Şefika Bal- İzmir Bakırçay Havzası Balkan ve Rumeli Göçmenleri Derneği Başkanı, Cumhuriyet Halk Parti'sinden Gürol Türkmentepe, Foça Belediye Başkanlığı için aday adaylığını açıkladı ve çalışmalara başladı. Türkmentepe, Foça Belediyesi'nin iyi yönetilen bir belediye olduğunu ve kendilerinin de bir sorunu olmadığını belirterek, taze bir kan olarak Foça'yı daha iyiye taşımayı hedeflediklerini söyledi. Gazetemizi ziyaret eden Türkmentepe ile yaptığımız söyleşiyi okuyabilirsiniz.

 

*Sizi tanıyabilir miyiz? Kaç yıldır CHP'de ve dernekte görev alıyorsunuz?

1980 Foça doğumluyum. Ailemden kaynaklı uzun yıllardır siyasetin içeresindeyim, siyasete onlar sayesinde girdiğimi de söyleyebilirim. Ailem ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından miras bırakıldığını düşündüğüm Türkiye ve Cumhuriyet Halk Partisi için hep çalıştım. 18 yıldan beri CHP'de aktif görev alıyorum. Aynı zamanda dernekçiliği de aktif şekilde yürütüyorum. Ege Balkan ve Rumeli Dernekleri Federasyonu'nda Genel Başkan Yardımcılığı yapıyorum, Türkiye'de 38 ilde yürüttüğümüz bir konfederasyonumuz var, orada da yönetim kurulu üyesiyim. Çoğu faaliyetimizi dernekler üzerinden yönetiyoruz. İnsan odaklı bir siyaset ve halka dönük çalışmak için, iyilik bulaşıcıdır diyerek daha iyi şeyler yapmak için çalışıyruz. Türkiye 16 yıldır ekonomik ve siyasi yönden uçuruma sürükleniyor. Ben de elimi taşın altına sokmaya çalışıyorum. Gerek dernek faaliyetlerinde gerek ise parti içerisinde ülkem için çalışıyorum.

*Siyaseti yerelde yürütmek nasıl oluyor?

Evet, yerel bazlı bir siyaset yapıyorum. Ancak bana göre yerelde yapılan siyaset küçümsenmemeli aksine oldukça önemli görülmeli. Çünkü siyaset yerelden genele gider. Yerelde çalışma yürüten siyasetçilerin, hayalini kurdukları Türkiye'yi çalıştıkları kentte gösterebilmeleri asıl mesele. Halka, CHP'nin belediye başkanı bunları yapıyorsa genelde de iyi şeyler yapacaktır izlenimini vermek çok önemli. Şu an ülkemizde dikta rejiminin olduğunu, bir diktatörün ülkeyi kötüye götürdüğünü ve kendi çıkarları uğruna ülkeyi tehlikeye attığını düşünüyorum.Ülke yapılan siyasetle, komşularımızla olan kavgalarla batıyor. Recep Tayyip Erdoğan da yerelden gelme bir siyasetçi. Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmüş bir isim. Siyasetin merkezinde rant ve çıkarlar değil, insan olmalı. Ben değil biz duygusu hâkim olmalı. Koltuk sevdasına düşmek, sırf koltukta oturayım diye uğraşmak doğru bir şey değil.


*Foça'da sizce var olan sorunlar nelerdir?

Şu anda Foça'da bence bir sorun yok. Kazanmamız halinde sorunlu bir belediyeyi devir almayacağız. Seçime katılma amacımız iyiyi daha iyiye taşımak. Ayrıca değişim her zaman iyidir. Mevcut Belediye Başkanımız Gökhan Demirağ 15 yıldır Foça Belediyesi'nde görev yapıyor. Biz parti disiplini gereği iyi ve yenilikçi şeyler yapmak için adayız. Tabii ki büyük projelerimiz var. Kentsel dönüşüm, turizm, spor, gençlik alanlarında çalışıyor ve ekibimle birlikte projeler yürütüyorum. Sosyal tesisler kurmayı düşünüyoruz. Gençlik merkezi projemiz de aslında hazır ancak partimizden onay almayı bekliyoruz.

*Foça'nın turizmi ne durumda?

