Ankara’dan, TMMOB Şehir Plancıları Odası’ndan uzun bir elektronik mektup aldım.

Söyledikleri şuydu:

‘Bugün çok sayıda yerel yönetimin merkezi idareden mali kaynak elde edebilmesinin sihirli anahtarı haline gelen fakat herhangi bir tasarım ilkesi gözetmeden açık-yeşil alanlarda yapılaşmanın önünü açan, planlama mevzuatına aykırı bir şekilde inşa edilerek kentsel-mekansal kurguyu ve yaşam kalitesini bozucu nitelikler taşıyan Millet Bahçeleri projeleri ve bu parçacı projelerin rehberine karşı tüm süreçlerde mesleki ve teknik bilgimizi halkın yararına sunarak mücadele edeceğimizi, Millet Bahçesi Rehberinin iptali için yargı yoluna başvuracağımızı tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz.’

Aslında bu konu çok sık göndeme geliyor:

Bizim bildiğimiz halka buralarda ücretsiz çay, kahve ve yanında bedava börek çörek ikram edilecek...

En azından böyle anımsıyoruz.

Ama TMMOB Şehir Plancıları Odası yöneticilerinin söyledikleri başka idi...

Bir yerlerde çıkacak mı, yani yayınlanacak mı bilmiyorum.

Ama haber değeri olduğu kadar hemen herkesi de ilgilendirdiği için ve bir yanlışlık yapmamak için tamamını aynen vermeyi ve kararı okuyucularımızın yapmasını düşündüm.

Bir yandan seçim olacak mı olmayacak mı?

Ya da seçim yasasında yapılması düşünülen değişiklikler gündeme gelirken bu açıklanın ele alınıp alınmayacağını gerek iktidar gerekse muhalefet tarafından neler söyleneceğini ya da söylenmeyeceğini önümüzdeki hafta öğreneceğiz.

2,5 sene önce

TMMOB Şehir Plancıları Odası, ‘İnşaat yapmanın yeşil yolu;  Milllet bahçeleri’ diyerek şu açıklamayı yaptı:

‘Kamuoyunun gündemine birçok örnek ve tartışma eşliğinde giren Millet Bahçeleri iktidarın kentsel alanda hayata geçirmeyi hedeflediği öncelikli kentsel projelerden biri.

Ve şüphesiz ki iktidarın kentsel mekana bakışındaki ideolojik ve ekonomik kurgunun tüm izlerini taşımaktadır.

Bilindiği üzere Millet Bahçelerine yönelik ilk basın açıklamamız 14 Aralık 2018 tarihinde paylaşılmıştır. 

Bu basın açıklamamızda özetle Millet Bahçelerinin salt teknik bir konu olmasının ötesinde ideolojik ve politik boyutlarının altı çizilmiştir. 

Millet Bahçeleri ile iktidarın geniş halk kesimlerinin yeşil alan ve rekreasyon ihtiyacını karşılamaktan öte kendi sermaye gruplarını girdikleri iktisadi krizden çıkarmanın yolu olarak, ideolojik konumlanışı gereği bu alanları kurgulama yoluna gittiği vurgulanmıştır.’

Hassas alanlar

TMMOB Şehir Plancıları Odası açıklamasını şöyle sürdürdü:

‘Geldiğimiz noktada bu konunun tekrar ele alınması ve gündeme getirilmesi zorunlu hale gelmiştir. 

Çünkü Millet Bahçesi adı altında her ilde en az bir tane olmak üzere onlarca proje hayata geçirilmeye başlanmış, merkezi idare dışında yerel yönetimler de çok büyük bölümü mevcut durumda yeşil alan/park/stadyum olarak kullanılan kentsel sosyal donatı alanlarını  bu isimle ilan etmeye başlamıştır. 

Uygulamaya geçirilen projelerin birçoğu da ilk basın açıklamamızda da altını çizdiğimiz üzere hali hazırda doğal nitelikleriyle korunması gerekli, hassas alanlardan oluşmaktadır.’

