7 Haziran ve 1 Kasım seçim sürecinde en çok çalışan milletvekili adaylarından biri olmasına rağmen Meclis'e giremeyen ve kendisini öncelikle kadın ve anne olarak tanımlayan MHP İzmir milletvekili adayı Senem Kılıç, 'Büyük oğlum Emir İstanbul Fen Lisesi'ni kazandı ama onu seçimden dolayı okula kaydettirmeye gidemedim. Bu hayatım boyunca içimde uhde olarak kalacak' dedi.

Seçim döneminde çok röportaj yaptığını ama seçimden sonra sadece Haber Ekspres Gazetesi'nin söyleşi yapma talebinde bulunduğunu ve bundan dolayı teşekkürlerini ileten Senem Kılıç ile ofisinde bir görüşme gerçekleştirdik. Ofisine gittiğimizde gözlüklerini takmış, ders çalışırken bulduğumuz Senem Kılıç, bizleri güler yüzüyle, oldukça sıcak ve samimi karşıladı. Sadece seçim döneminde toplumun içinde varlığını gösterenlerden olmadığının altını çizen Kılıç, başta İzmir ve Türkiye'nin sorunlarının çözülmesi için var gücüyle mücadelesini sürdüreceğini vurguladı. Söyleşimize '3 farklı Senem Kılıç var' sözüyle başlayan Kılıç, '1'inci Senem Kılıç; eğitimci olarak Gediz Üniversitesi'nde yüksek lisans dersleri veriyor. İkinci Senem Kılıç; İzmir'in ve Ege Bölgesi'nin çeşitli yerlerinde belli bir ölçeğe ve büyüklüğe ulaşmış şirketlerin üst düzey yöneticilerine strateji eğitimi veriyor. 3'üncü Senem Kılıç ise; Bir anne ve eştir. Bu koşturmalar bittikten sonra eve gidiyor ve ailemle ilgileniyorum. Bunların hepsine de yetiyorum' diye konuştu.

*3 farklı Senem Kılıç'ı daha iyi tanıyabilir miyiz? Bu kadar enerjiyi nereden buluyor anlatır mısınız?

'1'inci Senem Kılıç; eğitimci olarak Gediz Üniversitesi'nde hâlâ haftada 3 gün ve 3 ders olmak üzere 120 öğrenciye yüksek lisans dersleri veriyor. İkinci Senem Kılıç; İzmir'in ve Ege Bölgesi'nin çeşitli yerlerinde belli bir ölçeğe ve büyüklüğe ulaşmış şirketlerin üst düzey yöneticilerine daha iyi stratejiler nasıl geliştirilir? Anahtar yönetim modelleri nelerdir ve nasıl uyarlanır? Konularında eğitim veriyor. 3'üncü ve en önemli Senem Kılıç ise; öncelikle bir kadın ve 2 çocuk annesidir. Bu koşuşturmalar bittikten sonra evime gidiyor ve ailemle ilgileniyorum. Küçük oğlumun ödevlerini birlikte yapıyor ve büyük oğlumla da günü hakkında sohbet ediyoruz. Bunların hepsine de yetiyorum. Seçimden sonra ya da hayatımın hiçbir döneminde 'ah ah ben ne yapacağım bu saatten sonra' diye düşünmedim. Çok yenilgi yaşadım. Hayatım sürekli yükselen bir grafikte gitmedi. Çok hatalı kararlar da verdim ama her verdiğim kararın kendi insiyatifimle verildiği gerçeğinden de hiç ayrılmadım. İnsanın kendini tanıması çok önemli bir başlangıçtır. İnsan kendini tanırsa haddini ve sınırını da bilir. Ben de ne yapacağımı ya da yapamayacağımın her zaman farkında oldum. Enerjimi ailemden alıyorum. Bu enerjimle de her yere yetişebiliyorum.
 
