19 Mayıs 1919, Anadolu'da yer yer yanmaya başlayan Çoban Ateşlerinin meşaleye döndüğü gün. Ancak bize okuttukları gibi bunu sadece birkaç paragrafa, klişe sözlere dökersek, gerçek mana ve ehemmiyetinin ruhumuza işlemesi zor diye düşündüm sayın Alev Coşkun'u dinlerken, bu bilgileri kitabı "6 ay işgal - hüzün, hazırlık" kitabında anlatırken diyor ki; "Tarih hikâye değildir bir metodolojisi vardır, belge ister".

***

Kazım İnanç Paşa Atatürk'ün yakın arkadaşı, sırdaşı, beraber konuşuyorlar, not alıyorlar, yazıyorlar. 8 Ağustos 1915 Arıburnu'nda, Anafartalar'dan sonraki yol alışlarında, ilk defa saf hava soluduklarını konuşuyorlar, dağlar taşlar savaşlarda ölenlerle dolu! Düşman Çanakkale'yi geçemeyeceğini anlamış Fransızlar, Anzak'lar, İngilizler güneye önem vermeye karar vermişler. Çanakkale zaferinden sonra Mustafa Kemal, Mart 1916'da da kolordu komutanı olarak Diyarbakır'a tayin edilir. Muş Bitlis'i geri alır. Zaferlerinden dolayı 7.nci Ordu komutanlığına tayin edilir. Vahdettin daha sonra geri alacağı onursal yaverlik nişanını takar. Yapılan çarpışmalarda 4.ncü ve 8.nci ordular perişan olurken Mustafa Kemal'in öngörüsü sayesinde 7.nci ordu ayakta kaldı. Liman Von Sanders bu durumda tüm orduları ona bağlar ve Şam'ı korumasını emreder. Ancak Mustafa Kemal önce kendi insanlarım, toprağım diyerek Suriye'nin kuzeyinde Anadolu'nun güneyine Misakı Milli sınırını çizdi.

***

Osmanlı orduları bitmiştir. Sevr antlaşması ile Liman Von Sanders yetkilerini Kemal'e devrederek çekilir. Çizilen sınırdan İngilizler geçemez. Stafford Shower "From Empire to Republic "kitabında anlatır. 30 ekim 1918 de Mondros imzalanır, bir maddesi de Almanların geri çekileceği idi, çekildiler. Mustafa Kemal devraldı yıldırım orduları komutanlığını. Ateşkesten 3 gün sonra Musul'u işgal eden İngilizler lojistik destek için İskenderun limanını kullanmak üzere İstanbul hükümetinden aldığı izne, "Benim tabiatım ve karakterim müsaade etmiyor" dediği için İstanbul'a geri çağrıldı, yıldırım orduları lağvedildi. Ayrılmadan Ali Fuat Cebesoy'la konuşarak, Mondros antlaşmasına göre ordu terhis edileceği için tüm subayların jandarmaya kaydırılmasında antant kaldılar (7 Kasım 1918). 10 Kasım 1918 'de trenle İstanbul'a gelir Haydarpaşa'dan Eminönü, Karaköy'e bir istimbotla geçecekken o tarihte İngiliz, Fransız, Yunan 55 parçalık savaş gemileri topları İstanbul çevrili giriş yapmaktadırlar. Çanakkale'de, Güneyde İngilizlere geçit vermemiş ancak o gün işgale şahit olan Mustafa Kemal daha sonra küçük istimbotla bu çelik ormanının içinden geçerken "Geldikleri gibi giderler" der 13 Kasım 1918'de.

***

Kuvayı-i Milliye kafasında başlamıştır. Pera Palas'a yerleşir 15 gün kalır, Vahdettin ile 6 kez buluşur. Aslında yalnız kaldığımızı, mücadeleyi Vahdettin'i de yanına alarak paşası olarak başlatmayı düşünmektedir. 6.ncı buluşmada Vahdettin'i ikna edebileceğini düşünür. Ancak Vahdettin 21 Kasım'da Osmanlı Meclis-i Mebusanını fesh eder. Mustafa Kemal paşaya 22 kasımda randevu verir. Mustafa Kemal Anadolu'ya geçmek için çeşitli planlar yapmaktadır. Yunanlılar İzmir'i işgale hazırlanmakta Karadeniz'i de Rumlar Pontus Rum Devleti kurmak için çeteler oluşturup çatışmaya girmişlerdir.
Karadeniz de de emelleri olan İngilizler Karadeniz'de bu oluşumu durdurması için 21 Nisan 1919'da İstanbul hükümetine nota verirler ayaklanmanın bastırılmasını aksi halde kendilerinin işgal edeceğini söylerler. İstanbul hükümeti kuvvetli sevilen bir komutanı, hem de yanına çekmek için Mustafa Kemali seçer. Ve kendi ülkesinde İngilizlerden alınan vize ile Mustafa Kemal ve yanındakiler 15 gün sonra İngilizler tarafından iptal edilecek bu vize ile yola çıkarlar. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basarlar. Ancak bu müthiş anlatımda, Anadolu'da yakılan çoban ateşlerinin başlayan milli mücadelenin 19 Mayıs 2019'da bir meşaleye dönüşmesi.

***

Ah bize tarih kitaplarında böyle okutsalar bugün böyle mi olurdu? Ancak 100.ncü yılında bir pınar fışkırdı uzun yıllardır konuşamadığımız, duyamadığımız gerçekler fışkırmasıydı ve bizler kana kana içiyoruz. Susuzluğumuz dinecek gibi değil.  Bu yazımın kaynağı "6 Ay- İşgal, hüzün, hazırlık". Yazarı Sn. Alev Coşkun, tamamını okumak için bu müthiş serüvenin büyük bir heyecan duyuyorum. 19 Mayıs 1919, 100.ncü yıldönümünü kutlarken "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak". Atamın dediği gibi.