Geçen yıl bu zamanlar yeni yıla girdiğimizde başımıza neler geleceğini bilmiyorduk. Art arda depremler, sonra korona pandemisi, dövizdeki hızlı yükseliş gündemimizi doldurdu. Bu yılı da nasıl geçireceğimizi pek öngöremiyoruz ama birçok konu içinde, yılın ilk haftasında "mesajlaşma servisleri arası kavimler göçü" gündemin ilk sırasına oturuverdi. Millette bir panik, bir telaş, herkes en yaygın kullanılan (Dünyada 2 milyar kişi) WhatsApp'dan kaçıp, akın akın başka mesajlaşma servislerinde hesap açmaya ve kaçmaya başladı. Pek çok insanın kafası karma karışık. Ne oluyor, birileri mesajlarımızı mı okuyor, gizli bilgilerimizi mi çalıyor, beraberce anlamaya çalışalım.

Dijital dünya ilginç. Artık her şey bu sanal dünya üzerinden yürüyor. Birçok internet hizmeti ve mesajlaşma servisi ücretsiz. İyi de kardeşim, bunlar masraflarını nasıl karşılıyor, nasıl para kazanıyor? Hah işte; devlet hizmetlerinden eğitime, bankacılık işlemlerinden haberleşmeye, gazete okumaktan eğlenceye, her şey sanal ortamda, internette... Bir deyişe göre "bedava peynir ancak fare kapanında olur" ya da "bir ürün size bedava sunuluyorsa, aslında ürün sizsiniz". Bedava ürün sunanlar çoğunlukla size reklam göstererek, aldıkları reklamlardan para kazanıyor. Bu reklamları da internette paylaştıklarınıza bakarak, size özel hale getiriyorlar. Bunun dışında kaynakları var mı? İşte yeni kavimler göçünün ana noktası buraya dayanıyor.

Kullanıcılarında veri toplama ve elde ettiği verileri satma konusunda Facebook zaten vukuatlı. Cambridge Analytica skandalı, 2013 yılında bir "kişilik testi" görüntüsü altında Facebook'ta yer alan bir uygulamayı indiren kullanıcılarının kişisel bilgilerinin yanı sıra, arkadaş listelerinin de rızaları olmadan İngiltere merkezli siyasi danışmanlık şirketine satılması ile ortaya çıkmıştı. Facebook kişisel bilgilerin korunacağına dair gerekli önlemleri alacağını ilan etmesine karşın açılan davanın iddianamesinde uygulamayı indirmeyen kullanıcıların bile verilerinin satıldığı ve platformun 2014 yılından bu yana durumun farkında olduğu bilgisi yer aldı. Skandalın ortaya çıkmasından sonra Facebook kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg Nisan ayında ABD Kongresi'nde ifade vermiş ve yapılan hataların sorumluluğunu üstlenip özür dilemişti. Dünya çapında toplam 87 milyon kullanıcının kişisel bilgilerinin satıldığı Cambridge Analytica skandalında toplanan bilgilerin, 2016'daki ABD Başkanlık Seçim'inde de Başkan Donald Trump'ın kampanyasına destek için kullanıldığı iddiası da yer alıyor.

Bu ayın başında WhatsApp biz kullanıcılarını yeni bir sözleşmeyi kabul etmeye zorladı. Ya bunu kabul et ya da 11 şubattan sonra kullandırtmam. İnsanları panikletip, başka mesajlaşma servisi aramaya sürükleyen bu oldu. Diyor ki, ben ayrı ayrı programlarımdan veri toplamak yerine hepsini (WhatsApp, Instagram) Facebook çatısı altında topluyorum. (WhatsApp'ın 2016 dan beri hakkımızda veri topladığını biliyoruz). Aman hemen panik olmayın, mesajlarımız okunmuyor, onlar mesajlaşanlar arasında şifreli aktarılıyor, dışarıdan birisinin okuması olanaksız. Toplanan verileri biz zaten farkına varmadan gönüllü paylaşıyoruz. İsim, profil resmi, adresimiz, telefon numaramız, rehberimiz...  Hatta kargo bilgilerimiz, bankacılık işlemleri, bazen şifrelerimiz. Evden kaçta çıktık, nerelere gittik, siyasal tercihimize kadar... İşte Facebook ben bunları toplayacağım, değerlendireceğim hatta 3. şahıslara satacağım diyor. Devlet isterse kişisel verilerinizi onlarla da paylaşırım diyor.

Bunlardan kurtulmak için internete girmemek, akıllı telefon kullanmamak lazım. Bu çağda güvercin veya duman işareti ile haberleşemeyeceğimize göre, önlemlerimizi alarak kullanacağız demektir. Facebook, dolayısıyla WhatsApp bunu yasaları dolayısıyla Avrupa birliğinde uygulayamıyor. En büyük reaksiyon ülkemizden gelmiş olmalı ki, son açıklamalarında Türkiye'ye de vurgu yapıyorlar. Ülkemizde rekabet kurulu da bu konuda soruşturma açtı ama ne kadar etkili olacak bilemiyoruz. Birçok kişi "aman canım kişisel verilerimiz ortalığa zaten saçılmış, ben kullanmaya devam ederim" diyor. Tüm bunlardan sonra hangi mesajlaşma servisini kullanacağınıza, kişisel bilgi güvenliğinize nasıl sahip çıkacağınıza, artık siz karar verin.