Özgüvenli, başına buyruk ve hırslı belediye başkanı Cemil Şeboy Buca'ya geri dönmeye hazır. Bucalıların yoğun baskısı ve AKP'nin kamuoyu yoklaması ile yeniden başkanlığa aday olan Şeboy, "Ben Bucalı için aday oldum, şimdi onlar sözünü tutacak ve açık bir farkla Buca'da seçim kazanacağız" diyor. Kaynak yaratmaktaki becerisini pek çok defa kanıtlayan Şeboy'un yeni projeleri Buca'yı İzmir'in değil, Türkiye'nin gözünde yıldız yapmaya yönelik. Buca'da Disneyland ve su parkına kim hayır der ki? Cemil Şeboy'un İzmirli'ye ve Bucalı'ya mesajı kısa ve net: "Bu kente Binali Yıldırım şart!"

AKP Buca Belediye Başkan adayı Cemil Şeboy sorularımızı yanıtladı.

Buca'da aday oluşunuza Bucalı çok mutlu. Aday olduktan sonra neler oldu?

Vatandaşın talebi beni buraya aynı noktaya getirdi. Parti de buna kulak tıkayamadı. Herkes seçim almak ister, AKP'nin de yaptığı çallışma ile bize görev verildi. Görev verilince de parti adabına göre buna hayır diyemezsiniz. Bizde bu görevi üstlendik. İnşallah Buca halkı bana verdiği sözü tutacak şimdi. Çünkü onlar benim aday olmamı istedi, ceketini koy, ayakkabını koy, bağımsız koy ama mutlaka aday ol dediler, aday olduk. Şimdi onlar bu işe sahip olacaklar. İnşallah başarılı oluruz, eğer başarısız olursak yalnız ben mahçup olmam Buca halkı da mahçup olur. Başarısız olacağımızı düşünemiyorum ama bir fark olması lazım. Buca'daki seçimdeki fark diğer ilçelere göre değişik olması lazım. Ben onu arıyorum, farkı arıyorum.
17 Aralık'ta ortaya çıkan bir AKP'nin yolsuzluk dosyası ile ilgili insanların kafalarının karıştığı düşünülüyor. Sizce bu olay belediye seçimlerini etkiler mi?

 
O farklı bir olay. Oraya yolsuzluk dosyası olarak bakmamak lazım. Çünkü benim başımdan geçti. Beş yıl önce ben bu tabloyu gördüm, yaşadım. Nasıl uydurma deliller, nasıl uydurma şahitler, alakası olmayan insanların bu tezgahın içinde olduğunu birebir yaşadım ben. Burada da aynı olay. Burada Türkiye'nin başına başka bir çorap örülmek isteniyor. Türkiye'de tam bir istikrar vardı, bu istikrarı bozmak, ekonomiyi bozmak. Bakın son gelişen olaylarla ekonomi kaç milyar dolarlık zarara uğradı. Bu zarar kime geliyor, size, bize, çocuklarımıza. Bölgede büyük, istikrarlı bir Türkiye istemezler. Hep IMF'ye avuç açan, verdiği parayı nerede harcayacağınızı onlar söylerdi, onlar harcatırlardı size, ama Türkiye bundan kurtuldu. Kendi ayakları üzerinde duruyor. Bundan önce bunları askerlere yaptırırlardı. Askerler tabi artık anayasal sınırlar içinde kaldıklarından başka gruplara bunları yaptırmaya çalışıyorlar. Elbette ki dış ülkeler var, bilhassa yanı başımızdaki İsrail. Türkiye'nin güçlü olmasını ve paralarını kalkınmaya harcamasını istemezler. Bölgede de istemezler. Irak'ta yıllarca Saddam şöyle yaptı Saddam böyle yaptı. Devirdiler Saddam'ı. Saddam zamanında ölen insanlardan çok daha fazlası şimdi ölüyor. Neden durdurmuyorlar, Suriye öyle, Mısır öyle, bütün İslam Cumhuriyetleri bütün enerjilerini böyle şeylerde harcasın. Onlar silah satıyor, nereden buluyorlar silahları. Bunların silah sanayileri çalışıyor. Irak'ta petrolden gelen parayı kalkınmasına harcatmıyorlar, hep onlara mutaç olsunlar. Türkiye'de bu boğazın içinde. Türkiye güçlü olsa, bütün bu bölge ülkelerine hakim olacak, lideri olacak. O zaman olmaması lazım. Türkiye'de islam ülkesidir onlar gibi olacak, hesap bu. Başka birşey değil. Bunun için de bir sebep bulunması lazım, birşeyler olması lazım. Onlar da bunları yapıp halkın önüne sunuyorlar. Yolsuzluk olayını hiçkimse savunamaz. Yolsuzluk ayrı bir şeyde devam etsin. Ama aynı torbanın içerisine onu toplarsınız, bunu atarsınız e olayı büyük gösterisiniz. Yaşadığım için söylüyorum. Diyelim ki bir memur bir yolsuzluk yaptı, bir suç işledi, onun cezası 10 yıl ise, bunu seçilmiş biri yaptı ise buna 50 yıl vereceksin. Yolsuzluğun savunulacak yanı yoktur. Orada kamu zararı var mıdır yok mudur bakılması lazım. Mesela Halk Bankası'na yapılmak istenen buydu zaten. Şimdi bakın o petrol paraları metrol paraları Amerikan bankalarına gitti. Halk Bankası Dünya Bankası olma yolundaydı, çökerttiler. Onun işlem hacmi 100 milyar doları bulması bekleniyordu. Bitirdiler. Onun güçlü olması, Türkiye'nin güçlü olması demekti. Belediye başkanının ne işi var o torbanın içinde. Efendim oraya imar verilmiş de verilmemiş de onun orada ne işi var? İnsanların bunları düşünmesi lazım. Başbakan'ın yaptığı mitingler toplantılar zaten bunu gösteriyor. İzmir' de bunu sağlıklı düşünürse, sapla samanı ayırırsa kendi kazanır.

