At yarışlarının sadece erkeklerin ilgi gösterdiği bir alan olduğunu, toplumda haklı olarak böyle bir algının oluştuğunu belirten İzmir Şirinyer Hipodromu Müdürü Kaan Eren, 'Kadın Seyis Programı' ile biz bu anlayışa son vermek istiyoruz. Yurtdışından atlar geliyor. Atların yüzde 80'inin seyisi bayan. Anlayacağınız bizdekinin tam tersi. Hem kadınların baktığı atların performansının daha iyi olduğu görülüyor. Kadınların atlarla iletişimi, yaklaşımı daha soft ve atlar hisli bir hayvan olduğu için bunu hissediyor' diyor.

Bugüne kadar sadece at yarışlarının oynandığı, yarışseverlerin de yarıştan yarışa uğradığı Buca'nın merkezindeki dev kompleks baştan aşağı yenileniyor. Türkiye'de bugünkü anlamıyla ilk yarışların düzenlendiği 1856 yılından bugüne yüzlerce at yarışının gerçekleştirilği Türkiye Jokey Kulübü'ne (TJK) bağlı İzmir Şirinyer Hipodromu müdürlüğü görevine getirilen Kaan Eren ile birlikte değişim de başladı.Yenilikçi ve vizyon sahibi projeler üreten yeni hipodrom müdürü Kaan Eren, göreve başladığı 2015 yılı Haziran ayından bugüne Şirinyer Hipodromu'nu adeta A'dan Z'ye yenileyerek tam bir 'yaşam alanına' çevirmiş durumda. Yeni oluşturulan piknik ve gezinti alanlarından çevre düzenlemelerine, çocuk oyun parklarından çocuk tiyatrosuna; kadın seyis yetiştirme kurslarından, down sendromlu çocuklara atla terapi etkinliklerine kadar bir dizi etkinlikle adeta yaşayan bir merkeze dönüşen Buca Şirinyer Hipodromu'nun yeni yüzünün mimarı Kaan Eren ile gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmeyi planladığı projeler üzerine konuştuk.
Enerjisini ve yaptıklarını yerinde gözlemlediğimiz Kaan Eren yepyeni bir kimliğe dönüşen; çocukların bile 'Baba bizi hipodroma' götür dediği hipodromdaki değişimi bizlerle paylaştı.

*İzmir'e İstanbul'dan geldiğinizi biliyorum. İzmir'i nasıl buldunuz? Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?

Evliyim bir kızım var. Yıldız Teknik Üniversitesi mezunuyum. Evet daha önce İstanbul'da Türkiye Jokey Kulübü (TJK) Genel Müdürlüğü'nde satın alma müdürü olarak çalıştım. Şirinyer Hipodromu müdürlüğünü ise 2015'in Ağustos ayından beridir sürdürüyorum. Bu süre zarfında hem İzmir'i tanımaya çalışıyorum hem de yeni hipodromun değişen yüzünü tanıtmaya çalışıyoruz. Ağustos daha doğrusu Haziran ayının sonunda hipodromda büyük değişime gittik. Teknik altyapı pistler jokey odaları yenilemeleri ve daha birçok şey... Tüm pistlerimizi -kum, çim- antrenman pistlerinin alt ve üst yapısını sıfırdan yeniledik.


*Müdürlüğe geldiğinizde Şirinyer Hipodromu'nu yeni bir vizyonla baştan yaratma amacıyla hareket edeceğinizi vaat ettiniz? Vaatlerin kaçta kaçı gerçekleşti?

İzmir'de yarış olarak yoğun bir program var. Yılın 12 ayı ve haftanın üç günü yarış var. 10 yıl boyunca bu şekilde yoğun programla devam ettiği için hipodromda bakım değişim yapılamadı. Bunu biz yenileme yapacağız diyerek yani kişisel olarak yarış programına ara veremeyiz. Bakanlık, yönetim kurulu vesaire böyle bir programa aldılar olayı. Asıl buradaki olay işin teknik tarafını yenilemekti. Pistler, ahırlar ve jokey odaları başta olmak üzere deyim yerindeyse A'dan Z'ye bir yenilenme içine girdik ve sanırım başardık.


