kadar farkında değildi hiç kimse. Şimdi baktılar transfer yapamıyoruz ne yapacağız dediler ve Altınordu örneği daha kıymetli hale geldi. Takımların yapacakları başka alternatifleri olmadığı için mali sıkıntılar altyapı için pozitif bir durum oluşturdu. Artık milyon dolarlar saçamazsın o kadar paran yok ve bu durum bir süre daha devam edecektir. Bundan sonra da sönük geçecek transfer sezonlarına hazırlıklı olalım. Artık Drogba'lar, Van Persie'ler olmayacak. Oyuncu satın almaların yerine kiralamalar artacaktır. Satın alma opsiyonuyla kiralamalar başladı bile. Fenerbahçe'nin Andre Ayew örneğini sayabiliriz. Mümkün olduğu kadar para vermeyelim, işimizi ucuz halledelim mantığının olduğunu görüyoruz.

Futbol da zarar görüyor

Bu durum sağlam bir altyapı ile maçlara çıkmadığınız müddetçe Türk takımlarının 80'lerde Avrupa maçlarında olan 'Yenildik ancak ezilmedik' meselesini tekrar gündeme getirecektir. Biraz abartılı gelebilir ancak malesef buraya doğru gidiyoruz. Bugün Avrupa'da oynanan futbola baktığınızda ekonominin çok büyük etkisinin olduğunu görüyoruz. Bu bir oyun değil, bir iş aslında. Böyle bir şey olduğu için bunu delmek için ya çok sağlam altyapınız ve kenetlenerek oynayan oyuncularınız olacak ya da siz de ekonomik olarak çok kuvvetli olacaksınız. Kenetleyerek oynayarak UEFA Avrupa Ligi'nde şampiyon olabilirsin. Sevilla ise bunun bir örneği. Ancak şampiyonlar ligini alamazsın. Bu ekonomik durumunla senin Real Madrid'le, Barcelona'yla, Manchester United ile baş etmen mümkün değil. Makasın bu kadar açıldığı günümüzde futbolun kendisi de zarar görüyor. Mesela her yıl aynı takımların kazandığı Şampiyonlar Ligi organizasyonu var. Çeyrek finalden sonra aynı takımları görüyoruz. Bundan sonra bizim takımlarımızın o arenada bir şeyler yapabilmesi kolay olmaz. Geçmişte daha kolaydı. İşler artık Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı aldığı dönemdeki gibi değil.


- İzmir takımları yeni sezonda ne yapar?

-Göztepe

Göztepe çok başarılı bir sezon geçirdi ve Süper Lig'de diğer takımlara kıyasla ekonomik olarak en rahat takım. Çünkü diğerleriyle kıyaslanmayacak kadar gelir-gider tablosunda daha rahat bu yüzden de eli daha kuvvetli. Böyle olduğu için de Göztepe daha ince eleyip sık dokuyor ve her önüne gelen teklifleri kabul etmiyor. Yeni bir hoca, bu da kurgu ve oyun anlamında pek çok şeyi değiştirecektir. Göztepe'nin en büyük avantajı lige çoğu takım ekonomik sıkıntı yaşarken Göztepe'de bu olay yok, düzenli ödemeler yapılıyor ve bu elini kuvvetlendiriyor. Ekonomik olarak iyi bir başkana sahip ve şirket modeli olarak devam ediyor. Diğer avantajı ise içeride trübünü dolduracak seyirci desteğine sahip. Aynı seyirci deplasmanda da destek vermeye devam ediyor. Göztepe'nin seyirci altyapısı Türkiye'nin başka takımlarında olmadığı kadar fazla. Lige Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor'u çıkart bu 5 takım dışında sadece Göztepe'yi sayarım. Süper ligde Göztepe'den başka hiçbir takım bu kadar taraftarı deplasmana toplayamaz. İç sahada dolu trübüne oynamak büyük avantajdır, hele ki deplasmana seyirci toplamak müthiştir.      

-Altınordu

Altınordu kendi modelini net bir şekilde kabul ettirdi. Altınordu'nun modeli herkes tarafından açık bir şekilde anlaşılmış durumda. Fenerbahçe'nin buraya gelmesi ve ona bir takım futbolduların satılması bunun bir örneği. Altyapısında oyuncu yetiştirmesi bunu Avrupa'ya satması çok güzel bir başarı. Bunlar doğru yolda ilerlediklerinin göstergesi. Uzun süredir birlikte oynayan oyunculardan oluşan Altınordu'nun bir üst lige çıkmasının zamanı geldi. Sanırım onlar da 2020'yi hedefliyorlardı. Bu takım bu yıl olmasa bile seneye Süper Lig'e çıkacaktır. Altınordu'nun hedefi belli bir tarihe kadar 1. Lig'e çıkmak, futbolcuları orada pişirmek ve oradan sonra Süper Lig'e çıkmak. Altınordu'nun hedefi ben bu sene 1. Lig'e çıktım, seneye de Süper Lig'e çıkayım değildi. Bunu özellikle ortaya koydu. Bulunduğu 1. Lig'de yerini sağlamlaştırdı ve çocuklar baya tecrübe edindi. Bu çok önemli. 1. Lig'de ekonomik olarak en iyi durumda olan takım Altınordu diyebilirim. Çünkü o ligde de büyük sıkıntılar var. Altınordu'nun güzel çizilmiş ve sınırları belli olan bütçesi olduğu için ve altyapıdan oyuncu kullandığı için durumu iyi.


