Burcu Özkan/Gamze Geçer- Türkiye'nin e-ticaret anlamında geldiği son noktayı değerlendiren ETİD'in Yönetim Kurulu Başkanı ve Hepsiburada.com Ticari Grup Başkanı Emre Ekmekçi, İzmir markalı ürünlerin tüketiciye güven verdiğini belirterek, "Örneğin, canlı ve sürekli yenilenen tarım alanına sahip olmasından dolayı, İzmir markalı bir zeytinyağı dediğinizde, geleneksel markaları ayrı tutarsak, insanların ilgisini çekiyor ve güvenle tüketmelerini sağlıyor' dedi.

Hızlı ve kolay alışverişi mümkün kılan e-ticaret, artık dünyanın neredeyse tamamında kullanılır durumda. Dolayısıyla dijitalleşen dünyada sektörler yeni bir yapılanmaya giriyor ve ticaret alanlarını uluslararası boyutlara taşıyorlar. Gençlerin sosyal medyayı aktif kullanmasıyla yelpaze de hiç olmadığı kadar genişledi. İnternet üzerinden alışveriş, büyük rağbet görüyor.

*Tüketicilerin internet üzerinden alışverişe yönelmelerinin nedeni nedir?

İnternetten satış artık hem ucuzluk hem de hız anlamında tüketiciye rahatlık sağlıyor. İnsanlar ürün ayağıma kadar gelsin diye düşünüyorlar. Zamandan kazanmak, hız ve ucuzluk e-ticareti vazgeçilmez kılıyor. Yerel işletmeler de zaten satış kitlelerini arttırmak için internet satışlarına rağbet gösteriyorlar.

*23 Temmuz'da 'hepsiburada' üzerinden 2 saniye de 1 klima satışı gerçekleşmişti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnternet alışverişinin, hızı ve kolaylığının yanında ihtiyaçlara anında cevap vermesi çok önemli bir süreci kapsıyor. Tüketicinin, 'benim evime hangi ürün uygun' düşüncesiyle yaptığı bir internet araştırması, farklı mecralara ulaşım kapılarını açıyor. Mesela, araştırma sonunda tüketici bi bakıyor ki istediği ürün aynı gün yada 2 gün sonra evine ulaşabilecek. Bu sefer 'ben kendimi yormayayım ürün bana gelsin' diyerek tüketimi gerçekleştiriyor. İhtiyaçlar, doğal koşullarla gelişerek internet satışlarını etkiliyor. Havalar ısınıyor ve klima satışları bu rakamlara çıkıyor olabilir ama bu durumu sadece klima satışı ile normatifleştirmemek gerekiyor. Çünkü İstanbul'da 2 haftadan beri yağmur var ve ona göre yağmura karşı koruma sağlayan ürünlerin satışında da artış yaşanacak.

İhtiyaçlar değişken

*İnternet, bir ticaret dünyası halini aldı diyebilir miyiz?

İnternet araştırması illa satış anlamına gelmiyor. Hangi mağazadan ne alacağı konusunda ya da dışarıda beğendiği bir şeyi internetten takip etme konusunda da e- ticaret oldukça önemli bir yerde duruyor. Bu nedenle internet genel ekonomiyi tetikleyen bir mecra çünkü tüketici artık internette araştırayım, internetten arayayım konusunda çok net. Yani bir şeye ihtiyacı olduğunda ulaşımı en hızlı ve kolay olana sarılıyor ve diyor ki; 'Ben bunu internette arayayım'. İhtiyaçlarsa değişkendir. Bugün klima olur yarın kar yağar, kış lastiği olur.

*Dijitalleşme, e-ticaret'i nasıl destekliyor?

İçinde bulunduğumuz durum aslında bir dijital dönüşüm. Bilgi toplumu olan bu toplum, daha fazla bulduğu bilgiye doğru yöneliyor. Hem internete ulaşım artık daha ucuz. Bugün türkiye de akıllı telefon kullanımı artık çok fazla. İnternete bağlantısı olmayan telefonlara rağbet kalmadı. Satışı da oldukça az. Yani herkesin artık internete ulaşımı var ve artık dev markalar ile perakendeciler de interneti kullanmaya başladıkça tüketiciyle doğru biçimde direk olarak buluşuyorlar.


İnternete doğmuş bir nesil var

*Türkiye'de e-ticaret ne düzeyde kullanılıyor?

Türkiye dünyanın en genç nüfus oranına sahip ülkelerden birisi. Bu şu anlama geliyor, dijital jenerasyon (yani dijital yerliler) çok fazla ülkemizde. Bu durum var olan dijital alışveriş kapasitesini daha da arttırıyor. Çünkü internete doğmuş bir nesil var ülkemizde. İnternetin 20 yıl önce ülkemize geldiğini varsayarsak artık bugün 20 yaşına gelmiş birisi dijitale doğmuş diyebiliriz. Bu açıdan Türkiye, internet alışverişi konusunda avantajlı bir noktada.

*Türkiye'de en çok satış hangi ilde gerçekleşiyor? İzmir sıralamada kaçıncı?

Türkiye'nin 3 büyük şehrindeki satış diğer illere göre tabiki fazla oluyor. İstanbul başta olmak üzere, Ankara ve İzmir birbirlerini takip ediyorlar. Fakat şu da bir gerçek ki Türkiye'de 81 ilin tamamına internet üzerinden satış gerçekleşiyor.

*İzmir'de en çok satış hangi üründe oluyor?