Seyislerin bir kısmı atlarla beraber yaşıyor

*Peki bütün bu değişimin maliyeti ne oldu?

Bakanlığa bağlı ve kamu yararına çalışan bir derneğiz. Parasal değeriyle ilgili bilgi veremeyiz. Bu süreç başladıktan sonra işin sosyal boyutunu da eklemek istedik. Bütün pistler yenilendi. Otomatik sulama sistemi ekledik. Çim pistin keskin viraj denilen son virajlarını genişlettik. Ahırların çatı-kapılarını yeniledik. Bu arada bin 281 ahır var. Ahırlar bölgesinde seyislerin bir kısmı atlarla beraber yaşıyor, odaları var. Onların da bakımını ve yenilemelerini yaptık. Elektrik altyapısını, tuvaletleri, yaşam odalarını yeniledik.


Anketler gerçekleştirdik

*Hipodromun teknik kısmı dışında çevresi için de düzenlemeler yapıldığını biliyoruz.

Hipodromu yeniden yarattık. Söylediğimiz bölgeler büyük alanlar. Jokey odalarını baştan aşağı yeniledik. Bu 4 aylık süre içinde yaptık, baştan çok planlanmış değildi. Yarış severlerin ve bizim görüşlerimizle işin sosyal boyutlarını da düşünerek hipodromun bu kez yaşam alanlarını yenilemeye başladık. İhtiyaçları belirlemek için yarışseverler ve buraya gelen vatandaşlarımızla geri bildirim anketleri gerçekleştirdik. Anketlerle hem kendimizi geliştirdik hem talepleri aldık. Çocuk tuvaleti yok dediler. Hemen yaptık. Sonra çocuk bakım odasını düzenledik. Yarışseverlerin ailesiyle gelip oturabileceği yemek yeme yerleri oluşturduk. İnsanların spor yapmaları için de uygun bir alan burası. İlk ana girişteki palmiyeli yolda Buca'nın yarısı spor yapıyor artık. Sabah sekizden ona kadar yoğun bir sirkülasyon var. Oraya spor aletleri de koyduk yararlanmaları için. O alanı da böyle değerlendiriyoruz. Kendimizi her geçen gün geliştirmeye çalışıyoruz.


*Hipodrom sadece at yarışlarını takip edenlerin geldiği yer olarak bilinir iken; düzenlemeleriniz ve projeleriniz sayesinde tüm Bucalıların hatta İzmirlilerin çekim merkezi haline geldi gibi görünüyor.

Evet. İnsanlara ne hizmet eder, onların taleplerini nasıl karşılarız, burayı nasıl bir 'yaşam alanına' çeviririz diye düşündük. Tüm bu düzenlemeleri ve sosyal projeleri bu nedenle hayata geçirdik. Bunlar sayesinde artık bu algı büyük oranda kırıldı. Kamuoyunda maalesef devamlı bu işin yarış ve bahis tarafı ön plana çıkarılıyor. Dizilerden, gazete haberlerine kadar. Ama biz TJK olarak bunun ön planda olmasını istemiyoruz. Çünkü öyle değil. Tabi ki yarışlar ana çarkı.


Doğum günü kutlamaları bile yapılıyor

Bütün bu değişimlerin amacı neydi? Ticari bir beklenti var mı?

Kamu yararına çalışan dernek olduğumuz için ticari beklentimiz yok. Kamu memnuniyeti önemli. Bir piknik alanı yarattık. Burada insanlar gelsin ailesi ile pikniklerini yapsın. Doğum günü kutlamaları bile yapılıyor artık burada. Şirketlerle görüşüp şirket pikniklerinizi burada yapın diyeceğiz. 500 metrekarelik bir çocuk oyun parkı yarattık. Oyun gruplarını son teknoloji inter-aktif olarak seçtik. İçinde elektronik bisikletten, tırmanma ağına kadar çeşitli oyun grupları aldık. Her Pazar çocuk tiyatromuz var. O da çok ilgi çekti.


