Türkiye şehitlerine yanıyor da, bazı TV kanallarında eğlence gırla gidiyor. Alkış, ıslık, kahkaha. Bu gün şehit olan binbaşının annesi devleti, cumhuru arıyor, acısı dayanılır değil, dağ gibi evladı devrilip gitmiş. Ekranda Türk erkeğinin bıyıkları geyiği, ekrana dalıp dağıtmak geliyor içimden. İçleri sıkılan TC vatandaşlarına Türkiye dar gelmiş, komşumuzu ziyaret ederek ekonomisine katkıda bulunuyorlar. İnsani olan her davranışı tolere etmeye çalışıyorum. Elbet bayramdır, yenilecek, içilecek, gezilecek, gülünecek. Ama gündeme, insanlara, ülkemize hiç mi saygımız yok? Sanki her şey çok normalmiş gibi. O kadar sinsi dağıtılıyoruz ki. Çocukları çikolata ile kandırmak bile zorken, keyfe, saltanata, bencilliğe, bu kadar kolaycılığa, teslim olmak. Korkuyorum, eşimden, dostumdan olacağım diye. İyi de biz aynı vatanın evlatları değil miyiz? İngiliz, Fransız, Amerikalı gibi yaşıyoruz Türkiye'de. Bakar mısınız? Kurban kesenler, amaç yoksula yardım iken, etleri kendilerine depo yiyecek yapıyorlar. Bu cehennemin içindeki güllük gülistanlık olan ne? Niye? Dün benim gibi bildiğim insanlarıma ne oldu? Umarsızlık mı, yoksa umuda mı yolculuktayız? Aşağıda 8 yıl önce yazdığım, kurban bayramı ertesi yazısını aynen paylaşıyorum, bu gün şikâyet etmeye hakkımız var mı? Siz karar verin.

***

Geldiği gibi hızla gitti kurban bayramı. Gündemi aynı, görüntüleri aynı geçtiğimiz yıllarla.
Yani değişen iyileşen hiçbir şey yok hayatımızda. Bilakis değişen, ilerleyen dünya koşullarında, bizlerin inatla değiştiremediğimiz hatta gerilettiğimiz yaşam şeklimiz.
Yalnız farkında mısınız bir konuda kahroluyoruz artık. Bayramların son günlerinde evlere dönüşte vuku bulan trafik kazaları toplu katliam gibi. Çok şükür artık bu tür haber ve görüntüler yok. Bu konuda eğitildik mi? Keşke diyeceğim ama bence dış turizm ağır bastığı veya ekonomik durumları gittikçe batağa saplanan insanlar, evlerinde kaldıkları için diye düşünüyorum. İnsanlarımıza ulusal IMF'liğe soyunan bankaların televizyondaki reklamlarını gördünüz değil mi? Araba kredisi, ev kredisi, ihtiyaç kredisi ve bayram kredisi. Hatta o kadar uygun şartlardaki vatandaşlık numarasını yaz verilen noya SMS at, 10 milyara kadar verilen krediyi, kefilsiz, mefilsiz kap. Sanki cebinize konan bedava bayram harçlığı.

Ne faizi belli, ne de insanlardan götürdüğü. Gittikçe çaresizleşen, fakirleşen insanlara, güya yardım! Elektriğe zamla başlıyor yeni yıl eminim sırada uzun bir liste var. Nasılsa sesimiz sedamız çıkmıyor hatta gittikçe oy ve sempatisini arttırıyor AKP.
Sanki Türkiye kanatlandı uçuyor uçuruyorlar Türkiye'yi. Baksanıza bayramda her 5 tanıdığımızdan 3'ü Londra, Paris, Prag, uzak doğuya uçtular. Bir de yıl sonu cari açıklar çok kötü patlayacak dibe vuracağız diyen şom ağızlılar olmasa. PKK'lılara af çıkacak hepsi koşup bankaların cömertlikle dağıttığı kredileri alacaklar iş kuracaklar, terör bitecek (!)
En büyük sıkıntımız türban sorunu bitecek. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın eşleri sayesinde türbansız dişi kalmayacak yakında. Diyarbakır'ın adı değişecekmiş yalnız adı değişse umulan değişikliklerin haddi hesabı yok. Hesabını soranda yok. Tarih, unutulmak ve unutturulmak için okutturuluyor sanki dolayısı ile Lord Curzon'u kimse hatırlamıyor Sevr'i de. Tarih tekerrürden ibarettir atasözünü aklımızda tutabilirsek bu uçuşun ucunda görünenin üstümüze gelen bir meteor yağmuru olabileceğini de görebiliriz. Çünkü Mustafa Kemal ve İsmet İnönü yok artık. Var olan Türkiye'nin Kemalizm'ine düşman bir batı ve Lord Curzon'un verdiklerini almaya kararlı torunları. Kaynak mı lütfen okuyun
"Osmanlı imparatorluğunun çöküş belgeleri"(Seha L.Meray-Osman Olcay) Bayram bitti.