Millet Bahçeleri Rehberi:  Planlamada Bütüncül Yaklaşımdan Kopuş

Millet Bahçesi projeleri 2018 yılında dillendirilmeye başlanmış, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği`ne 8 Ocak 2019 tarihinde Millet Bahçesi gösterimi eklenmiş ve 1 Mart 2019 tarih itibariyle Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği`ninTanımlar başlıklı 4 üncü maddesinde yer verilerek bu kavrama resmiyet kazandırılmıştır. 

Millet Bahçeleri Yönetmelik`te; ‘Halkı doğa ile buluşturan, rekreatif gereksinimleri karşılayan, afet anında kentin toplanma alanları olarak da kullanılabilecek, yer seçimi, alan büyüklüğü, fonksiyonları ve tasarımı gibi hususların Bakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulacak Millet Bahçeleri Rehberinde belirlendiği büyük yeşil alanlar,’ biçiminde tanımlanmıştır. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere Millet Bahçeleri rehber aracılığıyla planlama mevzuatındaki donatı alanları sistematiğinin dışında tanımlanmakta, planlama bütünlüğünden kopuk bir tasarım aracına dönüştürülmeye çalışılmaktadır.

İlke ve esaslarına

‘Açık yeşil alanlar, sosyal donatı alanları, ticari alanlar ve mekânsal gösterimlere tabi olan tüm kullanımlar, planlama disiplinin temel ilkeleri doğrultusunda yer seçimleri ve alan büyüklükleri belirlenmesi gereken alanlardır.  

Kentsel mekan kurgusunun en önemli parçalarından olan ve diğer bütün kentsel kullanımlarla ilişkili olarak ele alınması gereken açık yeşil alanların planlama pratiğinden koparılıp, içeriği ve kapsamı muğlak bir rehbere referansla hayata geçirilmesini beklemek planlama ilke ve esaslarına  aykırıdır. 

Mekansal kurguları ve toplumsal dinamikleriyle (nüfus, ekonomik kompozisyon, kültür  vb.)  birbirinden farklı özellik ve kimliklere sahip  şehirlerimizin yeşil alan kurgularının, plan ve tasarım süreçlerinin alan özelinde ve kapsamlı planlama yaklaşımı ile ele alınması  gereklidir..

Yer seçim kriterleri alan büyüklüğü ve kentin diğer fonksiyonlarıyla ilişkilerin kurulması gibi üst ölçek planlama aşamalarından başlayarak, tasarım ve uygulama aşamasına kadar hiyerarşiye ve planların kademeli bütünlüğüne uygun olarak  sistematik bir yaklaşımla ele alması gereken yeşil alanların, oldukça iddialı bir söylemle ortaya konulan Millet Bahçeleri Rehberi ile bütün bu hedefleri gerçekleştirebilecek içerik ve yetkinlikten oldukça uzak olduğu açıktır.

Başlatıldı, bitirildi

Tanımda adı geçen Millet Bahçeleri Rehberi; 21 Mayıs 2020 tarihinde yani, adı anılmaya başlandığı 1 Mart 2019`danitibaren on dört ay sonra yayınlanmıştır. Bu zaman aralığında çok sayıda kentimizde  Millet Bahçesi uygulaması başlatılmış, bitirilmiştir. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan 64 sayfalık Millet Bahçeleri Rehberi`nde Millet Bahçelerine yönelik yer seçim kriterleri, imgesel değer oluşturmak için asgari büyüklüğü 15.000 metrekare alanlar olması gerektiği, kamu mülkiyetinde, imar durumunun halihazırda park, rekreasyon, mesire, ağaçlandırılacak alan gibi kullanımları içermesi, konum olarak kent merkezinde kalan erişilebilir alanlardan olması ve gerekli altyapıya sahip olması olarak belirtilmiştir. 

