Uluslararası Rotary 2440. Bölge Federasyonu 2019-2020 Dönem Başkanı Fatih Akçiçek, yeni projelerle Rotary'nin topluma daha çok dokunması için çalışıyor. Akçiçek, insanlara yardım etmeyi babası Dr. Selahattin Akçiçek'ten öğrendiğini belirtiyor Topluma hizmet yarışında olan bir dernekte başkan olmak büyük sorumluluk ister. Çıtayı daha da yukarılara taşımaya çalışan Fatih Akçiçek, Rotary 2440. Bölge Federasyonu 2019-2020 Dönem Başkanı olarak sağlıktan eğitime birçok proje ile insanların hayatını pozitif yönde değer katmayı hedefliyor. Fatih Akçiçek, İzmir Belediye Başkanlığı yapmış doktor bir babanın oğlu olarak yardımseverlik anlayışını bu yıl liderliğini yaptığı sivil toplum kuruluşu ile ulaşabildiği her noktaya yaymaya çalışıyor.

H Rotary'nin bölgede bu dönem liderliğini üstlenmiş bir başkan olarak 'Rotary Okulda' projesini hayata geçirdiniz. Rotary okullarda neler yapacak bu yıl bize anlatır mısınız?
'Rotary Okulda' bu dönem en çok üzerinde durduğumuz konuların başında geliyor. Bölgemize bağlı Aydın, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Denizli, İzmir, Manisa ve Muğla olmak üzere 8 ilimizde belirlediğimiz toplam 64 okulumuz var. Şu an İzmir'de kulüplerimizin tespit ettiği, eksik ve ihtiyaçlarını belirlediği ve bu doğrultuda beraber çalışmak istediğimiz 27 okulumuz var. Biz bu okullara destek vermek istiyoruz. Vali Erol Ayyıldız çok güzel yaklaştı bu projeye. Niyetimizi anlattık. 'Herkes bizden isterken siz vermek için gelmişsiniz' dedi. Valilik ile okullara destek için protokolümüzü de imzaladık. Projemiz gelişirse, diğer illerdeki okullarla da çalışmalarımıza başlayacağız.

Burada öncelikle okullarımızın fiziki koşullarını iyileştirmek üzere onların eksik ve ihtiyaçlarını tespit ederek işe başladık. Bizde bir kulübümüzün başlattığı destek kıvılcımı bütün bölgeye yayılıyor. Bu desteği ancak gönüllülük ve yardımseverlik ile anlayabilirsiniz. Rotary, her zaman parayla alınamayacak duygular veriyor insana... Bazı arkadaşlarımız var, bakıyorsunuz sanayici. Belki cebindeki imkanla o okulu boyatabilir. Ancak bunun yerine fırçayı eline alıp okulu kendisi boyadığı zaman bundan keyif alıyor ve çevresiyle paylaşarak diğer kulüp üyelerini de okula desteğe teşvik ediyor. Hiç tanımadığı okul ve çocuklar için hizmet üretiyor. Bu yardım dalgası giderek yaygınlaştı. Önce kulüplere ardından da üyelere yayıldı. Diğer taraftan okulların açılmasıyla beraber başka bir safhaya geçiyoruz. Hedef kitlemiz öğrenciler, veliler ve öğretmenler. Onlara ihtiyaç duyulan her alanda eğitimler ve seminerler düzenlemeyi planlıyoruz. Bu bir platform projesi. Projede sabit başlıklar var ama bazen de kendiliğinden başlıklar çıkıyor.

Nedir o başlıklar?...