Buca'da 15 yıl belediye başkanlığı ve bir beş yıl aradan sonra yine aynı görevle karşı karşıyasınız, ne hisediyorsunuz?

Evde rahattım. İstediğin saatte yat, istediğin saatte kalk. Elbette eski huzurunu arayacaksın tabi bu böyle. Göründüğü gibi flamalı arabalar, belediye binası, belediye başkanlığı etiketi bunlar dışarıdan hoş ama dışı sizi yakar içi bizi yakar. İğneli fıçı orası kolay değil. 
Geçen beş yıllık süreçte, Buca'da sizi hayal kırıklığına uğratan şeyler var mıydı?

Tabi. Özellikle yapılan eserlerin korunmaması, geliştirilmemesi ve halkın sürekli yolda beni yakalayıp şikayet etmesi üzdü. Yedigöller'in, Mevlana'nın, Forbes'in, Gölet'in durumunun şikayetlerini dinledim hep. Aktivite Merkezi'ni, Kadın Sığınma Evi'ni, Engelli Merkezi'ni her yerden sürekli şikayetin gelmesi çok üzdü. Bunların bakılması, geliştirilmesi, yerine daha güzel şeylerin yapılması lazımdı. 

Tekrar belediye başkanı olduğunuzda yapacağınız ilk proje nedir?

İlk proje restorasyon. Çünkü şuan Gölet kapalı. Masa sandalye yok hiçbirşey yok. Retorasyona başlayacağız, bozulan kırılan yerleri düzenlenecek. Çok borçlanmışlar, borçları ödenecek ve yeniden retorasyona girilecek. Ondan sonra trafik problemi var. Binali Bey ile de konuştuk. Otoyol bağlantıları olacak. Birkaç trafik çözümü var kafamda, ikinci gün dozeri sokacağım. Süpriz çözümlerimiz olacak.

Pazaryerleri de hep sorunlu, yağmur da işkenceye dönüşüyor pazarlar...

Pazaryerlerinin üstünü örtüyorlar ama bu yanlış. Pazaryerleri öyle örtülmez. Trafiği de tıkıyor pazarlar. Otopark yapmadan pazaryeri yapılmamalı. Zemine otopark olur, kolonlar üzerinde beton atarsınız üzeri pazar olur. İki sorunu da çözeriniz böylece. Biz bunu Şirinyer'e yapalım dedik Büyükşehir reddetti. Buca pazaryerini yapalım dedik, orada da halk istemedi benim önüm kapanacak diye. Çözüm otoparkı ve pazaryerini birlikte yapmaktır. Bütün belediye başkanı arkadaşlarıma söylüyorum.

Mimarlığınızla ilgili Buca'da pek çok eser yapmıştınız. Yeni dönem için yine böyle eser projeleriniz var mı?

Buca Tren İstasyonu'nun binası 1800'lerde yapılmış, bahçeli çok güzel bir bina. Burayı bir kitap kafe yapmak istiyoruz. Demiryolunu da Şirinyer metrosuna kadar olan yeri tramvay yapacağız. 2200 metrelik bir yolu o gidip gelecek, Beyoğlu'ndaki gibi. Gezinti yolu yapacağız, ışıklandıracağız. Metroya tramvay taşısın insanları. Hemen havasını değiştirir Buca'nın. Herkes oraya gelir. Forbes ve burası bununla bütünleşecek. Çevik Bir Meydanı'ndaki futbol sahası ile İzmir'in en büyük çim meydanını yapacağım. Oraya bir sinema perdesi koyacağım, eski Türk filmlerini oynatsınlar, maç izlesinler, çimlerin üzerinde çocuklar top oynasın. Böyle bir çim meydan yok. Bende proje çok. Bunlar ilçe belediye başkanının yapacağı işler. Esas büyükşehir ile birlikte yapılması gereken işler var. Binali Bey ile yapacağımız projeler var.

Binali Bey ile konuştuğunuz projeler neler?

Bir proje grubu gelmişti, onlar beni davet ettiler. Onlara hem Buca hem İzmir için düşündüklerimi anlattım. Buca için mesela Gölet ve çevresini İzmir'in eğlence merkezi yapmak ve kimlik vermek için orada Disneylandlar, su parkları, botanik bahçeleri, onun yanında köyleri otel haline getirmek gibi bir Türkiye projesi planlıyoruz. Biz Buca Gölet'in orada 500 bin metrekarelik, fuar alanı kadar bir doğal yaşam parkı hazırlamıştık. Orada beşer dönüm onar dönüm yerler böldük. Alt yapısını hazırladık. Su tanklarını, su deolarını da koyduk. Merkepleri, atları koyduk, sonra bizim görevimiz bitti kaldı öyle. Projenin bir parçası da bu. 

Mesajınızı da alalım lütfen...

Mesaj şu, İzmir'in kurtuluşu için Binali Yıldırım'ın seçilmesi şart. Ben bunu İzmirli bir vatandaş olarak söylüyorum. Bu İzmir halkının ilk ve son şansıdır. Değerlendirdi değerlendirdi, değerlendiremedi kendi içinde yaşamaya devam edeceğiz. Üç kilometrelik metro 15 sene oldu olmuyor işte değil mi? Eee nasıl olacak bu iş? Değişim için değişim yapılmalı.