İlk yarışlar Levantenler tarafından düzenlendi

*Türkiye'de at yetiştiriciliği ne düzeyde?

Osmanlıdan Cumhuriyete At Sevdası kitabı hazırladık TJK olarak. İlk hipodrom İzmir'dir. İstanbul diye bilir herkes. İlk yarışlar Levantenler tarafından düzenlenmiş. At yarışı iki canlının beraber yaptığı bir spor dalı. Önemli olan işin altyapısı yetiştiricilik yani. Bizim bu yarışları istenen kalitede yurtdışındaki diğer ülkelerde bu işte başı çeken İngiltere, Fransa gibi ülkelerdeki yarış kalitesine ulaşmamız için yetiştiricilik tarafı çok önemli. İyi ve kaliteli safkanlar yetiştirmemiz lazım. Bu spor dalına gönül vermiş at sahipleri ve bizim kurumun ve bakanlığın ortak çalışmalarla istenen kaliteye getirmeye çalışıyoruz.
Bu yüzden gençlerimiz at sevgisini ne kadar erken alırsa buradaki yüzde artar. Yetişmiş ve koşan at sayısını da arttırmamız lazım. Bunun dışında mevcut hipodrom sayısının arttırılması da önemli.


Minik bir hayvanat bahçemiz var

*Hipodromda çocuk tiyatrosu? İkisi çok uzak gibi duruyor.

Evet başta kulağa tuhaf geliyor ancak dediğim gibi hipodromu yaşam alanına çevirmek, yarışseverlerin ve İzmirlilerin aileleriyle gelip güzel ve hoşça vakit geçirebilecekleri bir yer haline getirmekti hedefimiz. Çocuk tiyatrosunu yapan bir ekip var. Bir ekiple anlaştık. Onlar her hafta farklı bir oyun sunuyorlar. Aileler çocuklarıyla gelip ücretsiz izleyebiliyor. Minik bir hayvanat bahçemiz de var. İçinde cins kuşlar var. Tavuk cinsleri-tavşanlar-ördekler-muhabbet kuşları var. Daha fazla hayvan isteriz ancak alan kısıtlı. Buraya gelen yarışsever profilini değiştirmek ve aileleri buraya çekmek istedik. Aileler buraya gelip tüm zamanını hoşça geçirebilsin istedik.  Daha çok erkekler geliyor, sadece yarışla ilgilenen vatandaşlarımız burayı ziyaret ediyordu. Yaptığımız düzenlemelerle artık çocuklar babalarına 'Hadi bizi hipodroma götür' diyebiliyor.

*Sadece çocuklara yönelik aktiviteler mi söz konusu?

Hayır sadece çocuklar için değil. Kadınlara yönelik olarak da Buca Halk Eğitim Merkezi ile işbirliği ile el sanatları kursları veriyoruz. Tabii ki ücretsiz olarak. Onlara stant tahsis ettik. Haftanın belirli günlerinde yarış dışı günlerde. Pazartesi, salı, çarşamba günleri tüm okulların sınıfça ziyaretlerini kabul ediyoruz. Yarış günlerinde de gelip çocuklar ata binebiliyor. Binicilik sporuna yönelik bilgi veriyoruz.

Kadınların baktığı atların performansı daha iyi

*Peki Türkiye Jokey Kulubü'nün ilan ettiği 'Kadın Seyis Programı'nda son durum nedir ve bu projeden biraz bize bahseder misiniz?

