Zeytinde yeni sezona girdik giriyoruz. Bu vesileyle geçen sezonun bir muhasebesini yapalım ki neyi doğru yapmışız neyi yanlış yapmışız bir görelim. Hatalarımızdan ders alalım doğrularımızın altını çizelim. Ve bu sayede gideceğimiz yolu belirleyelim. Geçen yıl bu zamanlarda gündem Afrin'den yağ gelecek zeytinyağı fiyatlarını düşürecek idi.
Düz mantıkla bakarsan dışarıdan yağ gelirse arz artar bu fiyatı düşüren bir etki yaratır demek ki çiftçiye zararlı bir şey diye önyargıya kapılmak kaçınılmaz. Ama akıllı insanlar ezberlerle ve önyargılarla hareket etmez tüm değişkenleri göz önüne alıp karar verir. Fiyatlar sanıldığının aksine gerçekleşen arz ve taleple değil gelecekte arzın ve veya talebin nasıl olacağının spekülasyonu ile yükselir veya düşer. Yani sezon başlamadan herkes konuşmaya başlar.

Farklı amaçlar!

Yağ çok olacak, az olacak, İspanya'da şöyle Tunus'ta böyle, İngiltere'AB den çıkınca bizden alacak, Afrin'den yağ gelecek Tunus'tan geldi bile gibi bir sürü farklı çıkar gruplarına ve farklı amaçlara hizmet eden doğru ya da yanlış bir sürü şey konuşulur.
'Şuyuu vukuundan beterdir' derler ya, Afrin'den yağ gelecek söylentisi daha 1 kilo yağ gelmeden Zeytinyağı fiyatlarını yerle yeksan etti.
Oysa mantıklı düşünülse geçen yıl bir önceki yıldan çok daha düşük bir rekolte beklendiği açıklanmıştı. Afrin'den gelmesi planlanan miktar buna eklense bile yine de  bir önceki yıl kadar yağ toplanamayacağı açıktı. Ayrıca döviz kurları bir önceki yıla göre yüksekti.

Büyük çöküş

Normal şartlarda DİR kapsamında Afrin'den gelecek yağın miktarı çiftçinin satış fiyatlarını düşürebilecek kadar büyük değil. Tarafsızların belirttiği gibi bir önceki yıldan daha az zeytinyağı üretildi. Ama herkesin korktuğu gibi fiyatlar düştü. Düştü demek az kalır baya bildiğin çöktü.
'Hani düşmez demiştin, düştü işte!' diyenler acele etmeyin. O zamanda söylemiştik. Düşerse iki sebepten düşer.
1. Panik yüzünden düşer seçim zamanı çok fazla bu konu dillendirildi çiftçi panikledi.
2. Bankalar hem kredileri geri çağırdığı hem de faizleri yükselttiği bir döneme denk geldi hasat zamanı.
Çoğu sofralık zeytin firması bir önceki yıldan yaptığı stoku da bitirememişti. Bu sebeplerden talepkar değillerdi. Önce sofralık zeytin fiyatları çöktü. Çoğu çiftçi 'o paraya zeytin vereceğime yağ sıkarım' dedi.
Sıktığı yağları da 'Afrin'den gelecek yağlar gelmeden satayım' deyince yağ fiyatları sezonda gereğinden fazla düştü.
Ama sonra ne oldu?

Lafıyla bile...

Güzelim yağlar rakiplerimize gemi gemi ihraç edildi. Stoklarda yağ azaldı. Bu seferde yazın fiyatlar aşırı yükseldi. Özetle; Afrin'den yağ gelmeden sadece lafıyla fiyat düştü. Yağ bütün yıl gelirken ise fiyat düşeceğine yükseldi. Olan, yağını baştan ucuza satana oldu. Demek ki panik yapmamak gerekiyormuş.

Hüsran hep vardır

Bu yıl yine gelir Afrin'den yağ. Ama kimse geçen seneki gibi paniklemez. Herkes bu seferde elinde tutar. Yağ 25 lira olacak 30 lira olacak beklentisi ile satmaz. Ve yine hüsrana uğrar.
Butik yağ işi başka. Ama konvansiyonel yağ işinde piyasanın sağlıklı yürüyeceği fiyat aralığı belli.
Formül ise çok basit. Baştan ucuz giderse çok dökme yağ ihracatı olur sonra çok yükselir.
Baştan pahalı giderse hiç ihracat olmaz sonra fiyatlar çöker. Bu yüzden dünya fiyatlarından çok kopmamaya dikkat etmek gerek. Bunun yolu DİR'in belli kurallara bağlanarak sürekli açık olmasıdır. Bu notlar ve bilgi tahmin edeceğiniz gibi bir uzmanın...
Üretici, sanayici ve ihracatçı Mustafa Alhat'tan aldım...

DİP EKSPRES

Hakkaniyetle kazançlar!

Mustafa Alhat'ın, binlerce kişiyi ilgilendiren özel makalesine devam edelim: 'Sürekli derken 365 gün olmayabilir. Dersin sezonda çiftçi malı alınsın satılsın atıyorum sezon bitikten 2 ay sonra 3 ay sonra Şubat Mart her neyse bunu önceden belirlersin her yıl aynı olur (herkes önceden bilir sadece içeriden Bilgi alabilenler değil) DiR açılır. Kural koyarsın mesela 1000 ton getirdin 2000 ton ihraç şartı getirirsin. Ve o beyannameler ertesi sezona sarkmadan kapatılma konusunda hassas olursun. Bu şekilde yapsınlar çiftçi zarar görürse garantisi benim gelsin yüzüme tükürsünler. Ama geçtiğimiz yıl bu süreç çok kötü yönetildi. Geçenlerde EİB in toplantısı vesilesiyle Antakya'ya gittim. Hem toplantıda gazeteci ve hazirunun önünde açıkça söylenenler hem de dışarıda dost sohbetlerinde anlatılanlar çok büyük hatalar hatta suistimaller olduğunu işaret ediyordu. Umarım bu söylenenler devletin ilgililerince ciddiyetle irdelenir suçlu varsa cezalandırılır ve eksik olan kanuni düzenlemeler yapılır. Eğer bu haliyle devam ederse hem iç piyasa oyuncuları ve çiftçiler zarar görür hemde işini kuralına göre yapan ihracatçı.
Eğer DİR nasıl yapılmamalı nasıl insanları DİR den soğuturuz diye bir çalışma yapın dense ancak geçen sezondaki hatalar yapılabilirdi daha fazlasını kimse bulamazlardı.
Yeni sezonun sektörün tüm bileşenleri için hakkaniyetli kazançlar getirmesini diliyorum.'