Erhan Hartaç - 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda Türkiye'yi temsil etme hakkı kazanan İzmir'in gururu rekortmen milli yüzücü Emre Sakçı, hayatının bilinmeyen yönlerini anlattı. "Kısa zaman önce gördüğüm rüyada benden doping almaya geliyorlardı. Ben de gelen adamın kartını kontrol ediyorum " diyen Sakçı, günde 16 saatini havuzda geçirdiğini, gece yattığında bile yüzmeden kopamadığını belirtiyor

F.Bahçe formasıyla yarışan, gelen teklifleri geri çevirerek çalışmalarını doğduğu şehirde sürdüren Emre Sakçı, daha büyük başarılara imza atmaya hazır olduğunu, ancak aşığı olduğu İzmir'den gerekli desteği göremediğini dile getiriyor... Sakçı, Türkiye kulüplerarası uzun kulvar genç ve açık yaş yüzme şampiyonasında 100 metre kurbağalama derecesiyle A barajını geçerek 2020 Tokyo Olimpiyatları'na katılma hakkı elde etti. Sakçı, 50 metre kurbağalama kısa kulvar Dünya Gençler Rekoru'nu elinde bulunduruyor. Sakçı, İskoçya'nın Glasgow kentinde yapılan Avrupa kısa kulvar yüzme şampiyonasında 50 metre kurbağalamada milli formayla Türkiye'ye ilk gümüş madalyayı getirdi.

İzmir'de 25 metrelik havuzda çalışarak, 50 metrede büyük işler başaran pırıl pırıl bir genç olan Sakçı, geleceğe umutla bakıyor, hayatının her dakikasını planlayarak, kendine büyük hedefler koydu. Olimpiyatlar'da da madalya umudumuz olan Emre Sakçı, yüzme ile yatıp, yüzme ile kalkıyor. Fedakarlıklarla dolu spor yaşamı sürdüren, bundan da en küçük bir sıkıntı duymayan Sakçı, ilgi ve daha büyük başarılara imza atmak için destek bekleyiyor. Sıkıntıları olmasına rağmen geriye bakarak değil, hep ileriye yüzerek hedefine ulaşmaya çalışan Emre Sakçı, hayatını yüzmeye adayan, "İyi birey, iyi sporcu" olabilmek için çabalayan Türkiye'nin son zamanlarda yakaladığı ender sporculardan biri. Madalya koleksiyoncusu olmasına rağmen mütevazi kişiliğinden ödün vermeyen, uzun yıllar da zirvede kalmayı hedefleyen, büyük teklifler gelmesine rağmen İzmir'i terk etmeyen, İzmir aşığı Emre Sakçı Glaskow'dan getirdiği ilk gümüş madalya sonrasında kendisine kapılarını açan İTÜ Geliştirme Vakfı İzmir Nesan Yerleşkesi havuzunda sadece spordaki başarılarını, hedeflerini değil, özel hayatını, eğitimini, sıkıntılarını, isteklerini, İzmir'i, İzmir hakkında düşüncelerini, gençlere mesajlarını ve bilinmeyenlerini anlattı.

Havuzla ilk tanışman nasıl oldu, kaç yaşında ve kim itti seni mavi sulara?

Boğulma vakası yaşadım çok küçük yaşlarda. Yüzme korkusu yaşadım. Ailem beni havuza götürdü, bu korkumu yenmem için. Spor yapmamı da çok istedikleri için çok küçük yaşta çalışmalara başladım. Öyle başladım...

Eğitimine devam ediyor musun?

Üniversitede okuyorum, ama dondurdum. Yurtiçi ve yurtdışı yarışlar ve kamplar nedeniyle çok yoğun bir program içindeyiz. Mecburen ara vermek zorunda kaldım. Elbette devam edeceğim.

Bir günün nasıl geçiyor. Sabahleyin kalkıyorsun, akşam kaçta günü tamamlıyorsun?

Bütün günüm havuzda geçiyor. Dışarıda, yolda, evde, uyurken, yemek yerken her yerde yüzüyorum. Gördüğüm rüyalar bile yüzme ile ilgili oluyor. Kabus gördüğümde uyanıyorum, sanki havuzdayım.

Kaç saatini tesiste geçiriyorsun?