-Altay

Altay yıllar sonra olması gereken yerde. Aslında hala değil, çünkü olması gereken yer Süper Lig'dir. Tüm takımların başarı performanslarını değerlendirdiğinizde Altay hala Türkiye'nin 4-5 takımından birisidir. Dönemin 1. liginde oynama olarak baktığınızda ilk 6-7 takım içerisinde yer alır. Altay umarım bu geçiş sürecini atlatır. Bu yıl olmasa bile diğer sene hak ettiği yere çıkar. Altay'ın önceliği 1. ligde kalmak olmalı.


Tüm takımlara destek olmalıyız

-İzmir futbolunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bazı İzmirliler gibi düşünmem ben. Bazı İzmirliler şöyle düşünür: Ben Göztepeli'yim, diğer hangi takım düşerse beni ilgilendirmez veya ben Karşıyakalı'yım diğer takımlar beni ilgilendirmez mantığı vardır. Ben olaya böyle bakmıyorum. İzmir'in 1 takımı düştüğünde İzmir küme düşmüş gibi hissederim. Zamanında Göztepe ve Altay düştüğünde de, bu sene Karşıyaka ve Buca düştüğünde de aynı şeyi hissettim. Kaybeden veya kazanan İzmir futboludur. Önce bu mantıktan kurtulmak ve kent olarak kentin tüm takımlarına destek vermek gerekiyor. Bu takımların alt lige düşmesi yerel rekabeti zayıflattığı gibi kenti de zayıflatıyor. İzmir takımlarının gerektiği sayıda Süper Lig'de temsil edilmesini isterim. İzmir takımları güçlüyse İzmir de güçlüdür. İstanbul'dan Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Kasımpaşa ve Başakşehir olarak 5 tane takım sayıyorsun. O zaman ligin 4'te 1'i İstanbul olmuş oluyor. Deplasman avantajı gibi pek çok şeyi düşünüyorsun. İzmir'den yıllarca 1 takım bile yoktu. O yüzden Süper Lig'de İzmir takımlarının sayısının artması kent için de çok büyük avantaj. Kentin ekonomisi, medyası ve imajı için de çok önemli.

Küçük düşünmeyelim

İzmir'den 3 takım Süper Lig'de olsa kent medyasına da büyük iş düşecek. Medyanın seviyesi de yükselecektir. Buraya gelecek olan takımların konaklayacağı yerler, o takımlarla gelecek taraftarın alış-veriş yaparak kent ekonomisine katkısı su götürmez. Küçük düşünerek sınırları daraltmanın anlamı yok. Bunun dışında bakabileceğimiz Karşıyaka ve Buca kalıyor ki onların durumu çok kötü. Ekonomik olarak da zihinsel olarak da yönetim olarak da durum çok kötü. Karşıyaka için uzun yıllardır geliyorum diyen felaket geldi. Kulüp yıllar sonra 3. ligde şu anda. Buca'da durum Karşıyaka'dan daha kötü. Çünkü Karşıyaka'da uzun yıllara dayanan bir spor kültürünün altyapısı var. Sorunları oturup tartışan kurumlar var ancak Buca'da durum böyle değil. Yeni sezonda Göztepe, Altınordu ve Altay adına umutluyum ancak Karşıyaka ve Buca için aynı şeyi söyleyemem. Saydığım ilk üç takımın en kötü ihtimalle bulundukları ligdeki pozisyonlarını koruyacaklarını düşünüyorum. İzmir'in üzerindeki ataleti atması gerekiyor. Bunu üzerinden atması gerekiyor. Kısmen de attığımızı düşünüyorum. Göztepe bir örnek, Altınordu yıllardır devam ettiriyor ve şimdi de Altay geldi. Umarım diğerleri de bundan ders alıp bu yola girerler.

VAR sistemi nedir?

Daha önce Dünya Kupası'nda kullanılan sistem yeni sezonda Süper Lig'de kullanılacak. Video Hakem Uygulaması (VAR), karşılaşma devam ederken maçın orta hakeminin karar vermekte güçlük çektiği bir pozisyonda ya da pozisyonlarda, bir başka hakemin ya da hakemlerin pozisyonun tekrarını video aracılığıyla izlediği ve orta hakeme yardımcı olduğu sisteme denmektedir. Orta hakem kararsız kaldığı pozisyonlarda VAR'a başvuracak. Akıllardaki soru ise bu sistem artık hakem hatalarını sona erdirecek mi?