Okul projesinde 17 başlık var. Başkanlara tavsiye ediyoruz, yol gösteriyoruz. Kulüpler, okulun neyi eksikse o eksikleri gidermeye yöneliyor. Örneğin öğrencilere dönük bir takım eğitim çalışmalarımız olacak. Velilere yönelik olarak ise örneğin hastalıklarla ilgili; otizm, disleksi, spina bifida gibi insanların kolaylıkla çocuklarına yakıştıramadıkları, kabullenmedikleri hastalıklarda bilinçlendirme yapacağız.
Geçtiğimiz yıl Rotary olarak bir kulübümüzün başlattığı çok önemli bir sağlık projesi oldu. 0-6 yaş arası 2400 çocuğun gözü tarandı. Bu sayede ailelerin farkına varamadığı göz bozuklukları tespit edilerek ileride çok önemli göz bozukluklarının oluşmasını engellemiş olduk. Çocuk 6,5 derece miyop ama öyle bir hayatı kabul etmiş çünkü farkında değil göz bozukluğunun ve bundan rahatsız olmuyor. Göz taramasına sadece Manisa'da bir cihazla başlamıştık. Şimdi bu sene Rotary Vakfı'ndan alacağımız destekle 10 cihazla yapacağız. 10 cihaz dediğiniz zaman bu 100 bin dolarlık bir yatırım oluyor. Bunu uluslararası proje haline getirip uluslararası Rotary dünyasından destek alacağız. Çocukların bilinçlendirilmesinde öğretmenler çok önemli. Bizim ilişki kurduğumuz okullarda da çok gizli kahramanlar var ve çok önemli işler yapıyorlar. Bu noktada Milli Eğitim Bakanımızla bir görüşme gerçekleştirdik. Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk'un görüşlerini ve vizyonunu takdir etmemek mümkün değil. Onun da bir projesi var; tasarım ve beceri atölyeleri ... Mükemmel bir proje. Ben bunu yurt dışında görmüştüm ve Türkiye'ye getiriliyor olmasından büyük bir mutluluk duyuyorum. Finansman olarak büyük ve çok da kapsamlı bir proje. Bakanımız bu konuda ne yapabiliriz diye sordu. Dolayısıyla şimdi projenin içeriğiyle ilgili bizi bilgilendiriyorlar. Mutlaka da gücümüz yettiğince bir şeyler yaparız diye düşünüyorum.

H Peki sizin Rotary ile tanışalı kaç yıl oldu?

Ben Alsancak Rotaract Kulübü'nün kurucu başkanıyım. Rotary ailesine Ankara'da katıldım ve o günden bu güne tam 33 yıl geçti. O zaman işim oradaydı sonra İzmir'e gelince burada da devam ettim.  

H Bu noktaya geleceğinizi hiç hayal etmiş miydiniz?

Bunu yürekten söylüyorum, ben Anadolu Lisesi mezunuyum, sonrasında da Boğaziçi Üniversitesi'nde okudum. Beni devlet okuttu. Türk toplumuna karşı kendimi borçlu hissediyorum. Bu nedenle buradayım. Sonra Rotary'de çok güzel şeyler yaşadım. Eşimi Rotary'den buldum, çocuğum Rotary vasıtasıyla bir sene Kanada'da okudu. Rotary'ye çok güveniyorum. Toplumdan aldıklarımızı geri verebilmenin en güvenilir yollarından birinin Rotary olduğunu düşünüyorum çünkü sonuç getiriyor. Bu göreve gelmiş olmam herhalde bu duyguların bir sonucu. Böyle bir görevi üstlenince bütün bölgeyi hiç olmadığı kadar tanımaya başlıyorsunuz. Bir sürü projenin içinde bir sürü dost ediniyorsunuz. Bu aslında benim gözümde Rotary'yi daha da zenginleştiriyor. Hayatımı o kadar renkli ve keyifli hale getiriyor ki yeniden borçlandığımı hissediyorum. Daha sonra ne yaparım diye düşünmeye başlıyorum. Rotary camiasını da yaptıklarını da takdir ediyorum. Yaptıklarımız, yapabileceklerimizin yanında henüz daha çok olgun değil. Daha fazlasını yapabileceğimize yürekten inanıyoruz.

H Çıta yükseldikçe bir sonraki dönem için zorluk olmaz mı?

