"Burası, büyük oranda Türkler tarafından iskan edilen ve şehir haline getirilen bir bölge. Öncesinde ise Bizans ve Roma Dönemi'nde de bölgede yerleşim olmuş, ancak Türkler tarafından büyük bir kent haline getirilmiş. Fatih Sultan Mehmet döneminde ise kale terk edilerek, aşağıdaki ovaya yerleşilmeye başlanmış. Bu durum Beçin Kalesi ve bölge için önemli bir şans. Çünkü Türkler tarafından iskan edilen birçok yerleşim alanlarında değişim, yapılaşma, doğal olaylar nedeniyle orijinal hali günümüze kadar ulaşmamıştır. Türklerin Anadolu'ya geldiğinde ne tür bir şehir kurduğunu görmek istiyorsanız, Beçin'i görmeniz gerekir."
'ACİL MÜDAHALE GEREKİYOR'
Prof. Dr. Pektaş, geçen 21 Temmuz'da Ege Denizi, Gökova Körfezi açıklarında meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremin kale içindeki bazı yapılarda küçük hasarlar oluşturduğuna dikkati çekerek şöyle dedi:
"Şu an bulunduğumuz noktaya yaklaşık bir kilometre ileride Yelli Cami var. Caminin pencerelerinin birinde küçük bir yıkım meydana gelmiş. Acilen müdahale edilmesi gerekiyor ancak restorasyon işi pahalı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte yürütülen bir süreç var. Dolayısıyla ne kadar acil olursa olsun bazı işlere hemen başlayamıyorsunuz."
'MUTLAKA GEZİLİP GÖRÜLMELİ'
Milas Kaymakamı Eren Arslan da tarihi Beçin Kalesi'nin UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yer aldığına vurgu yaptı. Kaymakam Arslan, "Bu bölge; Anadolu'da, Ege'de Türk- İslam medeniyeti eserleri adına son derece zengin, ayakta kalan yapılarıyla da mutlaka gelip gezilmesi görülmesi gereken bir yer. İlçemizin, turizm pastasından hak ettiği payı alması adına da bu yapıların turizme kazandırılmasıyla daha da güçleneceğiz" diye konuştu.
Prof. Dr. Kadir Pektaş başkanlığındaki 20 kişilik kazı ekibi, Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Saim Cirtil, Bakanlık Temsilcisi Şeyhmuz Genç ve Pamukkale-Mimar Sinan-Uşak-M. Akif Ersoy ile Sakarya Üniversitesi'nde okuyan/ mezun ve yüksek lisans öğrencilerden oluşuyor.
Editör: Haber Merkezi