Foça'da turizm çok gelişmiş değil ancak bu yönde çalışmalar yapılıyor. Mesela Fransız Tatil Köyü vardı Foça'da, satıldı. Şirketler grubu aldı, Foça'nın çok önemli bir yeri orası ve şimdi ne olacağı önemli. Sağlık turizmi için kullanılacağı yönünde duyumlar alıyoruz ancak ilerleyen günlerde göreceğiz. Bizler de takipçisi olacağız, ranta değil halka hizmet etmesi yolunda mücadele edeceğiz. UEFA standartlarında açık ve kapalı olarak kullanılmak üzere bir stat yapmak istiyoruz. 3. Lig'de, PTT liginde takımların rahatlıkla kullanabileceği ve Foça'yı temsil eden takımların olacağı bir spor kompleksi yapma fikrimiz var. Plajlarımız zaten çok güzel, oraları özel sektöre bırakmayacağız. Her bütçeye uygun şekilde olmak üzere plajlarımızı ranta açmadan, halkımızı mağdur etmeden herkesin yararlanacağı alanlar olmalarını sağlayacağız.

*Sizce yerel seçimler erkene alınır mı?

Yerel seçimlerin erkene alınması ihtimalini şu anda görmüyorum. Ancak erken seçim olursa bizim için daha iyi olur. Kısa mesafede daha hızlı koşabiliriz. Daha az süre içerisinde hızlı ve disiplinli çalışabiliriz.

*Foça'da sizden başka adaylığını açıklayan ve çalışmaya başlayan var mı?

Partilerinden aday adayı olmak isteyenler, partisine gider özgeçmişini bırakır, ardından dosyasını alır ve aday adayı olmaya hak kazanır. Ardından ilçe binasında basın açıklaması gerçekleştirir, aday adaylığını herkese duyurur. Çalışmalar adaylığın belirlendiği günden seçim gününe kadar sürer. Biz bu çalışmalara başladık. Diğer partilerden kimler belediye başkanlığı için yarışacak bilmiyorum. Kendi içlerinde muhakkak adayları vardır. Ancak bana kalırsa gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Ben bu düşünceyle sokağı hiç terk etmedim, onun için hadi sokağa inelim seçim çalışması yapalım gibi bir durum olmadı, çünkü ben zaten hep sokaktayım.

*Dernek olarak siyasetin içinde yer alıyor musunuz?

İzmir Bakırçay Havzası Balkan ve Rumeli Göçmenleri Derneği olarak her daim halkla iç içeyiz. Mesela bir dönem Diyarbakır Sur'da çatışmalar vardı. Biz bu çatışmalar sürerken Sur'un göbeğinde tankların, bombaların arasında hem terör mağduru ailelerle görüştük hem de basın açıklaması yaptık. Arnavutça, Makedonca, Kürtçe, Bulgarca 4 anadilde olmak üzere bir metin okuduk, basın açıklaması metnimiz internette mevcut. Sokakta kalan cenazeler için tepki göstermiştik. Aynı zamanda Diyarbakır'da Balkan ve Rumeli Göçmenlerinin yaşadığı 2 ilçe 4 köyümüz var. 1933-1938 yılları arasında gelmişler. Mesela Aziz Yıldırım, Diyarbakırlı göçmen bir ailenin çocuğudur. Oradaki köylerimizi de ziyaret ettik. Ardından İzmir'e döndüğümüzde gözaltına alındık. Dernek defterlerimizin toplanması gibi durumlar yaşadık. Sorunların içindeyiz, çözüm üretmeye ve sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.

'Tabela derneği değiliz'

Düzenleyeceğimiz kahvaltılarla, akşam yemekleriyle para kazanmayı hedefleyen bir dernek değiliz. Yani öyle tabela derneği değiliz. Hatta sosyal projeler haricinde öyle etkinlikleri hiç yapmadık diyebilirim. Zaten ülkemiz için önemli gördüğümüz her konuda görüş bildirmeye çalışıyoruz. Ekonomik, siyasi hiç fark etmez, ülke gündeminde ne varsa derneğimizin gündeminde de o oluyor. Ulusal gazetelerde görüşlerinin yer almasını sağlayabilecek ölçüde büyük ve güçlü bir dernek olduğunu da söylemek gerek. Referandumda, 7 Haziran'da, 24 Haziran'da net duruş sergiledik. Dernek olarak Adalet Yürüyüşü'nde de vardık, Gezi Parkı zamanında da vardık. Dernek olarak sıkıntılı gördüğümüz her noktada var olmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda arkalarda sessiz duran değil her daim en önde olanlar olarak bulunduk. Görünüp gidelim diye hiç düşünmedik, son seçimler sırasında da Muharrem İnce ile birlikte il il dolaştık.

