Biz Ege'de olmamızdan ötürü mutlu olmalıyız. Anadolu Uygarlığı'nın en canlı örneklerinin yöremizde bulunması mutluluğumuzu yaşamak için yeterli sayılmaz mı? Baksanıza çevremiz belki de yanlış olarak Antik Yunan olarak bilinen bir uygarlığın kalıntıları ile dolu değil midir? O amfiteatrları, o tapınakları ve benzerlerini şöyle bir dolaşın düşüncemi doğrularsınız.
Hemşerimiz "Halikarnas Balıkçısı", çevremizdeki uygarlığın "Antik Yunan'a" bağlanmasını hiç mi hiç kabullenmez de onun tam tersine asıl uygarlığın "Anadolu Uygarlığı" olduğunu söyler durur. Bu düşüncelerinde bir gerçeklik payı vardır mutlaka. Dolayısıyla tiyatro sevgisi her Egelinin geninde mutlaka bir yer edinmiştir.

***
Ama ben, bilir misiniz niçin böyle bir giriş yaptım yazıma?
Geçen haftanın Salı günü (8 Nisan) DEÜ Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda "Yastık Adam" adlı bir tiyatro eserini izledik. Sözümü nereye bağlayacağımı açıklayayım o halde. Yazımın başlangıç bölümünde yazdığım üzere ta eskilerden bu yana tiyatronun doğup belki de uygulama açısından en yüksek düzeye çıktığı Ege yöresinde böylesi zor bir eserin üstelik bütünüyle amatör bir anlayışla sahnelenmesi seyirci olarak beni gururlandırdı.
Nasıl gururlanmayayım ki? "Yastık Adam" adlı tiyatro eseri benim de öğrencisi olmakla onur duyduğum Hukuk Fakültemizin heyecan dolu öğrencileri tarafından seçilmiş, hazırlanılmış, sahneye konulmuş ve oynanmıştı.
600 kişilik koca salon bütünüyle doluydu, tiyatro seyircisi olmak kolay da değildir, özel bir terbiye gerektirir. Oyun boyunca bir çıt bile çıkmadı. O halde; nasıl gurur duymazsınız?
Fakültemizin tiyatro grubu dediğim gibi zor bir eseri seçmiş; "Yastık Adam/Pillowman", İrlanda kökenli İngiliz yazar Martin McDonagh'ın iki perdelik "İn Yer Face/İn Your Face" türünde bir kara-komedi. Oyunu sahneye koymak zor, üstelik öyle pek popüler bir eser de olmadığından izleyiciye benimsetmenin zorluğunu da unutmamak gerekir. Bütün bu olumsuz sayılabilecek yaklaşımlara oyunun sahnelendiği mekanın tiyatro sahnesi olmadığını da eklemeliyiz bana kalırsa. Bu durumun, ne denli fiziksel bir sıkıntı yaratabileceğini tiyatro ortamında yaşayanların çok çok iyi bileceğini düşünmekteyim.
Yazımın üst bölümlerinde belirttiğim üzere her yönüyle zor bir eser olan "Yastık Adam"ın konusunu kısaca belirteyim sizlere: Bilinmeyen zaman ve ülkede geçen olaylar; yazar Katurian'ın öykülerindeki gariplikler nedeniyle tutuklanıp sorgulanmasıyla başlamaktadır. Katurian, polisler tarafından işkence altında sorgulanırken alışık olmadığımız türden kötü sonların hüküm sürdüğü sıra dışı öykülerinden söz etmektedir. Bu ortamda, zaman içinde gerçekle kurgu arasındaki çizgi giderek silikleşecektir. Böylelikle Katurian'ın öyküleri ile iç içe geçen bu sorgu sırasında kimin masum kimin suçlu olduğu anlaşılmaksızın karmaşıklaşacaktır. Üstelik Katurian; akıl zafiyeti içindeki kardeşi Michal'i de bu karmaşanın  içine sokmaktadır. Böylesi bir ortamda geçmişin izlerini taşıyan karakterlerin sürekli olarak değişen sıfatları ve davranışları oyun boyunca sürecek, sonlanacaktır...    
İşte böyle; ekip, oldukça zor bir oyunu seçmişlerdir. Oysa; oyunun zorluğu yanında salonun tiyatro için fiziki yetersizliği gibi olumsuzluklara karşın gördüğüm kadarıyla; Utkan Gökçe, Ahmet Candan ve Deniz Büyüktuna'dan oluşan ekip üstelik cesaretlerini de ortaya koyarak seyirci ilgisinin eksilmediği bir seyirlik yaratabilmişlerdir. Bu başarılı ekip isimlerine, eklenmesi gereken gizli kalmış kahramanlar da vardır mutlaka, o halde; hepsinin adlarını yazamamış olmanın  kusuru bende kalsın.
Adettir; oyuncuların rollerini ve oynayanları da yazayım sizlere: Katurian/Hüseyin Karaoğlan, Michal/Aleyna Ersöz, Tupolski/Mehmet Çakır, Ariel/Deniz Karanlık, Anne Katurian/Hilal Kahraman, Baba Katurian/Anıl Ercan, Küçük Kız/Melike Kalay, Üvey Anne/Yağmur Fırat, Üvey Baba/Fatih Bozdemir.
DEÜ Hukuk Fakültesi Tiyatro Grubu 2001 yılında amatör düşüncelerle kurulmuş olmakla birlikte ilk eserini 2004 yılında Mümtaz Önder'in "İlk Davam" adlı oyunuyla etkinliklerine başlamış, geçen yıl Eugene İonesco'nun "Gergedanlar" oyunu sahnelenmiş bu yıl da 18. Oyun olarak "Yastık Adam" adlı eseri izleyicilerine sunmuş olmaktadır.
Bizler gittik, izledik, keyif aldık, alkışladık. Sonrasında bu genç ama heyecan dolu kardeşlerimizi gönülden tebrik edip başarılarının sürmesini dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
Gençlerimize tiyatro sanatı alanında başarılarını gösterebilme şansını veren Üniversite Rektörümüz Sn. Prof. Dr. Nükhet Hotar'a, Fakülte Dekanımız Sn. Prof. Dr. Murat Aydoğdu'ya ve diğer hizmeti geçenlere özellikle teşekkür ediyoruz.
Esenlikle kalınız...