Bunlara ek olarak Millet Bahçeleri kentsel bellek değerinin, doğal ve kültürel özelliklerinin öne çıkarılabileceği alanlar olarak ifade edilmiştir. Diğer bir deyişle Millet Bahçeleri,  kent merkezinde bulunan, kentsel bellekten silinmek istenilen imgesel ve kültürel değerler üzerinde ya da doğal nitelikleri korunması gerekli alanların yapılaşmaya açılmasıyla ve  ideolojik imgeleme ve toplumsal algıyı çarpıtma  alanları olarak pazarlanmaktadır.

Osmanlı dönetimindeki

Bahse konu rehber bütün olarak incelendiğinde Millet Bahçelerine ilişkin tarihi referanslarla zorlayıcı biçimde bir meşruiyet yaratma çabasının güdüldüğü görülmektedir. 

Bunu yaparken kimi yerlerde Osmanlı dönemindeki yeşil alan kurguları ile Cumhuriyet dönemindeki yeşil alanların hepsi toptancı bir şekilde Millet Bahçesii olarak adlandırılmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki her dönemin kendi sosyoekonomik, kültürel ve ideolojik kurguları birbirinden farklıdır ve bu farklılıklar çerçevesinde dönemlerinin gereğini yansıtacak biçimde yeşil alan tasarımlarının ortaya konulması esastır.  

Yoğun yeşil doku

Rehber içerisinde tarih öncesi dönemlerden Cumhuriyete kadar yeşil alanlar ve üstlendikleri işlevler özensiz ve zorlama biçimde ele alınmıştır. Örneğin Osmanlı Dönemi`ndekülliyeler çevresinde gelişim gösteren Anadolu Kentleri`ninbahçe-şehir görüntüsünde ve yoğun yeşil dokuya sahip oldukları belirtilmiştir(s. 18). 

Oysa ki Külliye çevresindeki kentsel kurgu Osmanlı döneminde her kentte bulunmamaktadır ve bahçe-şehir modeli ise sanayi devrimi sonrasında İngiltere`de uygulamaya konulmuş bir kent kurgusudur. Hem tarihi hem de coğrafi düzlemlerdeki bu saptırma, ortaya konulan dökümanınbilimselliği ile ilgili ciddi kaygılara yol açmıştır. 

Ayrıca belli bir meslek grubunun ağırlığında hazırlanmış bu doküman içerisinde Osmanlı Dönemi`ndeki yeşil alanların salt kültürel peyzaj unsuru olarak ele alınması ve "unutulmuş" bir kavram biçiminde sunulması(s.14).  konunun Millet Bahçelerine gerekçe oluşturmak üzere ele alınmasını olanaklı kılan akademik bir çarpıtmadır.

Önü açık

Bahse konu rehber kentsel mekan kurgusunda sorun yaratacak birçok içeriğe sahiptir. Örneğin isim olarak yeşil alan tasarımını yönlendirmesi gereken dokümanın esas itibariyle yeşil alanlar içerisinde yapılaşmanın önünü açmaya yönelik olduğu görülmektedir. 

Temel işlevi yeşil alan olması gereken ve bahçe olarak tanımlanan bu alanlar içinde yer alan "ticaret, ibadet alanları, sosyal-kültürel alanlar" imar planlarında Millet Bahçesi gösterimi içinde kalmakta, yapılaşma zahiri kılınmakta, planda gösterilmesi gereken işlevler gösterilmemektedir. 

Böylece Millet Bahçesi ilan edilen sınırlar içerisinde ‘rehber ve kentsel tasarım’ yöntemiyle alana işlevler yüklenmekte  alanın çevresinde bulunan nüfusun ihtiyacını gözetmeden kentin ya da kentsel alt bölgelerin sosyal donatı dengesi bozulmakta, planlama süreçlerinde ortaya konulan yeşil alan standartları rehber aracılığıyla  göz ardı edilmektedir. 