*Derneğinizin kuruluş aşamaları ve çalışmalarından bahseder misiniz?

Güçlü bir derneğiz, 4 tane şubemiz var. Merkez derneğimizde 7000, ilçelerde de neredeyse biner kişilik üyelerimiz var. Ben 16 yıldır dernekçilik yapıyorum. İlk olarak Makedon Göçmenleri Derneği'nde başladım işe. Foça taraflarında hiç dernek yoktu, Balkan ve Rumeli göçmenlerinin yoğun yaşadığı bir yer olmasına rağmen dernek olmamasını bir eksiklik olarak gördük. 2012 yılında Bakırçay Havzası Balkan ve Rumeli Göçmenleri Derneği'ni kurduk. Türkiye'de ilk Uluslararası İşitme Engelliler Halk Dansları Festivali'ni belediye dahil kimseden sponsor almadan yalnızca dernek olarak yaptık. 3 defa yaptığımız festivalimizin 4.'sü dernekler masasından geçmediği için yapılamadı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte 14.'sünü yapacağımız Uluslararası Balkan Festivali'ni her yıl gerçekleştiriyoruz. İlk 2 tanesini Mustafa Kemal Atatürk yapmış, sonra Ahmet Piriştina, şimdi de İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte devam ettiriyoruz. Bu büyük bir festival oluyor. Buca ve Karşıyaka Belediyeleri ile birlikte de her yıl dernek olarak yaptığımız festivaller var. Aynı zamanda Tunceli Ovacıkspor, Tunceli'nin belli başlı spor takımlarıyla 1 hafta Foça'da dostluk turnuvası yaptık. Tunceli'den gelen dostlarımızı misafir ettik, yine onda da Foça'da yaptığımız festival gibi belediye dahil kimseden destek almadık.

*CHP'de kutuplaşma birileri tarafından mı yaratıldı?

O dönemde selden kütük kapmaya çalışan çok oldu ve bu selden kütük kapmaya çalışanların hepsi etrafına çember örmüştü. Milletvekili olamayıp, belediye başkanı da olamam diyen tipler, halkın içinde olmadan, evinde oturarak siyasetteki koltuğunu garantilemeye çalışanların harladığı bir ateş oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin çimentosu olan, Mustafa Kemal'in partisinde bu şekilde tartışmalar hiç iyi olmadı ve yakışık almadı. Sayın Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu partimizin önemli ve önde gelen isimlerinden. Kendi aralarında bu işi çözebilirlerdi, o zaman da yanlış olduğunu düşündük bugün de böyle düşünüyoruz. Partimizde genel başkan sorunu yok. Kılıçdaroğlu, 24 Haziran öncesinde yapması gerekenleri yaptı. İYİ Parti'yi Meclise soktu, diğer partilerle iş birliği içinde çalışarak baraj sorununu ortadan kaldırdı; yani yapması gereken tüm demokratik hamleleri yaptı. Süreci kendine bıraksalar genel başkanımız başkanlığı Muharrem İnce'ye devredebilecek erdeme sahip bir insandı. Ancak süreci hızlandırmaya çalışmak, partinin dışardan görünüşüne zarar verdi, şimdi Kemal Kılıçdaroğlu ile devam etmek en iyisi oldu.