*Enerjinizi ailenizden aldığınızı belirttiniz. Seçim döneminde en çok çalışan adaylardan biriydiniz. Sürekli vatandaşla iç içe oldunuz ama bu süreçte ailenize yeteri kadar ilgi gösterebildiniz mi?

Tabi ki yeteri kadar gösteremedim. Elimde olmadan yetişemediğim zamanlar oldu. Ancak bu durumu eşim, annem ve babamın desteğiyle başardım. Onlar her zaman hayatımda beni yedekleyen insanlar oldu. Seçime onlarla birlikte karar aldıktan sonra girdim. 5 yaşındaki oğlum Ahmet Barlas bu dönemden en çok etkilenen oldu. Diğer oğlum Emir ise İstanbul Fen Lisesi'ni kazandı ama onu seçimden dolayı okula kaydettirmeye gidemedim. Bu hayatım boyunca içimde uhde olarak kalacaktır. Onu götürüp kendi elimle yazdırmak ve yatılı kalacağı yurdunda odasına elimle yerleştirmek isterdim. Bu psikolojik süreçte yanında olamadım. Bu durum içimde yara olmuştur. Küçük evladıma seçim çalışmalarından mümkün oldukça fırsat bulmaya ve ilgilenmeye çalıştım. Programlarımız gece 12'den önce bitmiyordu ancak sabahları muhakkak birlikte kahvaltı yapıyor ve okula bırakıyordum. Ona düzenli olarak seçimde tanıştığım insanları ve bulunduğum yerlerin fotoğraflarını gösterdim ve ona seçimi anlattım. Seçim çalışması ne zaman bitecek diye her zaman soruyordu bende sürekli az kaldığını söylüyordum. Hafta sonları ise eşim ve oğlumla seçim çalışmalarımı yaptım. Oğlum burada çok eğlendi. Onu götüremediğim zamanlarda ona oyuncak aldım ve birlikte oynayarak bu süreci atlattık. Yani onu günlük hayatımın içerisinden hiç koparmadım. O yüzden 2 Kasım'da biz hayatımıza daha kolay döndük. Ancak Barlas, uzun bir süre seçime gitmemem konusunda benden söz istedi. Bunun yanı sıra bu süreçte sivil toplum kuruluş çalışmalarım devam etti. Kadınlar, çocuklar ve gençler üzerindeki projelerimi sürdürdüm.


*Sosyal sorumluluk projelerinizi yakında takip ediyoruz. Bu konuda ciddi çalışmalarınız geçtiğimiz dönemlerde de oldu. Hâlâ devam eden projeleriniz ve yapmak istediğiniz projeleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

2015 yılında Türkiye Girişimcilik Platformu'nun dönem başkanıydım. Ancak seçime girmek için istifa ettim. Fakat hâlâ aynı platformda yönetim kurulu üyesiyim. Kadınlar ve kadın istihdamıyla ilgili, kadına şiddetin önüne geçilmesi noktasında çalışmalarımız var. İzmir'de Kadın Konseyi Genel Başkanı Işılay Saygın ve sayın bakanla birlikte yürüttüğümüz çalışmalar var ve bazı başlıklarında destek oluyorum. Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile özellikle kentteki kadınların sosyal ve yaşam haklarını iyileştirmesi projelerimize başlayacağız. Bunun yanı sıra özellikle cezaevindeki mahkum kadınların çocuklarıyla birlikte yaşamlarının iyileştirilmesi için 'Cezaevinde Çocuk Var' projesinin bölgedeki kurucusuyum. Proje ulusal hale geldi ve Adalet Bakanlığı'ndan onay alındı. Şakran Cezaevi'nde hâlâ hükümlü bulunan kadınların ve çocukların yaşamlarının iyileştirilmesi noktasındaki çalışmalarımız devam ediyor. Çocukların sosyal hayata kazandırılması, çocukların ve kadınların yaşamsal ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda kadınların kadın girişimcilik adı altında çalışmalarımız oldu. Hükümlü kadınların cezalarını çektikten sonra toplumda sorunsuz yaşayabilmeleri için kendi mesleklerini edinebilecekleri girişimcilik faaliyetleri noktasında çalışmalar yaptık. Bununla ilgili görüşmelerimizi tamamladık ve en kısa zamanda projemizi hayata geçireceğiz. Bunun yanı sıra kadına şiddet ve şiddet eğiliminin sonlandırılması için her platformda siyaset üstü çalışmaya hazır olduğumu belirttim.