24x7 kaç oluyor, işte o kadar. 24 saat işin içindeyim. Benim özel hayatım yüzme. Ekmeğimi de buradan kazanıyorum. Beni var eden yüzme. Günde 6 saatimi suyun içinde geçiriyorum ama hayatımın tamamı neredeyse havuzda geçiyor. Antrenman orada bitmiyor. Belirli bir saatten sonra kahve içemiyorum. Uykum kaçmasın diye. Bazen uyuyamıyorum da. Ama zamanım yatakta geçiyor. Dinlenmek zorundayım.

Programını nasıl hazırlıyorsunuz?

Ben ve hocam tüm plan ve programları yapıyoruz. En ince ayrıntılarına kadar yaptığımız programları, eksiksiz uyguluyorum. Bir de spor hekimim var, Aylin Çeçen Aksu.

Özel hayatında özlediğin bir şey var mı?

Özellikle son 1 yıldır, her şeyi kapattım. Önceleri elbette böyle değildi. Ama şimdi rüzgarı arkamıza aldık. Gıpta ettiğim bir şey yok. Ara ara istediklerimi yapıyorum. Deşarjları yapmadığınız zaman vücuda bir şey yükleyemiyorsunuz. Enerji atımlarını da yapmanız gerekiyor. Özlem duyduğum biraz daha fazla uyuma, kalkma zamanları, yemek konusu olabilir. Çok şeyden fedakarlık yapıyorum. Kimi zaman bir yere çağırıyorlar, ama gidemiyorum. Yarın antrenman var, uyumam dinlenmem lazım diyorum. Programlarım her şeyi engelliyor.

Fizik, kullanabilene avantaj

Tesis sıkıntısı çekiyor musun?

Tesis sıkıntısı inanılmaz var. Türkiye'nin genelinde de var. Hiçbir bağlantım olmamasına rağmen İTÜ Geliştirme Vakfı Nesan Yerleşkesi yetkililerine, bana havuzlarında çalışma şansı verdikleri için teşekkür ediyorum. O kadar yoğun programları olmasına rağmen, bana büyük yardımları dokunuyor.

Fiziğin diğer yüzücülere göre daha avantajlı mı?

2.03 cm. boyum, kollarımı yana açtığımda 2.23 cm. ölçülüyor. Kullanabilirsen avantaj. Kısa olup daha hızlı kulaç atabilirsin, bu da var. Ben çok duydum, "O yüzecek, biz mi yüzeceğiz" diyorlar. Arkamdan konuşuyorlar, duyuyorum ve sıkılıyorum. Havuzdaki gençler de bunu duyuyor. Çocuklar kendilerine bakıp, baştan eziliyorlar. Böyle söylememek lazım. Herkesin kendine göre fiziksel avantajları var. Bu arada ben boyumu avantaj olarak görmüyorum.

İzmir'de sporda başarı olanaksızlıklar nedeniyle geriledi. Neler yapılmalıydı?

İzmir özellikle geçmişinde spor, kültür, sanat başarıları çok yüksek olan bir şehir. Ama ne yazık ki belirli bir süredir üstüne koyamıyor. Çok ciddi bir yatırım eksikliği var. Türker hocamla birlikte bir havuz kazanımı için gittiğimiz her yerde bağırıyoruz. Sadece havuz değil, atletizm için jimnastik için de tesisler yapılması gerektiğini anlatıyoruz. Spor kültürünün gelişmesi açısından tesisler çok önemli.

Eksiğimi kamplarla kapatıyorum

Tesis eksikliği nedeniyle verdiğin açığı nasıl tamamlıyorsun?

Biz yurtiçi ve yurtdışı kamplara gidiyoruz sürekli. Bu konuda federasyon ve kulübüm Fenerbahçe sürekli destek veriyor. Senede 8-10 kez yurtiçi kamp yapıyoruz. Yurtdışı kamplar ve yarışmalarla birlikte bir yılın 120 gününü il dışında dışında geçiriyorum.

İzmir ile anılmak istiyorum

Fenerbahçe forması giyiyorsun, ama çalışmalarını İzmir'de devam ettiriyorsun. Neden?

Mecburiyetten. Ciddi masraflar var. Fenerbahçe'nin yaptığı destekler olmasaydı, bugüne kadar gelemezdik, bu başarıları alamazdık. Federasyon elbette destek veriyor ama, kulübümün yaptıkları başarımın mihenk taşıdır diyebilirim. Ne kadar eksiği olursa olsun, İzmir'i bırakmam. İzmir'de yaşamaya, İzmirli bir sporcu olarak anılmaya kararlıyım.