Yönetmeliklerde açık ve yeşil alanlarda yapılaşma oranları belli olmasına rağmen, Millet Bahçelerinde sınırsız yapılaşmanın önü açılmaktadır. Dolayısıyla planlarda yeşil alan olarak görülen Millet Bahçeleri esasen kentsel donatı hesaplamalarında sorunlar yaratacak ve gizli kılınmış kapalı alanların miktarını artırmaya olanak verecek alanlardır.

Tanımlananlar

Biçimsel olarak ideolojik imgenin birer unsuru olan cami, namazgah, mescit, millet kıraathanesi vb. yapılar proje kapsamındaki yer alan kullanımlar olarak tanımlanmıştır. 

Bu yapıların temsili, kullanımları ve yeşil alanda toplumu tabi kıldıkları pratikler neticesinde millet bahçelerinin muhafazakar siyasal ideolojinin temsilcisi olan iktidarın yeniden üretimine dönük gerçekleştirilen proje olduğu açıktır.

Ayrıca bahse konu rehber doküman incelendiğinde, bu dökümanın yeşil alan tasarımını yönlendirecek, en temelde bilinen kriterleri alt alta sıralamanın ötesinde bir katkı sunmadığı açıktır. 

Kaldı ki ortaya konulan kriterler çoğu yerde bir paragraf ve hatta bir cümle ile ele alınmıştır. 

Bu dar içeriği ile bahse konu rehberin yeşil alan tasarımında neye hizmet edeceği, nasıl bir yönlendirme yapacağı açık değildir. Hukuki bir norm oluşturan ve mekanıbiçimlendirecek bu dokümana referansla, planların kademeli birlikteliğine aykırı tasarımların ve yanlış uygulamaların ortaya çıkacağı öngörülebilir.  

Dolayısıyla en önemli kamusal alanlarımızdan olan açık-yeşil alanlarımızın Millet Bahçesi adı altında bu rehbere göre düzenlenmesi hem teknik, hem ilkesel hem de hukuki olarak mümkün değildir.

Millet Bahçeleri Projeleri ve Rehber Yaklaşımı ile Kamusal, Doğal ve Korunması Gerekli Alanlarda Yapılaşma ve Tahribatın Önünün Açılması

Tekrar altını çizmek gerekirse Millet Bahçesi projelerinin büyük bölümü mevcut durumda kentsel alanda veya doğal alanlarda yer alan ve  kent hafızasında önemli yer etmiş yeşil ve açık alanları yıkıma uğratacak, doğal ve kırılgan birçok alanda ise bozulmalara sebep olacak inşaat faaliyetlerini içermektedir. 

Bunun en çarpıcı örneği Salda Gölü`nde yapılmak istenen Millet Bahçesi projesidir. 

Bu proje daha inşaat aşamasında göstermiştir ki Millet Bahçeleri nitelikli bir yeşil alan kurgusu yaratmak veya doğal alanları korumaktan uzaktır. Öne çıkan diğer iki örnek ise Ankara`nın İmrahor Vadisi üzerinde yapılması düşünülen Millet Bahçesi ile Atatürk Kültür Merkezi`nde (AKM) hayata geçirilen ve inşaat faaliyetleri hızla süren Millet Bahçesi projeleridir. 

Bu alanlar mevcut durumda korunması gereken tarihi, doğal ve kültürel alanlardır. Dolayısıyla bu alanların Millet Bahçesi adı altında yapay olarak düzenlemeye açılarak kısmi de olsa yapılaşma kısıtlarının esnetilmesi koruma mantığı açısından tartışmalıdır. 

Ayrıca bu iki alanın yakın çevresindeki lüks ve yüksek yapı yoğunluklu  karma konut projeleri düşünüldüğünde yapılması düşünülen Millet Bahçelerinin Ankara halkından öte bu projeleri inşa eden firmalara ve bu projelerde mülk edinecek dar bir kitleye rant sağlama hedefinin öncelikli amaç olduğu görülmektedir. 