İş fikri olan genç girişimci arkadaşlarımız bizi bulsun

*Bu projelerinizin yanı sıra genç girişimcilerle ilgili de projeleriniz vardı. Bu projeleriniz hakkında bilge verir misiniz?

Genç girişimcilerin Türkiye'deki istihdam politikalarına kazandırılması ve ekonomik ve sosyal boyutunun incelenmesi için sivil toplum kuruluşlarıyla çalışmalarımıza önümüzdeki günlerde başlıyoruz. İş fikri olan genç girişimci arkadaşlarımız bizi bulurlarsa bu fikirlerin hayata geçmesi için oturumlar düzenleriz. Bu oturumlarda stratejilerini belirlemeleri ve bu süreci nasıl geçirecekleri konusunda girişimcilere eğitim veriyorum. Bu da beni gençlerle ve girişimcilerle iç içe tutuyor. Gençlerin ekonomide daha belirleyici olmaları için onların projelerini hayata geçirmeleri için desteklerimiz sürdüreceğim. Doktora tezimi gençlerin Türkiye'deki istihdam ve girişimcilik politikaları üzerine yapacağım. Bu dönemde de tezimi bitirmek istiyorum. Seçimden hemen sonra tez hocamla görüştüm ve özellikle KOSGEB'e başvurmuş girişimcilerin Türkiye'deki başarıların içeren tezimi tamamlayacağım. Gençlerin geleceğin Türkiye'sinde daha fazla söz sahibi olmalarını sağlamak istiyorum.


Siyasi hayatımı partimde sürdüreceğim


*Ülkemizdeki 7 Haziran seçim sonrasında çalışmalarınız sonrasında 1 Kasım seçimi için İzmir'de bir sıra yukarı kaydırıldınız ancak Meclis'e gidemediniz. Bu konuda çeşitli eleştiriler yapıldı. Kadın adayların birer sıra yukarı kaydırılması yanlış tercih miydi? Bu konuda neler söylemek istersiniz ve 1 Kasım seçim sonuçlarını nasıl yorumluyorsunuz?

7 Haziran'da İzmir'de 2 milletvekili çıkaran MHP'nin 1 Kasım'da bu sayıyı 1'e düşürmesi tabi beklemediğimiz bir olaydı. Buna en çok üzülenlerden biriyim. Sıra değişikliğinin oluşturduğu avantajlı durumu kendi açımdan daha fazla sayıya çevirebilecek bir noktaya çekemedim. İzmir'de kadın vekil adaylarının çalışmaları son derece planlı, muntazam, kaynağı ve söylemi belli olan; geliştirilmiş, gündemi yakından takip eden ve hatta bazen gündem belirleyen söylemlerdi. Bu konuda seçmene kendimi anlatma konusunda sıkıntılar yaşayıp yaşamadığımı çok düşündüm. Ancak ülkemizde MHP'nin ciddi bir düşüşü oldu. Ülkemizdeki korku siyasetinin ya da korku imparatorluğunun, ötekileştiren insanların ya da birbirine kırdırılan insanların ve düşünce özgürlüğünün yadsınamaz noktada harap edildiği bir dönemden olumsuz etkilendik. Eleştirdiğimiz yapıya çözüm önerisi de getirdik. Ancak seçmeni bize oy vermesi için etkileyemedik. Türkiye'de istikrar bekleyen insanlarımız için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Ülkemizde doğru bir şey yapıldığında destek olacağımız gibi yanlış bir şey yapıldığında da demokrasinin bize verdiği kazanımlarla var gücümüzle mücadele edeceğiz. Siyaset hayatımı partimde sürdüreceğim.

