'Yılbaşının sence hiçbir hususiyeti yok mudur' diye sordum. 'Hayır' dedi.

'Senenin diğer günlerinden ne farkı var sanki? Tabiat onu her hangi bir şekilde ayırmış mı?

Ömrümüzden bir sene geçtiğini göstermesi bile o kadar mühim değil; çünkü ömrümüzü senelere ayırmak da insanların uydurması. İnsan ömrü doğumdan ölüme uzanan tek bir yoldan ibarettir ve bunun üzerinde yapılan her türlü taksimat sunidir...'

Yeni yıl hakkında böyle diyor Raif Efendi'nin 'Kürk Mantolu Madonna'sı. Haksız da sayılmaz hani. İşte, bugün yeni yılın ilk günü. Diğer günlerden ne farkı var? Ne değişti takvimlerdeki sayılardan başka? Hiç!

Ama değişe de bilir. Ömrümüz doğumdan ölüme uzanan kesintisiz bir yol. Bilmeden, anlamadan koşar adım geçtiğimiz bu yolu, yolculuğu güzelleştirmek bizim elimizde. Yoksa günler, aylar, yıllar gelip geçecek. Önemli olan insanın, hayatın sonsuz akışı içinde, kendisine yer bulması, yer edinmesidir. Bu yıl eğer hayatımızda bir fark olacaksa onu da biz yaratacağız. Hayatın en ince kıpırtısını duyarak, görerek, duyumsayarak yapacağız bunu.
Bugün, aynı güneş ısıtacak olsa da pencerenizi. Eskiye yeniden başlamak olsa da, sıfırlanan saatlerden ötesi. Aşk olsun, mutluluk olsun, umut olsun diyorum. O güzel yüreklerinizde, huzur olsun, parçalara bölüp adına yeni yıl dediğimiz hayat evresi. Yeni yılınız kutlu olsun.