Rotary'de atölyeler kulüplerdir. Dolayısıyla projeleri üretecek olan kulüpler. Federasyon Başkanı olarak orkestra şefi gibisiniz. Tutup da biri enstrümanı iyi çalamıyor deyip orayı doldurmuyorsunuz. Uyumu sağlamaya çalışıyorsunuz. Başarılı bir proje doğarsa samimi söylüyorum gelecek sene bunun gibi üç tane daha doğar. Bu kendiliğinden olur. Kulüpler bu keyfi yaşarlarsa, hissederlerse olur. Buradaki hareket noktası toplumsal ihtiyaçlar. O yüzden basınla ilişkileri de çok önemsiyorum. Bizi harekete geçiren aslında toplumsal ihtiyaçlar. Toplumsal ihtiyaç ne kadar büyükse, yaptığımız işin katma değeri de o kadar yüksek oluyor. Sınırlı bir zamanımız var. Geçen sene Rotary'nin dünya çapında hizmet projelerine ayırdığı zaman 45,5 milyon saat idi. Herkesin işi gücü var ve bu süreden artan zamanla bütün bunlar oluyor. O yüzden sınırlı zamanımızı doğru ve akıllı kullanmak adına en doğru toplumsal ihtiyaca yönelmek zorundayız. Gerçekten etkisi büyük olacak, insanların hayatına dokunacak hangi proje varsa biz onun arkasında duruyoruz. Göz taraması mesela, ufak bir başlangıç yapmıştık ama arkasındaki toplumsal ihtiyaç çok büyükmüş. Projeyi geliştirmede karar vermemizin sebebi bu oldu. Rotary'de her şey 6 odak alanında toplanıyor. *Barış ve anlaşmazlıkların çözümü, *anne ve çocuk sağlığı, *hastalıkların önlenmesi, *temel eğitim ve okur yazarlık, *sürdürülebilir kalkınma, *su, hijyen ve sanitasyon. Şimdi çevre konularını da bunun içine kattılar. Barış ve anlaşmazlıkların çözümü dediğimizde çevreyle ilgili çok büyük ihtilaflar doğmak üzere dünyada. Su, savaş sebebi olabilecek kadar vahim bir konu. Rotary de bu yüzden öncelik alanları içerisine çevreyi koydu.

H Kanada ya da İsveç'e göre siz daha mı aktifsiniz? Çünkü orada sosyal devlet var, sorunlar çözülmüş. İnsanların desteğe çok ihtiyacı olmayabilir. Gelişmekte olan ülkelerde Rotary daha mı güçlü?

Bazı konularda öyle. Su, hijyen ve sanitasyon başlığı altında takdir edersiniz ki en çok proje Afrika'da. Çünkü hijyene bağlı en büyük sorunlar orada. Son 30 yılda 27 yeni hastalık çıkmış. Bunlar Afrikalı'nın sorunu diyemiyorsunuz çünkü 6 ay sonra Kanada'da ortaya çıkabiliyor aynı hastalık. O kadar insan sirkülasyonu var ki... Dolayısıyla herkes duyarlı olmak zorunda. Belki İsveç'te su, hijyen ve sanitasyon sorunu ortaya çıkmıyor ama çevrenin plastikten arındırılması konusunda örnek bir çalışma yapabiliyorlar. Mesela, diş macunlarının kağıt ambalajsız satılma fikri İrlanda'dan çıktı. Sadece rafta duruyor, eve gelir gelmez çöpe atılıyor dediler, kampanya başlattılar ve diş macunları artık İrlanda'da kağıt ambalajsız satılıyor. Çevre konularında herkesin yapacak bir şeyleri var. Bazı ihtisas konuları daha vahim olabiliyor tabi. Çocuk felcinden bahsediyoruz, Afganistan ve Pakistan'da kaldı son vakalar. Artık bitmek üzere. Keşke bitirebilsek. Fakat zorlu bir süreç işliyor çünkü Taliban aşı kampanyasına katılanları öldürüyor. Çocuk felci tamamen önlenebilirse büyük ihtimal ile çevre konularında yeni sayfalar açılacak. Çevre dediğiniz zaman zaten sonsuz bir konu. Bu dönem biz çevreyi daha ön plana çektik. Böyle şeyler gençlerden çok takdir alıyor. Denizlerde dip temizlik uygulamasına başladık. Bröveli dalgıç Rotaryen dostlarımız deniz dibi temizliği için dalıyorlar, çıkan şeyler inanılacak gibi değil. Diğer Rotaryenler de kıyı temizliği yapıyor. Bunu birkaç yerde yaptık. Ekim başında hayalet ağlar projemiz başlayacak. Denizin dibinde terk edişmiş ağlar var. Yasal olmayan yerde yakalanan balıkçı kesmiş ağı kaçmış. Ya da kopmuş ağlar. Projemizi Yunanlı dostlarla paylaştık, beraber yapalım diye. Bizde öyle bir sorun yok dediler. Bize yok dedikleri noktada, 200 ton hayalet ağ çıkarmışlar. Bu çok büyük evrensel bir problem. Okyanuslarda çöp adaları oluştu. Bunların çoğu plastik ve hayalet ağlardan kaynaklanıyor. Zamanla parçalanarak toplanıyorlar. Kısacası denizleri çok önemsiyorum. Arkasından iyi tarım uygulamaları geliyor. Bizim de bu sene genel temamız 'Rotary dünyayı birleştirir'. Denizleri de birleştiren olarak gördüğüm için çok önemsiyorum. Şu anda yediğimiz barbun balığında plastiğe rastlanmama oranı yüzde 60'ın altına düşmüş. Midesinde sindirim sisteminde mikro plastik parçaları var.

