Dernek var,  bir de ‘dernekçik!’

Bazıları sorunun bir parçası olur, bazısı ise çözümün...

Nedense toplumdan çok kendilerini düşünenler medyada daha fazla yer alıyor!

Nedenlerini sık sık ara, ek paragraflar şeklinde anlatıyorum...

Belki adını hiç duymadığınız bir ‘Daha İyi Yargı’ Derneği var...

Bunlar ne yemek veriyorlar, ne de bir yerlere paralı ilan...

Fikir üretmeye, yönetici durumundakilere de çözüm önerileri sunuyorlar.

Zengin ile fakirin

İşin püf noktası şöyle:

‘İkincil olarak devlet; kriz sonrasında kaybedilenleri telafi edecek ve uluslararası rekabette öne çıkarak hızlı bir ekonomik yükseliş göstermek toplumu hazırlamalıdır.

İçinde bulunduğumuz zorlukları fırsata çevirmek; uluslararası rekabet gücü kazanmak mümkündür ve bunu gerçekleştirmek kendi elimizdedir. Bunun için güçlü ile zayıfın, zengin ile fakirin; girişimci, buluşçu ve yenilikçiler ile sermayenin, üretici ile tüketicinin dayanışma ruhu içinde bir araya gelerek dayanışmasını sağlamak yeterlidir.’

 ‘Covid-19’un neden olduğu sorunlara çözüm ararken doğmalardan, üretim birimlerinin sahipliğinin kamudan özele, ya da özelden kamuya çevrilmesi gibi sığ, basit ve beylik tartışmalardan kaçınmalı; her ikisinden de yararlanarak özgün çözümler aramalıyız.’

Yeni bir model

Hatta;

‘Özel sektörün girişimciliğini devletin itibarı ile birleştiren, kamuda daha çok görülen hantallık, verimsizlik sorunları ile özel sektördeki kayıt dışılık, kişisellik, kurumsal 2 yönetim eksikliği, ölçek ve sermaye yetersizliği gibi klasik zayıflıkları gideren bir model oluşturmalıyız.

İşletmelerimizin büyük çoğunluğunun aile şirketi ve KOBİ’ler olduğunu klasik KOBİ sorunları ile uğraştığını dikkate almalıyız.

İşletmelerimize uluslararası rekabetçilik kazandırmalı; üretimin miktarını ve kalitesini artırmalı; bir yandan pastayı büyütürken diğer yandan geleneksel gelir dengesizliği gibi sorunları da gidererek pastanın adil paylaşımını da gözetmeliyiz.’

Yani;

‘İçinde bulunduğumuz zor şartları avantaja çevirmek için mevcut geniş tecrübelerden yararlanarak devlet ile özel sektörü bir araya getiren özgün bir işbirliği modeli geliştirmeliyiz.’

Özgün ve yeni bir model

Covid-19 sonrası dönemde daha iyi bir konuma geçebilmek için TOKİ’nin inşaatçılarla geliştirmiş olduğu hasılat paylaşımlı iş modeli, PPP olarak bilinen Kamu Özel Ortaklığı – İşbirliği modeli, Üniversite - Sanayi İşbirliği modeli gibi modellerden ve edinilen tecrübelerden yola çıkarak özgün bir model de geliştirebiliriz.

Söz konusu modellerde devlet girişimcilere kamu; gayrimenkul ve teknoloji gibi değerleri tahsis ederek girişim yeteneği kazandırmakta; ya da girişimi teşvik etmektedir.

Mevcut durumun farkı; Covid19’un mevcut işletmelerin üretim faaliyetini sürdürmesini, çalışan istihdam etmesini önleyen mali sıkıntılar ortaya çıkarmış olması; talep oluşması için de üretim ve istihdam için de finansmanın hayati hale gelmiş, fakat kolay bulunamaz hale gelmiş olmasıdır.

Başka bir deyişle finansman ihtiyacı acil bir sosyal sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Yeni şartlara göre

COVID-19’un etkilerini bertaraf etme amacına uygun olarak Devletimiz, aşağıdaki öncelikler ve yöntemleri değerlendirebilir:

-Yüksek istihdam ve katma değer sağlayan işletmelere: ileride geri satılmak üzere hisse senedi veya uzun vadeli tahvil alımı şeklinde, yeni şartlara uyum için alınacak tedbirlerin maliyetini karşılayacak ve üretimi sürdürebilecek miktarda;

- Verimli ve karlı iken virüs nedeniyle sıkıntıya düşen işletmelere: üretim ve istihdam kabiliyetini korurken yeni hissedarlık ve yönetim yapılanması sağlayarak işletmelerin dönüşmelerini sağlayacak şekilde ve işletme sermayesi de sağlayacak miktarda hisse senedi karşılığı ve kredi yoluyla;

- İşini kaybeden ve sosyal güvencesi olmayan işsizlere: en azından kendi ihtiyaçlarına yeter üretim yapabilecekleri, küçük girişimler kurmaya yeterli miktarda ayni veya nakdi mikro kredi verilmesi; kooperatiflere ve güç birliklerinin desteklenmesi yoluyla.

Profesyonel yöneticiler...

COVID-19 sonrasında daha dinamik ve rekabetçi olmaları ve beklenmedik durumlarla daha iyi başa çıkabilmeleri için işletmelere aşağıda belirtilen desteklerin de sağlanması zaruridir:

- Devlet hisse senedi veya tahvil karşılığı finansman sağladığı işletmelerin yönetimine profesyonel yöneticiler vasıtasıyla katılmalı; bir yandan sağlanan desteğin amaca uygun kullanımını ilk elden denetlerken diğer yandan kurumsal yönetim için profesyonel destek sağlayarak girişimlerin yüksek başarılar elde edecek şekilde evrilmelerine destek olmalıdır.

- Devlet, bir yandan işletmelerin iyi yönetilmesine ve sağlıklı kararlar almalarına destek olurken diğer yandan sağlanan desteğin üretimin ve istihdamın sürdürülmesi amacına uygun olarak kullanıldığını gözetlemelidir.

-  Devlet, bu amaçların dışında işletmelere müdahale etmemeli, gi

Etkin ve hızlı olarak

İşletme sahipleri sağlanan finansman desteğini hisse senedinin makul değerini devlete ödeyerek, tahvillerin bedelini vadesinden önce geri ödeyerek devletin finansman ve ilintili desteğine son verebilmelidir. Çalışanların işletmelerine ortak olması teşvik edilmeli; devletin finansman desteğini üstlenerek işletmelerine hissedar olabilmelidir.

Bu tür kapsamlı tedbirlerin etkili olması ve amaçlanan sonuçları sağlaması tarafsız olarak, iyi ve adil olarak uygulanmalarına bağlıdır.

İyi uygulama için de kötü uygulamaların adaletsizliğe neden olmaması için de ortaya çıkacak sorunların etkin ve hızlı olarak çözülmesine ihtiyaç vardır.

DİP EKSPRES

Tek yürek halinde

Devletimiz, bu acil finansman ihtiyacını karşılamakla sorumludur.
Devletimiz gerekli finansman kaynaklarını borç almak, yeni vergi koymak ve gerekirse karşılıksız para basmak gibi yöntemlerden en hızlı ve ehven olanı ile kısa zamanda oluşturmalıdır.

Ancak sağlanacak olan finansman işletmelere kredi verilmesi gibi geleneksel yöntemlerle değil; yukarıdaki amaçlara uygun çözümler vasıtasıyla kullanılmalıdır.