Kolay kazanılmış bir kazancı kendime hak saymıyorum


*Bir işkadını ve eğitmen olarak sizce Türkiye'nin şu anda en önemli sorununu nedir? Bu sorunu gidermek için çözüm önerileriniz nelerdir?

Bizim bu ülkede hiç olmadığı kadar birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Siyasi bir argüman olarak söylemiyorum. Gerçekten birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var. Bunu sağlamak için var gücümüzle çalışmalıyız. Bireyleri ötekileştirmeden bunu başarmalıyız. Ülkemizi önümüzdeki günlerde neyin beklediğini bilmiyoruz. Ama şunu biliyorum önümüze çıkan her fırsatı vicdanen ve hukuken doğru değerlendirilmeliyiz. İnançlı biri olarak buna inanıyorum. Ben partim tarafından başvurunun son günü siyasete davet edilen bir siyasetçiyim. 9 ay süren bir sürecin ardından bu noktadayım. Karşınızda 9 ay öncekinden çok farklı bir Senem var. Sorumluluğu daha çok artmış ve olgunlaşmış bir kadın olarak karşınızdayım. Kolay kazanılmış bir kazancı kendime hak saymıyorum. Mücadeleci bir zafer istiyorum. Dolayısıyla mücadele ederek, hak ettiğim yerde olmayı zafer olarak görüyorum. Demek ki mücadeleme daha da devam edeceğim ki başka mücadelelerim olsun.

İzmir'de etik derneği kuracağız

*Etik konusunda kurmayı planladığınız dernek hakkında bilgi verir misiniz? Bu fikrin nereden ve nasıl çıktığını ve dernek aşamasına nasıl gelindiğini anlatır mısınız?

Bu seçim döneminde ülkemizdeki etik kavramının ciddi sorunları olduğunu gözlemledim. Aslında uzun zamandır böyleydi ama son zamanlarda yaşadıklarımızın sonucunda etik kavramının topluma kazandırılması gerekliliğini fark ettim. Siyasette bir şeyler üretirken söylediklerini bugün yalanlıyorlar. Yani insanlar siyaset yaparken yalan söyledi.  Hızlı bir şekilde rakibini ekarte etmek için hoş olmayan yöntemler tercih edildi. Hâlbuki hayatta mücadelenin yöntemi bellidir. Evrensel bir belirleyiciliği olan etik, ülkemizde sorunludur. Bunu engellemek ve ülkemizi etik konusunda tekrar evrensel kriterlerin geçerli olduğu bir yapıya kavuşturmak için mücadele edeceğim. Bunun içinde İzmir merkezli kurulacak olan sivil toplum kuruluşunun yapılanması başladı. İş dünyası, rekabet, basın, sağlık, halkla ilişkiler, medya, üretim, hizmet, bilim gibi hemen her konuda başlıklardan oluşturulacak bir derneği hayata geçireceğiz. Derneğin kurulunu belirledik. Bu dernekleşme sürecimizde her sektörden temsilcilerimizi belirledik. Zaten bu belirlenen temsilcilerimizin çoğu kendi sektörlerinin önemli isimleridir. Ancak resmi olarak kurulmadan isim veremiyorum. Önümüzdeki günlerde etik derneğimiz hayata geçecek.

*Uzun yıllar firmalarda üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundunuz. Şimdi ise kendi işinizi kurdunuz. Bizlere işinizle ilgili bilgi verir misiniz?

