Londra'daki National Gallery'nin (Ulusal Galeri) koleksiyonunda yer alan, 17. yüzyılın en önemli ressamlarından Gentileschi'ye ait bir tablo, bir süredir Birleşik Krallık'ın farklı noktalarını ziyaret ediyor.  
Galeri, İtalyan Barok Ressam Artemisia Gentileschi'nin "Self Portrait as Saint Catherine of Alexandria" (İskenderiyeli Azize Katerina Olarak Otoportre) adlı resmini 2017 yılında 3,6 milyon Pound karşılığında satın almış ve restorasyon ile yeniden çerçeveleme işlemlerinin ardından ertesi yıl sergilemeye başlamıştı.
Ulusal bir hazine olan tablo, bu senenin ilkbaharında, eserin "ortak sahibi" kabul edilen Birleşik Krallık halkına, özellikle Galeri'yi ziyaret etme olanağına sahip olamayacak kişilere tanıtılması amacıyla, alışılmadık ve beklenmedik yerlerde sergilenmek üzere Galeri'den ayrıldı.  
Eserin turu, İskoçya'nın en büyük şehri Glasgow'daki kadın kütüphanesinden başladı. Birleşik Krallık'ın kadın tarihine adanmış tek akredite müzesi olan Glasgow Women's Library, Kadınlar Günü'nden hemen önce, 6 Mart'ta ev sahipliği yapmaya başladığı tabloyu 19 Mart'a kadar sergiledi.  
Otoportrenin ikinci ziyareti için Yorkshire ilçesindeki Pocklington Group Practice ameliyathanesi seçildi. Ameliyathane çalışanları, hastalar ve yakınları dışında tabloyu görmek isteyenler için de 29 Nisan ile 11 Mayıs arasındaki sergileme süresince etkinlikler düzenlendi.
İtalyan başyapıtın bir sonraki durağı, Newcastle şehrindeki Sacred Heart Catholic High School adlı kız lisesiydi. Öğrencilerin sanat sergisinin yanındaki oditoryumda sergilenen tablo, 14-17 Mayıs tarihlerinde hem bu okuldan hem de çevredeki okullardan öğrencilerle düzenlenen atölye çalışmalarının odak noktası oldu. Bu tarihlerde, Ulusal Galeri çalışanlarının sanat alanında kariyer yapma konusunda tecrübelerini paylaştığı, 10-12 yaşındaki öğrencilere yönelik bir etkinlik de gerçekleştirildi. Ulusal Galeri küratörünün bir konuşmasını içeren, halka açık ziyaret saatleri düzenlendi.
Gentileschi'nin resmi, kız lisesinin ardından Surrey'deki kapalı kadın cezaevi HM Prison Send'in yolunu tuttu. Böylece, Birleşik Krallık ulusal koleksiyonundaki bir resim, ilk kez bir cezaevinde sergilenmiş oldu. Tablonun cezaevi kütüphanesinde sergilendiği 20-22 Mayıs tarihlerinde, Ulusal Galeri sanatçı eğitmeni, kendi isteğiyle atölye çalışmalarına kayıt olan 30 kadar mahkumla üç çalışma düzenledi. Eserin karşısında gerçekleşen bu atölyelere katılan, tabloyu büyük bir merak ve ilgiyle karşılayan kadınlar, resim ve ressam hakkında bilgilendirildiler ve otoportredeki temalardan ilhamla yaratıcı çalışmalar gerçekleştirdiler.  
Eserin turu, Londra'da bulunan Waltham Forest yerleşim yerindeki Wood Street Library adlı kütüphanede sonlanıyor. Tablo, bu sene radikal, öncü ve sıradışı kadınların anıldığı "Waltham Forest Borough of Culture 2019" etkinlikleri çerçevesinde 1 Haziran'da sergilenmeye başladığı kütüphanede, 16 Haziran tarihine kadar görülebilecek.
İskenderiyeli Azize Katerina Olarak Otoportre'nin ziyaret noktalarında "kadın" ortak temasının öne çıkması, rastlantı değil. Gentileschi, kadın sanatçıların pek kabul görmediği bir dönemde Floransa'daki Accademia del Disegno'nun (Çizim Akademisi) ilk kadın üyesi olmuştu. Eserleri, uluslararası çapta alıcı buluyordu.
Sanatçı, güçlüklerle dolu bir yaşam sürdü; 17 yaşındayken başka bir ressamın tecavüzüne uğradı, ilgili davası sürerken fiziksel işkenceye maruz kaldı. Birleşik Krallık'ı gezmekte olan kendi portresinde, 4. yüzyılda İmparator Maxentius tarafından şehit edilen Azize Katerina'yı canlandırıyor. Resimde kendini, bıçaklı tekerlekle (işkence aleti) betimlemiş. Eleştirmenler bu tabloyu, ressamın kendi yaşadıklarını ifade etme biçimi olarak yorumluyor. Resimdeki güçlü bakışı ise, boyun eğmemiş ruhunu ortaya koyuyor.
Caravaggio'yla büyük olasılıkla şahsen tanışan ve onun takipçilerinden olan, 40 yıllık bir kariyere sahip Gentileschi bugün, neslinin en ilerici ve etkileyici ressamlarından biri olarak değerlendiriliyor.
Bir sanat eserinin, galeri duvarında görülmeyi beklemekten çıkarılıp "herkes için sanat" anlayışıyla halkın farklı kesimlerinin görebileceği yerlere götürülmesi ve daha erişilebilir kılınması, son derece anlamlı. Tablonun küçük "turnesi" tartışmalara ve öğrenmeye vesile olmuş, birçok kişiye ilham vermiş.
Eserin sergilendiği cezaevindeki mahkumlardan biri, 400 yıllık resme baktıktan sonra bir süre konuşamadığını, sesinin tuhaf çıkmaya başladığını söylüyor. Tablodaki kadının bakışlarından çok etkilendiğini, onunla arasında bir bağ oluştuğunu ifade ediyor. "O artık benim arkadaşım, kesinlikle..." diyor.