Kadın seyis programı, TJK'nın sosyal projelerinden biri. Bu alanda şu anda Türkiye'de hiç kadın seyis yok veya yok denecek kadar az. Kadın jokey de yok aslında. Hem bu eksiği kapatmak hem de atların beslenmesinden yarışlara hazırlanmasına kadar tüm hizmetleri verecek personelin yetiştirilmesini amaçlıyoruz. Bu alanda tamamen erkek hegemonyası söz konusu. Böyle bir algı oluşturulmuş. Biz buna son vermek istiyoruz. Yurtdışında enternasyonal yarışlar oluyor veya yurtdışından atlar geliyor. Bizim atlarla yarışıyorlar. Atların yüzde 80'inin seyisi bayan. Anlayacağınız bizdekinin tam tersi. Hem kadınların baktığı atlardaki performansının daha iyi olduğu görülüyor. Kadınların atlarla iletişimi, yaklaşımı daha soft ve atlar hisli bir hayvan olduğu için bunu hissediyor. Yine sektördeki hizmet tarafına baktığınızda kadınların girdiği her alan daha düzgün yumuşak ve düzenli işliyor. Bu projede işe ihtiyacı olan kadın profil grubu ön planda.
Bakanlığın desteğiyle düzenlenen bir kurs söz konusu. 3 aylık bir kurs. Oraya katılıp o kursu başarıyla tamamlayıp sertifika alanlar seyis oluyor.  Burada amaç kadın kitlesine ulaşmak söz konusu. Gelir düzeyi düşük, daha kırsal bölgelerde hedef kitlemiz var. Oradaki insanların işe daha çok ihtiyaçları var. O bölgelerin muhtarlarıyla ara ara toplantı yapıyoruz. El ilanları yaptık dağıtıyoruz. Basın aracılığıyla ulaşmaya çalışıyoruz. Sosyal derneklerle iletişim kurduk. Şu anda proje duyurma aşamasında. Buna göre adaylar toplanacak. Bu aday sayısına göre bakanlığın açtığı kursa katılınacak. Kurs için 20 kişi yetiyor. Bu 20 kişinin 15'inin kadın olmasını tercih ediyoruz. Seyislik tam bilinmediği için tanıtmaya da çalışıyoruz. Kadınlar için aslında kolay tarafları da var. Ama çalışma koşullarında biraz fedakarlık gerektiriyor. Sabah 4'te başlar antrenmanlar. Seyisler her sabah atı hazırlar önce. O antrenman sonrasında atı tekrar alır. Dinlenmeye götürür. Sonra atın gezdirilme saatleri vardır.

 
*Yine sanırım çocuklara at sevgisi aşılamak için eğitim programlarınız da var?

Evet çocuklara at sevgisini aşılamak istiyoruz. Aynı zamanda da binişsel eğitimlerine katkıda bulunmak niyetindeyiz. Çocuklara iyi vakit geçirtmek ve atları-hayvanları sevdirmek istiyoruz. Bu zaman zarfında nasıl bineceklerinden, nasıl oturacaklarına kadar her şeyi öğreniyorlar. Tüm donanımlarıyla birlikte gerçek bir biniş deneyimi yaşıyor çocuklar. Buradaki misyonumuz halka iyi vakit geçirtmek. Tüm ailenin aynı anda gününü burada verimli geçirmesini sağlamak istiyoruz.  Hipodrom içinde farklı tercih ve gruplara yönelik restaurantlarımız var. Her türlü yiyecek ve içecek mevcut. Yarışı panoramik olarak seyredebileceğiniz restoranlarımız da bulunmakta.


Down sendromlu çocuklar da gelecek

*Down sendromlu çocuklara yönelikte bir projeniz de var diye biliyorum.

