Halil Özcan - İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı Selahattin Karakaş, Türkiye'de devletin gelir elde etmesi için yeni vergilerin gündeme gelemeyeceğine dikkat çekti. Karakaş, "Yeni vergiler gelecek diye haberler var ama bu ortamda ben bunun olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü ödeme gücü kalmadı. Bu hükümetin en büyük zaafı üretimden ziyade inşaata, yola, köprüye ağırlık verdi ve dolayısıyla kaynaklar toprağa gömüldü. İstihdam ve gelir yaratmak için mutlaka üretmek lazım. O noktaya geldik ki 780 milyon metrekare üzerinde soğan ve patates üretemez ve ithal eder hale gelince işler hiç iyi olmadı." dedi.
İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası, Denizli, Uşak, Aydın, Muğla ve Manisa olmak üzere 6 ili temsil ediyor. 12 Mayıs'taki seçimde Başkan seçilen Selahattin Karakaş'la, Türkiye'deki işsizlik başta olmak üzere ekonomi politikaları, özel sektörün durumunu ve vergileri konuştuk. Türkiye'de işsizlik sorununun çözümü için özel sektörün yeterli olamayacağını belirten Karakaş, "8 milyon işsiz var. Bu politikayla işsizlik zor çözülür. İşsizliği çözmenin yolu üretimdir. Bunun için de yatırım yapmak gerekir. Yatırım olmadan da üretim olmaz. Türkiye'nin bugün için yatırıma tahsis edeceği kaynakları sınırlıdır. Onun için de daha çok yabancı kaynak yani kredi kullanmak zorundadır. Geçen 10-15 yılda böyle bir şans vardı. Devlet de bol miktarda ucuz kredi aldı. O paraları fabrikalara yatırmak yerine yollara, köprülere veya lüks hataya yatırdığı için zor durumda." dedi.

Türkiye'de kaç yeminli mali müşavirler odası var?
Yeminli mali müşavir sayısı az olduğu için 8 ilde oda var. Bizim oda 6 ili temsil ediyor ve 433 üyemiz mevcut. Odalar yarı kamu niteliğinde. Hem Maliye Bakanlığı'nı temsilen hizmetlerde bulunuyor hem de mükelleflerle şirketler arasında bir çeşit uyum anlaşma ve köprü vazifesi görüyor. Devlet mali teşkilatı her noktaya yetişemediği için yeminli mali müşavirlerden de bu bağlamda faydalanmış oluyor. Esasında şikayet ve ihbar olmadığı sürece yeminli mali müşavirlerin yaptığı tam tasdikler ikinci bir incelemeye ihtiyaç duymuyor. Ancak bir şikayet ve ihbar olursa orada tekrar incelenme durumu söz konusu oluyor.
 

Mesleğin zorluk ve riskleri nedir?

Gerekli şartları yerine getirdikten sonra Türkiye Serbest Muhasebeci mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) aracılığıyla Maliye Bakanlığı'nda hazırlanmış Türkiye Cumhuriyeti mührü veriliyor. O mühür çok önemli. Bütün raporlarda ve onayladığınız belgelerde o mührü size özel bir numarayla kullandığınızda tam sorumluluk oluyor. O sorumlulukta zaten yeminli mali müşavirlerin en büyük risklerini taşıyor. Zira onun adı müşterek müteselsil sorumluluk oluyor. Yani, 3 milyonluk bir raporu, belgeyi onaylayıp imzanızı attığınız anda siz 3 kuruş ücret alıp, 3 milyonluk sorumluluk alıyorsunuz. Herhangi bir usulsüzlük ve soruşturmada hapse kadar yolu var. Çok ciddi hatalar ve işin içine hile de karışmışsa, başkasının yaptığı hatayı fark etmemişsinizdir ama sizin imzanız olduğu için direk sorumlu oluyorsunuz. Maliye bunu tespit ettiğinde yeminli mali müşavir hakkında rapor yazıyor. Rapor odaya intikal ediyor. Yönetim kurulu araştırma yapıyor. Şüpheli durum varsa disiplin kuruluna gidiyor. Yeminli mali müşavir suçlu bulunursa meslekten mene kadar gidiyor. İncelemede çıkan vergi cezası mükellefle eşit derecede yani, 3 milyon liranın vergisi ve cezası hem mükellefe hem de yeminli mali müşavire gönderiliyor. Mükellef vergi cezasını ödeyemez ve bir de kaçar giderse bütün ceza yeminli mali müşavire yükleniyor. Çorabını bile alırlar. Bu sonuçlara götüren sorumluluk var. Yeminli mali müşavirlere yüklenen orantısız sorumluluktan rahatsızız. Bu ağır ve orantısız sorumluluk gerçekten çok zor. Bu nedenle meslektaşlarımız az iş alıyor veya büyük işlere girmek istemiyorlar. Sorumluluk şart ama makul olmalıdır.