Seni motive eden, devamlılığını sağlayan en büyük faktörler nedir?

Tabii ki ailem. Türker hocam da giriyor ailenin içine. Biz hep beraber bir bütün, ayrılmaz bir parça olduk artık.

Glasgow'da gümüş madalyayı alarak, Türkiye'ye milli formayla bir ilki yaşattın. O anda neler hissettin?

O an hiçbir şey hissetmedim. Zaten 25 saniye gibi kısa bir zaman içinde oluyor. Ufak farkla birinciliği kaçırdım. Belim ağrıdığı için en kötü çıkışı finalde yaptım aslında. Benim için çok özel bir gündü. Şans eseri değil, bilinçli ve planlı yapılan bir çalışmanın sonucu alınan madalya. Bu seviyede madalya almak önemli, güzel bir tecrübe. Artık yüzmede belirli bir grubun içine girdim. Avrupa'da sayılı isimler arasında olmaktan da mutluluk duyuyorum.

Artık sırada 2020 Tokyo Olimpiyatları var. Madalya konusunda ne diyeceksin?

Rakiplerim aşağı yukarı belli. Olimpik seviye öyle bir seviye ki. Herkes birbirini tanıyor artık. Başta hedefim yarı final yapmak. Oradan da finale atmak kendimi. Finale girdiğim zaman 8 kişinin şansı çok yakın. Bir İngiliz var, o önde çıkıyor biraz. Ama Olimpiyat çok ayrı bir yarışma. Hiç kimse madalya için söz veremez, ama elimden gelenin fazlasını yapacağımı biliyorum.

İlgi yetersiz

Bu başarılara rağmen sana gerekli ilginin gösterildiğini düşünüyor musun?

Hayır. Beni omuzlara alın, beni şöyle gezdiren, ismimi meydanlara verin, heykelimi dikin, demiyorum. Böyle bir çocuk var, bunu yapıyor, başarıyor. Desteklerini hep hissetmek istiyorum. Fenerbahçe çekilse, İzmir'de bana sahip çıkan yok. Daha fazla imkan verilmesi lazım.

Bana kalsa, sana özel bir kişisel çalışmalar için bir havuz yaparım. Ama..

İstediğimiz zaman çalışabileceğim, kafamın rahat olacağı bir tesis olsa, daha iyi olmaz mı!  Macaristan'a gittim, yarıştan sonra, geç saatlere kadar çalıştım. Oradaki görevliler mesaileri bitmesine rağmen beni beklediler. Kendi sporcularına rakip olmama rağmen. Benim ülkemde, benim kendi vatandaşım, beni beklemiyor, çıkarmaya çalışıyor. Gocunmuyorum, şartlar bu diyorum. Ama bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. Sadece benim için değil, Türk sporu, sporcusu için...

Sporun dışında varmak isteğin bir hedef var mı?

Öncelikle iyi bir birey olmak. Ailemin her zaman söylediği ve tembihlediği gibi. "Kimseye saygısızlık yapma, iyi bir insan ol", bana bu öğretildi. En büyük hedefim de böyle bir birey olmak.

Genç sporculara ne mesaj vermek istersin?

Yapılabilir. Yaptık. Bunu kanıtladık. Yapılabileceğini bilmek yeterli, bunu bilirsen zaten inanıyorsun. İnanırsan da başarıyorsun.

Yüzücü fabrikası kapatıldı

Atatürk Yüzme Havuzu kapatıldı, duyduğunda neler hissettin?

İzmirli ve İzmir'e aşık bir yüzücü olarak o tesiste çok anım var. Devamlı antrenman yapmadım ama Ege Üniversitesi havuzu tadilata girdiğinde bir dönem gittim, geldim. İzmir'in bu kadar havuza ihtiyacı varken olanın da kapatılması üzüntü verici. Bir okul, yüzücü fabrikası kapandı, diyebiliriz.

Hobim arabalar

Yüzmeden sonra en çok ilgi duyduğun şey nedir?

Hobim, arabalar. Her türlü 4 tekerleği olan yürüyen arabalar. İçimden gelen bu.. 12-13 yaşında böyle bir şey yoktu. Daha sonralar ilgim arttı. Bir tane arabam var. Maddi imkanlar el vermediği için sık değiştiremiyorum. Günün her saati yüzmeyle geçtiği için, bir yanın da bir yere kayıyor. O da arabalar oldu. Ama ikinci sırada bırakmayı başardım.