İlginç günler yaşıyoruz. Yeni Zelanda katliamcısı manyak katil, yayınladığı manifesto(!)da Türkleri ve Cumhurbaşkanımızı hedef alan söylemlerine, Sayın Cumhurbaşkanı sert söylemlerle yanıt verme ihtiyacı hissetti. Ancak bu söylemler hedef aldığı ANZAC olarak bilinen, Çanakkale'de savaştığımız Avusturalya-Yeni Zelanda camiasında üzüntü ve infial yarattı. Çünkü onlar işgal etmek için geldikleri topraklarda kaybettikleri için Mustafa Kemal Atatürk'ün dostluk ve barış söylemi ile huzur ve sükûn bulmuşlardı. Ne demişti aziz Atamız: "Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."

***

Son zamanlarda, "Yurtta barış-Dünyada barış" diyerek milli politikamızı ortaya koyan Mustafa Kemal Atatürk'ü Çanakkale savaşlarını yıldönümlerinde görmezden gelme, yok sayma eğilimi var. En son bu yıl Avcılar'da düzenlenen Çanakkale Zaferi anma etkinliğinde, Askerlik Şubesi Başkanı Albay Önder İrevül, okunan duada Atatürk'ün adı anılmadığı için duruma tepki gösterdi. İrevül, duayı okuyan öğretmenin yanına giderek "Sen Atatürk diye bir adam duydun mu? Neden hiç duada anmadın?" dedikten sonra etkinlikten ayrıldı. Aslında kaybettirilmeğe çalışılan değerlerimize hepimizin sahip çıkması gerekir.

***

Facebook'ta bir video paylaşıldı. Bir ilköğretim okulunda bir hanım öğretmen, gerçek bir öğretmen, çocuklara bir konuşma yapıyor, konuşmayı sizlerle paylaşmak istedim:
"Şimdi soruyorum size "Vatan ne demek?". Şu an üzerine bastığınız kara toprak mı? Ya da sınıflarınızda her gün gördüğünüz sınırları çizilmiş bir coğrafya parçası mı? Ben diyorum ki değil! Bizden önce giden birileri o coğrafya parçasını vatan yaptılar. Coğrafya parçası başka bir şeydir. Ama toprak kanla yoğurulmuşsa ve canla ödenmişse bedeli artık adı vatandır. Ben diyorum ki vatan özgürlük, hürriyettir. Her gün eve gidiyorsunuz buradan. Çıkıyorsunuz özgürce çantanız sırtınızda. Bir taşa vuruyorsunuz ayağınızı, ıslık çalıyorsunuz, şakalaşıyorsunuz arkadaşlarınızla, kimse dur yürüme bu yoldan demiyor. Sonra evinize varıyorsunuz ne rahat. En özgür, en rahat olduğunuz yer, başını sokacak bir evi olsun insanın. Ben de diyorum ki evimizin de evidir vatan. Ben özgürlük istiyorum. Şu bayrağı altında konuşabiliyorsam, eğer siz de nefesi ciğerlerinize çekiyorsanız şu an, unutmayın gençler birileri nefesini kaybettiği için özgürce yaşayabiliyoruz ve o yüzden, o yüzden... Nereden geldiğimizi, ne yapmamız gerektiğini iyi bilmemiz lazım. Çanakkale öyle bir yerdir ki, yokluk varlığı yenmiştir, maneviyat maddiyatı yenmiştir ve çocuklar özgürlük sömürgeciliği yenmiştir, esaretin zincirini kırmıştır. Ve o gidenler, yüzbinler, canlarını düşünmeden bu toprağa veren yüzbinler için Yüce Allah diyor ki onlara ölü demeyin onlar diridirler ve ben diyorum ki şu an bizi izliyorlar. Burada yanımızdalar. Şu an o ruhun kıpırdanışlarını hissediyoruz., onlara ölü demeyiniz. Malazgirt şehitleri (Çocuklar hep bir ağızdan) " Burada!", Çanakkale şehitleri "Burada!", Sakarya şehitleri "Burada!", Güneydoğu şehitleri "Burada!", Mustafa Kemal Atatürk "Buradaaa!!!" Mekanları cennet olsun, hepsine selam olsun, Ruhları şad olsun..."