Oda başkanı olarak hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeler var mı?

Yeni hizmet döneminde klasik oda yönetim anlayışı dışına çıkarak tüm meslektaşlarımızın gönüllü katılımını sağlayarak yaklaşık 15 danışma ve dayanışma kurulu oluşturacağız. Komisyon sözcüğünü kullanmak istemiyorum çünkü Türkiye'de komisyona havale etmek olayı ertelemek olarak algılanıyor. Oda konseyi olarak çoğulcu, katılımcı, demokratik yönetim anlayışını hakim kılmak istiyoruz. Bu şekilde mesleğimizin geleceği için alınan kararların daha etkin ve çoğunluğun isteklerine paralel sonuçlar doğurduğunu hep beraber görmüş olacağız. Geçmişte yönetim kurulu üyeleri komisyonların başına başkan olmuş ve yeterli şekilde çalışma yapılamamış. Zaten yönetim kurulu üyelerinin sorumlulukları var. Zaman zaman odada görev almayan üyeler, başkan ya da yönetimin çalışmadığını iddia ediyor. Geçmişte bunu gördük. Biz bu anlayışı değiştireceğiz. Herkes burada bir şekilde görev
alacak. 433 üyenin olabildiğince hepsinin elini taşın altına koyarak çalışmasını sağlayacağız. Buradaki amaç herkesin bir şekilde çalışmasını sağlamak. Bu kurulların başkanları yönetim kurulu üyeleri olmayacak. Üyelerimiz bu danışma kurullarında görev alacak. Oradaki çalışmaların sonuçlarını yönetim kuruluna getireceğiz, görüştükten sonra çözüm bulmaya çalışacağız. Diğer illerdeki odalar ve TÜRMOB'la ilişkileri geliştirerek orantısız sorumlulukla ilgili çalışma yapacağız. Konunun Meclis'e taşınması için çalışacağız. Mesleğimizin gerçek gündemine dönmek ve mesleki sorunlarımızı bir an önce çözmek istiyoruz. Başarılı olmanın en önemli kriteri birlik, beraberlik ve huzur içinde çalışmaktır.

Türkiye'de vergi, özellikle büyük şirketlere karşı korkutma aracı olarak kullanılıyor mu?