H Dr. Selahattin Akçiçek'in oğlusunuz. Öyle güçlü bir ismin arkasından gelmek nasıl bir duygu?

Bu gerçekten zor bir soru. Çocukluğumda ilkokul öğretmenim 'Fatih, sırtım ağrıyor, ne yapmalıyım?' diye sorduğunda ona, 'Ben nereden bileyim?' dediğimi hatırlıyorum. Sonra o da 'Sen doktor çocuğu değil misin?' diye azarlamıştı.  

Babam 1960 ihtilali mağdurlarından. Ama biz bu ülkede hiçbir zaman kin duygusuyla büyütülmedik. Ailemiz bize hırs ya da intikam duygusunu hiç aşılamadı. Sadece vatana hizmet gibi bir olgunun peşindeydik. Babam sağlığını kaybettikten sonra da mesleğine devam etmeye çalıştı. Ağabeyim tıbbı seçti, ben de endüstri mühendisi oldum. O daha çok babamla bağlantı kurulan bir mesleğe sahip. İkimiz de sadece iyi vatandaşlar olmaya çalışıyoruz. Bornova Anadolu Lisesi'nde okurken babam okul aile birliği başkanı, annem de anneler kurulu başkanıydı. Bizi böyle mezun ettiler. Okula bir şey gerektiğinde hemen bir organizasyon ile o ihtiyacı karşılıyorlardı. Ben bunlardan çok etkilendiğimi düşünüyorum.

O yüzden okulları çok önemsiyorum ve geleceğe yapılan en büyük yatırım olarak görüyorum. Çocuklara vereceğiniz bilinç çok önemli. Örneğin onlara aşıladığımız bilinç ile ormanları koruyabiliriz. Projemizin içinde çocukları ağaç ve orman konusunda eğitmek de var.

Yelkene ilginiz nasıl?

Merakım vardır. Yelken ehliyetim bozkır ehliyeti. Ankara'dan alınma. O zamanlar Ankara'da yaşıyordum. Şimdi burada ailecek tekne kullanıyoruz. Yelkenlide keşif duygusunu seviyorum. Tekne, aileyi bir arada tutmak açısından çok güzel çünkü ortada televizyon yok.

Kıyılarımız dünyada eşsiz. Korunmaya çok muhtaç. Bodrum'dan Göcek'e kadar olan bölgede bir korunmuşluk yaşıyoruz. Bunu da merhum Turgut Özal, Sadun Bora ve Can Pulak'a borçluyuz. Onlar kıyıların korunması için çok büyük çaba harcadı.