Dün doğum günüydü, kabri başında anıldı. Bir kadın çiçek bıraktı başucuna, dua etti. Hayatı boyunca yanından hiç ayırmamıştı o kadını, Robert Koleji yıllarında tanışmışlar, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun salonunda sade bir şekilde evlenmişlerdi.

Dürüstlüğüyle tanınan bir siyasetçi olmasının dışında aynı zamanda bir şair ve yazardı. Birçok yapıtı Türkçe'ye çevirdi, İngilizce, Sanskritçe ve Bengalce çalışmaları ve incelemeleri yürüttü. 1976'da 'Şiirler', 1978'de 'Işığı Taştan Oydum', 1997'de 'El Ele Büyüttük Sevgiyi' ve 2005'te 'Bir Şeyler Olacak Yarın' isimli şiir kitaplarını çıkarttı. Şiir kitapları dışında, siyaset konulu kitaplar da yazdı. 5 Kasım 2006 tarihinde, dün başucuna bir demet çiçek bırakan o kadının elini ilk kez bıraktı.
Şiirler bıraktı, ona yazdığı şiirler...

Dün doğum günüydü, kabri başında anıldı. Bir kadın çiçek bıraktı başucuna. O çiçek adamın 'Yapamadığımız' dediği ne varsa hatırlattı kadına, bir şiiri hatırlattı;

'Akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
Soyunmak vardı derdinden evrenin
Bir entari serinliğini giyinmek
Kendi derdini tespih gibi çekmek elinde

Yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü
Karşında polisiye roman okumak vardı
Sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz
Sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak

Oturmağa konuklar gelmesi bazen
Çevresinde bir masanın kaygısız
Sıcacık konularda bir demli çay gibi
Bilmedik komşularla konuşmak

Dünyamızla uyuşmak vardı
Oyunda sonunu görmeden oynamak
Sevinebilmek kazandığına
Yitirdiğine yerinebilmek

Düşünmiyebilmek yoruldukça düşünmekten
Kamaştıkça örtebilmek gözlerini
Düşlerde bile ışıktan sakınarak kendini
Uyayabilmek vardı vaktinde rahat

Bülent Ecevit'ten hayat arkadaşı Rahşan'a...

Yaptıkları, yapmak isteyip de yapamadıkları var insanın... Hayat akıp gidiyor, yol akıp gidiyor, bitiyor.
'Kalmak gerek' dostlar, bir gönülde kalmak gerek. Bir şiirde...