Vergi, korkutma aracı olarak kullanılır. Ben mülkiye mezunuyum. Bizim üniversitede bir hocamız vardı. 'Hükümet etmek demek, para harcamak demektir, para harcamak için kaynak gerekir, kamuda kaynak vergi, transfer ya da bağışlar yoluyla toplanır. Sonra da bütçeye dönüştürülür bu bütçe yatırım harcamaları, cari harcamalar, transfer harcamalarına dönüştürülerek giderleştirilir. Yalnız, vergi, herkesin keyfine göre, sen 3 o 5 versin değil, vergi kanunla konur kanunla kaldırılır' derdi. İşin özü yasa olarak budur. Türkiye'deki vergi sistemi Almanya'dan alınmıştır. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınır. Bu sistem yasalarımızda var olmakla birlikte maalesef dolaylı vergiler sebebiyle (ÖTV, KDV gibi) ayrım yapmak mümkün olmuyor. Her türlü mal ve hizmeti KDV'ye tabi tutarsanız bir de bunun oranlarını yüksek tutarsanız burada vergisel anlamda adalet yoktur. Zengin de
aynı yemeğe aynı vergiyi, fakir de aynı vergiyi ödüyor. Geliri az olan bir kişiye 50 liralık vergi çok gelir ama geliri 100 bin lira olan birine 50 liranın marjinal değeri çok düşüktür. Vergiyi orantılı alırsanız vergiden kaçmak için kimse uğraşmaz. Kayıt dışı işlemlere giren olmaz. Vergi oranlarının yüksek olması vergiden kaçmaya sebep olursunuz. Asgari ücretle çalışan birinden kesilen vergi, dükkanını ya da işletmesini zarar gösteren esnaftan daha fazla. Vergi politikası topluma iyi anlatılması lazım.

Kriz dönemleri vergiyi nasıl etkiliyor?

Vergiden kaçmak, ekonomik sıkıntının olduğu dönemlerde teşvik edici hale geliyor. Mükellef günü kurtarmak için ya vergiyi ödemeyip erteliyor ya cezaya razı olup hiç ödemiyor ya da vergi affını bekliyor. İktidarın sık sık uygulamaya koyduğu vergi toplamak amaçlı af adı altındaki politikalarından yararlanmak için işletmeler vergiyi erteliyor. Ortalama 1-1.5 yılda bir vergi yapılandırması geliyor. İktidar alamadığı vergileri af çıkartarak ya da yapılandırma yaparak almaya çalışıyor. Vergisini düzenli ödeyenle ödemeyen arasında adaletsizlik oluşuyor. Geçen yıl, vergisini aksatmaksızın ödeyenlere yüzde 5 teşvik vermeye başlandı. Bir milyon vergide 50 bin lira almıyor. Şirketlerin yeminli mali müşavirle çalışması için belli bir ciro ya da yatırım şartı var mı? Böyle bir sınırlama yok. Mükellefle yeminli mali müşavir arasında yıllık sözleşme yapılıyor. Zorunlu değil. Burada amaç sadece tasdik değil danışmanlıktır da aynı zamanda. Büyük şirketler, yeminli mali müşavirle çalışmayı tercih ederler çünkü yılsonunda bilmemekten, yorum farkından dolayı ortaya çıkacak vergi cezasını göze almazlar. Geçmişte gördük, bu tür hatalar büyük olursa şirketi iflasa kadar götürebilir. Büyük şirketler, bunlara önlem ve tedbir için yeminli mali müşavirlerle çalışmayı tercih eder ya da danışmanlık yapmasını ister. Biz de çalıştığımız şirketleri ve kendimizi riske atmamak için sürekli bilgilerimizi güncellemek zorundayız.

Gündemde yeni vergi var mı?

Yeni vergiler gelecek diye haberler var ama bu ortamda ben bunun olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü ödeme gücü kalmadı. Bu hükümetin en büyük zaafı üretimden ziyade inşaata, yola, köprüye ağırlık verdi ve dolayısıyla kaynaklar toprağa gömüldü. İstihdam ve gelir yaratmak için mutlaka üretmek lazım. O noktaya geldik ki 780 milyon metrekare üzerinde soğan ve patates üretemez ve ithal eder hale gelince işler hiç iyi olmadı. Yanlış tarım ve sanayi politikaları sebebiyle de 15-20 yıldır köyden şehre göç arttı. Köyde kendi yiyeceğini yetiştirip arta kalanını satarak gelir sağlayan bir kişiye, mazot ve kullandığı ilaçların pahalı olmasından dolayı sebzeyi marketten almak daha mantıklı geldi. Pahalılıktan dolayı tarlada çalışmanın ya da tarım yapmanın hiçbir değeri kalmadığı gibi bir de büyük sıkıntı ve stres yarattı. Köydeki gençler gelir olmadığı için evlenemedi, kızlar evde kaldı. Bunlar toplumun çok önemli sorunları. Sonuç olarak köyde geçinemeyen kişi şehre geliyor kapıcılık, inşaatta
bekçilik yapıyor. Bu tür insanlar üretimden çekilince toprak tarla boş kaldı. Üretim teşvik edilmediği için kendi yetiştirdiğiyle yetinen 7 ülkeden biri olan Türkiye, saman, soğan, patates, nohut, fasulye ve daha birçok şey ithal eder hale gelmesi yanlışların olduğunu ve soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Maalesef siyaset doğru yapılmadığı zaman, doğru politikalar uygulanmadığı zaman, sıkıntılar beraberinde geliyor.  