*Belediye bütçelerinden yüzde 30 kesinti yapılabileceği söylendi. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Belediyeler bütçesinin yüzde 50'den fazlasını personele kullanıyor. Personel alamayanlar şirketleşiyor. Kalan gelirle de halka hizmet götürmeye çalışıyor. Belediye değil de Saray harcamalarını kesse, memleketin çayı dururken Saray'da kilosu 5 bin liralık çayın içilmesini kesse, uçaklardan makam arabalarından vazgeçse, cebindeki dolarları bozdursa zaten belediyelerin bütçesinden kesinti yapılmasına gerek kalmaz. Rant sağladığı arkadaşlarının gelirlerini kıssa, eşinin çantasını satsa bile kaç işçinin maaşını ödeyebilir. Ama tabii rant ekonomisi ağır basıyor. Ancak ben kesinti yapılacağını sanmıyorum; kendi içlerinden de tepkiler gelir. Çünkü Türkiye'de en fazla belediyeye sahip olan parti AKP, o sebeple o tür bir kesinti yapılacağını düşünmüyorum.

Gençlerimizi cemaatlerin eline bırakmayacağız

*Foça için projeleriniz neler?

Foça'nın 16 mahallesinde 10'ar kişiden oluşan toplamda 160 kişilik bir halk komitesi oluşturmayı planlıyoruz. Mahallenin muhtarı, mahallenin çeşitli parti başkanları, mahallede varlığını sürdüren sivil toplum örgütlerinin yer aldığı bir komite olacak. Bu komite üyeleri her belediye meclisine katılacak, söz hakkına sahip olacak. Demokratik bir anlayış ile kentimizi kalkındırmayı hedefliyoruz, halkımız da her kesimiyle yönetimde söz sahibi olsun istiyoruz.

Foça'da 3 tane gençlik merkezi kurmayı hedefliyoruz. Gençlere ve kadınlara sabah, öğle, akşam olmak üzere 3 öğün yemeğin verildiği, içerisinde sanatsal faaliyetlerin yapıldığı merkezler olacak. Her dinden birer din önderinin olduğu da bir yer olarak bu gençlik merkezlerini kullanmayı hedefliyoruz. Dinimizi öğrenmeleri için gençlerimizi cemaatlerin eline bırakmayı doğru bulmuyorum. Din dersleri, Alevi Bektaşi kültürü ve diğer dinlerin eğitimleri verilecek. Kurslarda Kuran-ı Kerim'i hatim etmeyi başaran çocuklarımıza eğitim bursu sağlayacağız. Ayrıca spor ve müzik hocaları da merkezimizde yer alacak. Gençlik merkezi diyoruz ama aslında birer yaşam merkezi oluşturacağız. Gençlerimizin elinden tutucağız, onları sporda, sanatta başarılı yapmaya çalışacağız. Cumhuriyet Halk Partisi için eğitimli, dinç gençler; yeni kadrolar yetiştireceğiz.
Foça'da dezavantajlı öğrenciler, ev kadınları ve gençler için 'Eğitim İçin El Ele Geleceğe' projesi kapsamında kurulması planlanan Mesleki Beceri Geliştirme Atölyeleri'ne destek için muhteşem bir konser düzenledik.

Olten Filarmoni Orkestrası, Foça İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Foça Kaymakamı Ali Çetin'in eşi Sibel Çetin'in destek verdiği projenin sponsorluğunu; Mavişehir Rotary Kulübü Başkanı Altan Yücel ve Mark Warner Phokaia Beach Resort Genel Müdürü Mehmet İşler ve biz İzmir Bakırçay Havzası Balkan ve Rumeli Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği olarak üstlendik. Olten Filarmoni Orkestrası'nın verdiği konserin biletleri ile atölyenin kurulması için kaynak sağladık, konser öncesi düzenlenen kokteyl ile de yeşeren kalemleri satın alan katılımcılara çeşitli hediyeler verdik.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği 'Hayatta bir insanı mutlu edecek şey kendisi için değil kendisinden sonra gelecek nesiller için çalışmaktır' sözünü şiar olarak belirledik ve yıllardır çalışıyoruz. Özellikle sosyal hayata katılmaları büyük önem taşıyan dezavantajlı gruplar ve meslek sahibi olmayan kadınlar için eğitim olmazsa olmaz. Biz sivil toplum kuruluşları olarak üzerimize düşen görevleri sonuna kadar yapmaya hazırız, yapıyoruzda. Her şey ülkemizin geleceği için. Eğitimli, meslek ve zanaat sahibi bir nesil yetişsin diye eğitim için el ele verdik.