Evet. Atla terapi.  TJK'nın sosyal yüzünü göstermek için sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyoruz. Hipodrom içinde rehabilitasyon hizmetleri sunan noktalar kuruyoruz. Down sendromlu çocuklara yönelik atla terapi noktamızı mayıs ortasında bitirmeyi hedefliyoruz. Bu çalışmalarımız tabii ki profesyonel bir hizmet olacak. Fizyoterapistin de içinde bulunduğu bir eğitim kadrosu çalışmalarda yer alacak. Bilindiği gibi bu çalışmalarda yunus ve atlar en etkili iki hayvan. Biz burada atı kullanacağız. Down sendromlu çocukların gelişimine katkı sağlayacağız. Yarış dışı günlerde down sendromlu çocuklar gelecek. Ücretsiz bir hizmet olacak. İstanbul hipodromunda bu var, Diyarbakır'da da var. Oralarda açtık, oralarda faal. Şimdi sıra burada. Bunun devamında ise Türkiye'de toplam 9 tane bulunan tüm diğer hipodromlarda da açılacak.


7 gün kullanılan bir merkez

Şirinyer Hipodromu konum itibariyle ulaşım açısından çok güzel bir yerde. Bu durumun hipodroma katkısı nedir?

Lokasyon olarak iyi bir noktada İzmir hipodromu. İZBAN kapısında duruyor. Burayı halkın buluşma noktası haline getirdik. Bu yüzden çok sevinçliyiz. 7 gün kullanılan bir merkez haline getirdik. Yarış zamanları aileler yarış izlemeye birlikte gelirken yarış günü dışındaki günleri de çeşitli aktivitelerle değerlendirmeye başladık. Anaokullarına diyeceğiz ki gelin doğum günlerinizi burada yapın. Buca kadın aktivite merkezine de yer vereceğiz. 23 Nisan, 19 Mayıs gibi özel günlerde de etkinlikler düzenleyeceğiz.


Ülkemizde ilk yarışlar İzmir'de yapıldı

Ülkemizde bugünkü anlamıyla düzenli yarışlar ilk kez 23 Eylül 1856 tarihinde İzmir'de yapıldı. O dönemin İngiltere Başkonsolosu Mr. Patterson ve Evliyazade Refik Bey'in öncülüğünde Smyrna Races Club'ı (İzmir Yarış Kulübü) kuruldu. O dönemin İzmir yarışları yılda bir kez Paskalya günleri düzenleniyordu. S.R.C. yarışları 20. yüzyıl başında en parlak dönemini yaşamış 1. Dünya Savaşı ile birlikte sona ermiştir.
İzmir Şirinyer Hipodromu İzmir'in Buca ilçesi sınırları içindedir. Menderes Havalimanı'na 15 kilometre mesafede olup batısında İzmir-Aydın Demiryolu'yla sınırdır. Hipodrom arazisi 323 bin 674 metrekare alana sahiptir. Ayrıca 155.440 metrekarelik bir alan içerisinde bin 281 box ahır ile at hastanesi, 100 araçlık otoparkı, gezinti padoklarının bulunduğu arazi ile toplam 479 bin 114 metrekare alana sahip.
Hipodrom alanı içerisinde; bin 756 metrelik kum pist, bin 572 metrelik çim pist, bin 345 metrelik antrenman kum pist, 2 adet tribün binası, 2 adet panoramik restoran, 2 adet bahçe restoran, 1 adet kır kahvesi, bir adet VIP restoran, eyerleme mahalli, 1 adet ot yem deposu, 4 adet gezinti padoku, jokey odası, doping kontrol binası, müdürlük binası, garaj ve atölyeler ile bin araçlık otoparkı, çocuk oyun bahçesi ve 3 adet toplam bin 100 tonluk sulama havuzları bulunmakta.
31 Mayıs 2007 tarihinden itibaren, Türkiye' de ilk kez, İzmir Şirinyer Hipodromu'nda gece yarışları koşulmaya başlanmıştır. Pistler ve padok mahali, aydınlatma direkleri ile ışıklandırılmaktadır. 5 adet midilli atlardan oluşan bir midilli park bulunmakta ve küçük çocuklar ücretsiz olarak parktan yararlanabilmektedir. Pistte bulunan 48 metrekareli bir adet LED ekran ile koşular canlı yayında yakından takip edilebilmekte.