Uluslararası Mimarlar Birliği’nin, Dünya Habitat Günü ile çakışmasını gözeterek ilan ettiği Mimarlık Günü, otuz yıldan fazla bir süredir her Ekim ayının ilk Pazartesi günü kutlanıyor.

Bu seneki Mimarlık Günü ve takip eden hafta (Mimarlık Haftası), “Mimarlık… Daha İyi Bir Dünya için” temasıyla İzmir’de de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Bunların en dikkat çekicileri arasında, dünyada İsveç’e duyulan ilgi ve güveni teşvik etmeyi amaçlayan Swedish Institute ile İstanbul İsveç Başkonsolosluğu’nun geliştirdiği “Equal Spaces” projesinin etkinlikleri yer alıyor.

Adı Türkçe’ye “Eşit Alanlar” olarak tercüme edilebilecek bu proje, şehir planlama, mimari, tasarım ve diğer yaratıcı alanları içeriyor. İsveç ve Türkiye’den ortaklar ile yeni diyaloglar ve işbirlikleri oluşturmayı, bilgi transferi ve yenilikçi çözümler için ortak üretimleri hedefliyor. “Yaratıcı, akıllı ve kapsayıcı şehirler” başlıkları altında şekillenirken, bütünsel bir yaklaşım izliyor. Yaratıcı sektörlerde çalışanlar, kurumlar, öğrenciler, ticari kuruluşlar ve vatandaşları kapsayan farklı aktörleri bir araya getirerek yaşam kalitesini arttırma ve dolayısıyla toplum üzerinde olumlu bir etki oluşturmayı amaçlıyor.

“Equal Spaces” için, İstanbul ve İzmir’de sergiler, konuşmalar, paneller, atölye ve laboratuvar çalışmaları gibi birçok katılımcı etkinliği kapsayan bir içerik oluşturulmuş. Bu etkinliklerle yenilikçilik, kentsel alanlarda kapsayıcı yaklaşımlar, çevre ve iklim dostu teknolojiler, demokratik sosyal platformlar, erişilebilirlik, cinsiyet eşitliği, sosyal ve ekolojik sürdürülebilirlik gibi konular ele alınıyor.

İzmir’de “Equal Spaces” etkinlikleri, Mimarlık Merkezi ve K2 Güncel Sanat Merkezi’nde bu hafta açılan, İsveç mimarisini konuk eden üç sergi ile başladı.

Mimarlık Merkezi’ndeki “The Smart City” sergisi İsveç’teki kentsel zorluklara sürdürülebilir ve etkili bir şekilde yanıt vermeye dair örnekleri gösterirken, “Woodland Sweden” sergisi yenilikçi çağdaş mimarlıktaki hızlı gelişmeleri sergiliyor.

K2 Güncel Sanat Merkezi’nin ev sahipliği yaptığı “Demokratik Mimarlığı Amaçlamak” sergisi ise, İsveç’te demokratik bir sistemi doğrudan destekleyen, insan eliyle yaratılmış ortamlardan bahsediyor. Sergi metinlerinde, mimarinin hayatı nasıl yaşadığımızı belki de sandığımızdan fazla etkilediği belirtiliyor; özel alanlarımızı kamusal, ortak ve ulusal olanla buluşturan mimarinin aynı zamanda demokratik ve özgür bir toplum için de katkı sunabileceği ifade ediliyor.

Dünyanın en demokratik 3. ve cinsiyet eşitliği konusunda en gelişmiş 5. ülkesi olan İsveç’in “demokratik mimarlık” konusundaki yaklaşımını anlamaya çalışmak, deneyimlerinden ve bilgisinden yararlanmak son derece anlamlı. Özellikle, aynı listelerin 100. ve 131. sıralarında yer alan ve kat etmesi gereken önemli mesafeler olduğunu düşündüren ülkemiz için... (The Economist Intelligence Unit 2017 Demokrasi Endeksi, Dünya Ekonomik Forumu 2017 Cinsiyet Eşitsizliği Raporu).

Her üç serginin atmosferinde ve içeriğinde, İskandinav mimarisinin tanımlayıcı unsurları olan tasarımda sadelik, doğal ışık, doğal malzemeler, işlevsellik ve rahatlık hissediliyor.

“Demokratik Mimarlığı Amaçlamak” sergisi, girişte belirlenmiş alanda ayakkabılar çıkarılarak, sergi mekanının zeminine yerleştirilmiş kilim ve halılara basılarak geziliyor. Bir eve girerken ayakkabıları çıkarmak, Türk kültüründe olduğu gibi İsveç kültüründe de yer alıyor. Aynı zemine çıplak ayakla veya çorapla basmak, insanları bir anlamda eşitlediği gibi sessiz, sıcak, ev gibi bir ortam oluşturuyor. Kimi Ikea’dan kimi ise Kemeraltı’ndan alınan kilim ve halılar, İsveç ve Türk kültürünü buluşturan fiziksel bir zemin yaratmış.

“Equal Spaces” kapsamında BİSİM – TARKEM söyleşisi, Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, Seferihisar Çocuk Belediyesi ile İzmir Tarih Tasarım Atölyesi, proje teması altında İsveç ve Türkiye’den film gösterimleri gibi etkinlikler gerçekleşecek. Ekim ayı boyunca devam edecek olan etkinliklerin programını, “Equal Spaces - İzmir” facebook sayfasından takip edebilirsiniz.