Kamunun yüz milyarlarca lirası harcanarak hayata geçirilen bu projeler, bu inşaat projelerinin sahipleri tarafından reklamlarında değer artırıcı ve "cazibe" yaratıcı unsur olarak etik dışı bir biçimde kullanılmaktadır.

Millet bahçeleri için

Öte yandan, mevcut kentsel işlevsel bütünlük içinde yer alan kamusal spor alanlarından stadyum alanları da Millet Bahçesi projeleri kapsamında dönüşüme konu edilmekte ve spor alanı standartları ve kentsel yaşam kalitesi düşürülmektedir. 

Diyarbakır`daki stadyum alanının Millet Bahçesine dönüştürülmesi bu konuda verilebilecek en güncel örneklerden biridir ve stadyum alanları son dönemlerde kamu mülkiyetindeki alanlara yapılan müdahaleler çerçevesinde yeni yapılı çevre üretiminin bir parçası haline getirilmeye çalışılmaktadır. 

Toplum sağlığı açısından çok önemli olan bu alanların karma projeler (konut + alışveriş merkezi vs.) ile azınlık kullanımına dönüştürülmesine yönelik projeler, yürütülen  hukukimücadeleler ile yargı yoluyla iptal edilmiş, kamusal kullanımı yüksek önem arz eden bu işlevlerin yine toplumun ortak kullanımında kalması sağlanmıştır. Ancak, görüldüğü üzere kent merkezinde yer alan stadyum alanları bir başka kapsamda "millet bahçesi yapımı" adı altında dönüştürülerek iktidarın yine müdahalesine konu edilmektedir.  

Nasıl bir yaklaşım?

Millet Bahçesi projelerinde temel bir başka sorun ise temel tasarım ilkelerinin göz ardı edilmesi ve Millet Bahçesi içerisinde yer alacak birçok donatının miktarı ve yer seçiminin Millet Bahçesi Rehberi adı altında içeriği ve niteliği belirsiz bir dökümana havale edilmesidir. 

Bu husus temel planlama ve tasarım süreçlerini hiçe sayan bir yaklaşımdır. Ayrıca ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik zorluklar göz önüne alındığında mevcutta zaten birçok kırılgan ekolojik işleyişi içerisinde barındıran özellikli doğal alanların ve tarihi kültürel önemi olan bölgelerin Millet Bahçesi adı altında  hiçbir teknik ve bilimsel gerekçesi olmayan içeriklerle "yüksek maliyetli, yapay yeşil alanlar" olarak kurgulanmasının  meşruiyeti bulunmamaktadır.

İhale bedelleri

İktidarın ilk yıllarından itibaren plansız ve ölçüsüz biçimde inşaat sermayesinin korunmasını önceleyen ve bu sebeple günümüzde yaşadığımız birçok krizin de temellerini atan AKP hükümetleri, konut sektöründe yaşanan daralmayı, mevcut doğal yeşil alanları üzerinden sermaye grupları lehine finanse etmek için her biri on milyonlarca lira ihale bedeli olan Millet Bahçeleri projelerine yönelmiş görünmektedir.

Yaşam kalitesi

çok sayıda yerel yönetimin merkezi idareden mali kaynak elde edebilmesinin sihirli anahtarı haline gelen fakat herhangi bir tasarım ilkesi gözetmeden açık-yeşil alanlarda yapılaşmanın önünü açan, planlama mevzuatına aykırı bir şekilde inşa edilerek kentsel-mekansal kurguyu ve yaşam kalitesini bozucu nitelikler taşıyan Millet Bahçeleri projeleri ve bu parçacı projelerin rehberine karşı tüm süreçlerde mesleki ve teknik bilgimizi halkın yararına sunarak mücadele edeceğimizi, Millet Bahçesi Rehberinin iptali için yargı yoluna başvuracağımızı tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TMMOB Şehir Plancıları Odası’