Geçen hafta yazdığım konuya devam etmek istiyorum. Zira belirttiğim Alsancak Vasıf Çınar ve Şehit Nevres bulvarlarındaki düzenleme ile ilgili 24 Haziran günü Kültürpark’ta İBB Ulaşım daire başkanlığınca bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda o yörede yaşayanlar bu düzenleme sonrası ortaya çıkan ciddi sıkıntıları dile getirdiler, sorun olan bölgede yaşamayanlar da kendilerince fikir beyan ettiler. Toplantının videosunu arzu edenler Facebook ortamında bulup izleyebilirler. 60 yıldır Alsancak’ta, evlendiğimden bu yana 47 yıldır sözü geçen iki cadde arasında yaşadığım için benim de söz hakkım olduğunu düşünüyorum.

*

O toplantıda Ulaştırma daire başkanımız “ Korona nedeniyle yollar boş iken asfaltlama faaliyetine girişmişken, bisiklet yolunu da yapıverdik” diyor. O yöre halkının görüşünü aldınız mı? “Alsaydık iyi olurdu”. Bisiklet yolunu araç indirme, bindirme gereken tarafa niye yaptınız? “Karşıya yapsaymışız daha iyi olurmuş” cevapları veriliyor. Bu demektir ki düşünmeden, planlanmadan, değerlendirdikleri, ölçümlediklerini söyledikleri trafik yükünü hesaplamadan “yaptık oldu”. Bisiklet ve bisiklet yoluna herkes gibi ben de karşı değilim, daha önce de yazdım. Karşı çıktığım hesapsızlık, plansızlık. Şu anda o yöre halkı büyük oranda yazlıklarında veya korona nedeniyle pek trafikte değiller, okullar kapalı. Mevcutta oluşan araç kuyruklarını görünce, sonrasını kestirmek için hiç de müneccim olmaya gerek yok.

*

Yetkililer “Avrupa şehirlerini örnek aldık” diyorlar. Daha iyisini düşünün, yapın, Avrupa sizi örnek alsın demek geçiyor içimden. Bendeniz, Antarktika dışında tüm kıtaları gezmiş, yüzlerce şehir görmüş bir dostunuz olarak, örnek alınması gereken, kent yaşamını kolaylaştıracak daha önemli şeyler olduğunu düşünüyorum. Herkesin İzmir’de en büyük sıkıntısı otopark. NATO dolayısı ile Amerikalı komşularımızın olduğu dönemde İzmir için “ Arabaların kaldırımda durup, yayaların caddelerde yürüdüğü şehir” diyorlardı. Geçen onca zaman içinde otopark sorunu çözülemedi. Örnek alacaksanız Paris’te bütün ana caddelerin altı kilometrelerce otopark. ABD de her üç dört blokta bir katlı otopark. Trafiği rahatlatmak, yolları park edip daraltan araçlardan kurtarmak için önce bu sorunu çözün. Yöntemleri de biraz siz düşünün.

*

Önünüze bir İzmir haritası alın, bakın. Alsancak şehrin ortasında kalmış. Şehrin doğu ve batı yönündeki ulaşımı büyük oranda buradan geçiyor. Burada trafik akışını ciddi şekilde hesaplamak gerekli. Bu yönlerdeki Cumhuriyet bulvarı, Talatpaşa bulvarı, Şair Eşref bulvarını biri birine bağlayan yollar da önem taşıyor. Birindeki tıkanıklık ardı ardına zincirleme tıkanıklığa ve kilitlenmeye yol açıyor. Şair Eşref bulvarından geçen tramvay da bu karmaşa içinde kilitlenip kalıyor. Gördüğüm büyük şehirlerde raylı ulaşım şehrin trafik akışını bozmayacak şekilde tasarlanmış. Tokyo’da yerin altında beş kat, Paris, Londra, Moskova da raylı ulaşım yerin altında, Sydney, Kuala Lumpur’da monoray direkler üstünde, Chicago da kuzeyden güneye 70 mil raylı sistem, direkler üzerinde, trafikle hiç mi hiç kesişmiyor. Elektrikli otonom sürüşlü araç sitemlerinin İzmir’imize gelişine çok yıllar var. Bu demektir ki İzmir de mevcut araç trafiği uzun yıllar devam edecek. Belediye araştırma yapacak ise, kim nerede oturuyor, iş yeri nerede, ne oranda kendi aracını kullanıyor bir araştırsın. 2036 da 6 milyon nüfus olacağı hesaplanıyorsa yetmemeye başlayan çevre yollarına, daha dıştan bir çember daha yapmanın planlarını düşünün.

*

Yerel yönetimlerin amacı, o yerelde yaşayan insanların hayatını kolaylaştırmak, mutluluğunu sağlamak ve bunu yaparken de halkın ihtiyaçlarını, istemlerini ön plana almak. Elbette vizyon önemli. Ama vizyon dayatma ile değil, düşünerek, değerlendirerek, işbirliği ve bilgiyle oluşturuluyor.