Para politikası çok önemli. Ekonomi yönetiminde yeminli mali müşavirlerin tecrübelerinden yararlanılıyor mu?

Yeminli mali müşavirler, çok geniş kasmamda pek çok soruna cevap verebilecek bir yapıya ve tecrübeye sahip. Yeminli mali müşavirlerin yaş ortalaması 59-60. Bu ne demek biliyor musunuz, tecrübedir. İktisat, maliye, uluslar arası ilişkiler gibi bir fakülteden mezun olacaksın. Ondan sonra sınava tabi olarak SMM odalarında staj göreceksin. Ondan sonra muhasebeci stajı göreceksin. Yine 2 sene bunu yaptıktan belli süre sonra serbest muhasebeci mali müşavir olmak için ciddi sınavlara gireceksin ve başarılı olacaksın. Bu sınavı geçersen serbest muhasebeci mali müşavir belgesini almış oluyorsun. Dolayısıyla meslek mensubu olabiliyorsun. Bu andan itibaren 10 yıl serbest olarak çalışmak kaydıyla bir yer çalıştıracaksın, mali tablolar çıkaracaksın, yasalara uygun çalışacaksın, sürekli kendini
geliştireceksin. 10 yıl sonra yeminli mali müşavirlik sınavına girme hakkı elde edeceksin. İş kariyer mesleğine döndü. O zamanda bitmiyor, 20 tane ders var. Banka, şirket muhasebesi gibi kendi içinde çok kapsamlı. Ticaret hukuku, borçlar hukuku, sermaye piyasası kanunu, icra iflas kanunu gibi yerlerden gelecek sorulara cevap vereceksin. 4 defa sınava girme hakkın var. Kaybedersen 2 yıl sonra sıfırdan tekrar sınava hazırlanıyorsun. Türkiye'de yaklaşık 5 bin yeminli mali müşavir var. Bu kadar uzun çalışma ve sınav süresi sonunda bu tecrübeyi kazanıyorsunuz.

Bu zamana kadar büyük şirketlerde görev aldınız. Şirketlerin mali yapısını iyi biliyorsunuz. İşsizliği özel şirketler çözebilir mi?

Türkiye'de 8 milyon işsiz var. Bu politikayla işsizlik zor çözülür. İşsizliği çözmenin yolu üretimdir. Bunun için de yatırım yapmak gerekir. Yatırım olmadan da üretim olmaz. Türkiye'nin bugün için yatırıma tahsis edeceği kaynakları sınırlıdır. Onun için de daha çok yabancı kaynak yani kredi kullanmak zorundadır. Geçen 10-15 yılda böyle bir şans vardı. Kredi faiz oranları oldukça düşüktü. Alınan krediler döviz bazlı olduğu için de geri ödenemedi. Ekonomi onun için kördüğüm oldu. Bu da yanlış finansman politikaları ve yanlış yönlendirmelerden kaynaklanıyor. Devlet de bol miktarda kredi aldı. O paraları fabrikalara yatırmak yerine yollara, köprülere veya lüks hataya yatırdığı için zor durumda.