İnsanlar tarih boyunca çeşitli nedenlerle birbirlerini alt etmeye çalıştılar.
Bunun için bir yığın silah ürettiler, kan döktüler.
Bu işin ticaretini yaptılar.
Sonuç olarak gücü olan borusunu öttürdü ve herkesi sıraya soktu kendi isteğince.
Tabii bu arada, aradan sıyrılarak sıraya değil de borusunu öttüren in yanında yer almak veya onu alt etmek için uğraşanlar çıkıyor fakat buda bir yığın insanın canını yitirmesinin nedeni oluyordu.
Yani tarih egemenliği ele geçirme çabaları ile geçti, geçecek.
Ama bugün küçücük bir virüs çıktı,
Sıraya dizilenleri de boruyu öttürenleri de, onlara karşı olmaya çabalayanları da hepimizi aynı safa soktu.
Renk, dil, din, sınıf farkı hiç gözetmedi.
Boru öttürenlerin tepesindeki bir kısım insanlar asla sıraya geçmezken bugün onlar dahil en tepedekinden en alttakine hepimiz aynı sıraya dizildik.
Piyango hangimizi vuracak diye bekliyoruz…
Bu küçücük şey salt canımızı almakla kalmıyor.
Aldığı her canla, serbestçe dolaştığı tüm ülkelerde kapanmaya zorladığı fabrikalarla dünya ekonomisini biraz daha dibe batırıyor.
Ve anlıyoruz ki insanoğlu bazı durumlarda aciz kalabiliyor.

Duyumlara göre yüzlerce büyük işletmenin CEO su değişmiş.
Yükselen dolarla el değiştiren işletmeler olmuş ve oluyor.
ABD de Trump, doları basan ağababaların merkezi FED ile kavgaya tutuşmuş sonucu tüm dünyayı etkileyecek.
IMF ye borç para almak için seksen üzerinde ülke başvurmuş.
Rusya ve Türkiye bu topa girmemiş.
İMF’nin verdiği her kuruş karşısında neler istediğini hepimiz biliyoruz da ne gariptir ki sanki içimizden bazıları borç dilenmediğimize üzülmüş.

Cumhurbaşkanı yardım kampanyası açınca dilencilikle suçlamışlar bir sürü neden ileri sürerek.
Yahu benzer kampanyaları Avrupa’nın zengin ülkeleri de yapıyor bir şekilde.
Zaten oradan toplanacak yardımlarla devletin yaptığı veya yapacaklarının yüzde biri karşılanmaz.
Sanırım hesap uzmanı olmaya gerek yok bunun için.
Kaldı ki bağış bunun adı yani gönüllülük; katılmayacaksan katılma ayağına sıkan mı var?
Yoksa bunca bağırıp çağırmanın başka nedenleri mi var?
Önemli olan felaketler karşısında  birlikte olabildiğimizi gösterebilmek.

Bu arada ünlü bir Ulusal Tv mizin haber sunucu-yorumcusunu izledim tesadüfen.
Yardım konusundan bahsederken; “Merkezi ve Yerel Hükümet” diye açıklama yapıyordu.
Bir an başka bir ülkeden mi bahsediyor acaba diye baktım.
Hayır.
Meğer ülkemizde yerel hükümetler varmış, sistem değişmiş ama bizim haberimiz yokmuş…

Virüs belasından ne zaman kurtuluruz bilmiyorum ama sonrası dünyada çok şeyler değişecek.
Elbette ülkemiz de bundan nasibini alacak.
Güçlü çıkabilmek için birlik olmak şart.
Zaten bu tür felaket anlarında ne denli kışkırtılırsa kışkırtılsın, ne denli yalan haberler olursa olsun halkımız birlik olma gerektiğini bilir.
Ama görünen o ki siyasette de virüs etkisi yapacak müdahaleler hazırlanıyor adım adım.
Salgın yüzünden biraz sekteye uğrasa da en kısa zamanda toplumsal bir karmaşa için kafasını kaldıracak.