Bizim anahtarını aldığımız şirketler var. Bu şirketlere ülkedeki belirsizliğin nasıl kaldıracağı hem de ticareti faaliyetini nasıl iyileştireceğiyle ilgili fikirler sunuyorum. Biliyorsunuz ki 2015 yılı Türkiye ekonomi tarihimize ekonomik açıdan siyasetin ülkede oluşturduğu belirsizliklerden dolayı kayıp bir yıl olarak geçti.  2016 yılında ise firmaların neleri beklediğini hem reel sektörü hem de siyasi arenayı yakından takip ederek firmaları kendilerini nelerin beklediği konusunda uyarıyorum. Bu firmaların yönetim kurulu üyeliğini yapıyor ve yılsonu değerlendirme toplantılarına katılıyorum. Bütçe dönemi olduğu için işlerimiz oldukça yoğun geçiyor. Şirketlerde akşama kadar toplantılarımız oluyor. İnsan kaynaklarını eğitiyoruz. Motivasyonu düşen şirketlerin insan kaynakları politikalarını toparlıyoruz ya da yeniden inşa ediyoruz. Seçimden sonra önemli yabancı yatırımcıları ağırladım. Özellikle Suudiler, Azeriler, Yunanlar ve Araplar'dan oluşan yatırımcılar Türkiye'ye geldi. Yatırımcıların Türkiye'de şirket alması, doğru yere yatırım yapması, Türkiye'de belli büyüklüğe ulaşmış şirketlerin yabancı ortaklarla buluşma süreçlerini yönetiyorum. Bu yerel ekonomiye doğrudan istihdam ve doğrudan kaynak sağlayacağımız katma değerdir. Seçimden sonra ben yoğun olarak bu işlerle uğraşıyorum.

Ezber bozmak istiyordum

*Meclis'e gidemeyişiniz sizi elbette olumsuz etkiledi. Bundan sonra mücadelenizi nasıl sürdüreceksiniz? Türkiye'de aktif siyasette yer almak için oluşturduğunuz projeleri öğrenebilir miyiz? Toplumu yakalama konusunda geliştirdiğiniz söylemleri açıklayabilir misiniz?

Siyasetin uzun bir yol olduğu her zaman bize söylenmiştir. Ülke yönetmeye talip olmak ve ülkeyi yönetmek stratejik bir konudur. Dolayısıyla bir geceden sabah kadar ne milletvekili ne de siyasetçi olunur. Bu büyük bir birikimdir. Biz birikimimizle bu arzumuzu gösterdik. O noktada seçimlerdeki sonucu yenilmişlik, kazanmışlık, yılgınlık, kırgınlık, küskünlük gibi duygusal bir noktaya koymadan son derece rasyonel biri olarak çözümlemelerimi yaptım. Seçimi kazanmayı ve vekil olarak ilimi temsil etmek için Meclis'e gitmeyi çok istedim. Ezber bozmak istiyordum. Alışılagelmiş bir siyasi çizginin dışında olup ve halkın içinden halkla beraber olan hayatımı güçlü bir siyasetçi kimliğiyle sürdürmeyi arzu ediyordum. Pazardan alışverişini yapan bir anne olarak çocuklarına taze meyve ve sebze almayı artı değer olarak gören biriyim. Pazarcının da çarşıdaki esnafında ve vatandaşında sorunlarını çok iyi bilen biriyim. Çünkü söylediklerimi kendi hayatımda yaşıyorum. Bunu söylerken de gerçeğin dışında söylemedim. Bizde işadamı ve akademisyenden siyasetçi olur kavramını harmanlamış Türkiye'deki ender siyasetçilerden biri olmaya adaydım. Bu profilim gereği işçinin, öğrencinin, işverenin, gençlerin ve akademinin sorunlarını birebir gözlemledim. Bunu da seçim çalışmalarıma yansıttım. Siyaset için argüman üretmeyip, samimi ve içten söylemlerle seçmene gittim. Bu yine böyle devam edecek. Toplumun bir ferdi olarak içinden geldiğim toplumun sorunlarını yine dile getirmeyi sürdüreceğim.