İzmir'de en çok  beyaz eşya ve gıda ürünlerinde satış olduğunu gözlemledik ayrıca ciddi bir tekstil ve zeytinyağı satışı da var. Elektronik, gıda ve beyaz eşya ürünlerinde de İzmir'den 81 ile de satış yapılıyor. Özellikle canlı ve sürekli yenilenen tarım alanına sahip olmasından dolayı İzmir markalı bir zeytinyağı dediğinizde (geleneksel markaları bir kefeye koyuyorum) önemli bir güven veriyor tüketiciye.

e ticaret korsanlıkla özdeşleşmemeli

*Yurt dışı ürünleri için güven nasıl sağlanabilir?

Yurtdışından alımlarda güven sağlayamazsınız çünkü herhangi bir durumda muhatabınızı bulamayabiliyorsunuz. Bugün bir Türk firmasından ürün aldığınızda bölgenizdeki, tüketici hakem heyetine giderek şikayette bulunursunuz ve yasal- tüzel bir kişilik sizi korur ama yurtdışından bir alışveriş yaptığınızda ulaşabileceğiniz bir kurum kuruluş bulunmuyor. Tüketici mağdur ama devletin de yapacağı birşey yok... Bizler e ticaretin korsanlıkla özdeşleşmesini hiç doğru bulmuyoruz. Bugün Türkiye'de diyelim ki e-ticareti kullanarak bir şey aldınız beğenmediniz ve bir problem çıktı. Tüketici hakem heyetine giderdiniz. Yazı yazar ve yaptırımlarda bulunursunuz. Yaptırımlarda bulunma gücü ve yetkisine sahipsinizdir. O yetki çerçevesinde işlemler yapılır ama yurtdışından olduğunda bu tamamen korsan bir işe dönüyor. Biz e-ticaretin korsan iş yaptırım şekliyle özdeşleşmeşini doğru bulmuyoruz.

*İleriki durumunda çözüme kavuşturucu çalışmalar var mı?

Gümrükler bu konu da bilgilendiriliyor. Maliye bakanlığı bu konuda çalışmalar yapıyor. Bu konuda amaç tüketiciyi mağdur etmek değil. Tüketiciyi korumak. Tüketicinin serbest alışveriş yapmasının önüne geçmekte değil. Doğru vergilendirme ile sonuçta bizim malşye bakanımız diyor ki gelin burada şirket kurun. Türkiye şirket kurulabilecek en kolay ülkelerden biri. Yatırım zorunluluğu yok. Para transferi konusunda zorunluluk yok. Doğru bulmuyorum. Yabancı şirketlerin Türkiye de şirket kurmadan iş yapmak istemelerini. Tamamen yanlış. Önlem olarak hem biz dernek olarak bakanlıklar nezdinde bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Elimizdeki çalışmaları paylaşıyoruz ve onlarda bu konularda haberdarlar. Türkiye'de iş yapan Türkiye'ye iş yapan her firmanın yerel bir tüzel kişiliği olması konusunda bunu savunuyorum. Şahsi fikrim bu. Buyursunlar gelsinler Türkiye deki turizm acentalarına üye olsunlar. Herkesle beraber iş yapsınlar. Kimse gel bizle Türkiye de iş yapma demiyor, bookinge ama onlar istemedi.


Kazanan tüketici ve Kobi'ler

*e-ticaret kendi dünyasını yarattı. Bu bağlamda bakınca kargo şirketlerini de etkiledi. En çok kazanan kargo şirketleri diyebilir miyiz?

Tüketici en çok kazanan. e-ticarette kargolar kazanmıyor. Şöyle söyleyeyim 1 gün sonra kargoya dünyanın hiç bir yerinde 1 dolara kimse taşıyamaz. 1 dolara taşıyorlar. Amerika da 10 dolardan aşağıya kimse onu taşımaz. Aslında burada kargocular da para kazanmıyor. Herkes bir taraftan sektörü büyütmek için elini taşın altına koymuş durumda. Burada esas kazanan aslında kobiler. Satışlarını büyütüyorlar. Türkiye'deki internetin büyümesinin itici gücü kobilerin e-ticareti öğrenmesiyle oldu. Çünkü onun kobiler maliyet yapıları da daha büyük ve hantal şirketlere daha elastik olabiliyor. Dolayısıyla daha belki az maliyetle aynı ürünü daha fazla kar marjıyla internette normalde ulaşamayacağı bir müşteriye sayabiliyor. Yani bana sorarsanız internette kazanan 2 kişi var. Tüketici ve Kobi'ler de normalde ulaşamayacağı ürünlere ve kolaylığa ulaşabiliyor. Kobi de ulaşamayacağı müşteriye ulaşıyor. Arada aracı firmalar diyelim. Bunlar kargo firmaları teknoloji alt yapılı firmalar olabilir. Bunlar kazandıklarını sektöre tekrar geri yatırıyorlar. Sektör tekrar büyüsün diye. İnternette değer doğru ama kar
Amazon'a da baktığınızda normalde kar elde edebilen bir şirket değil karını yatırım olarak tekrar yatırıyor. Bizde de durum böyle. Çocuk hep hızlı büyüyor. Ona hep bir boy büyük ceket almak gerekiyor. O da hep pahalıdır.


*E-ticaret dünyasında asla satışı durmaz dediğiniz bir ürün var mı? Sizin her zaman satış yapmış olduğunuz önü kesilemez olan bir ürün var mı?

Bebek bezinin satışı her gün oluyor. Cep telefonu da öyle. Her gün eksiksiz televizyon da bilgisayar da satılır. Şu anda baktığınız zaman insanlar bebek bezinin markası ve fiyatı belli ama taşıması zor. Devamlı çok düşünmeden alınacak bir ihtiyaçtır. Bunun tam tersi olan tekstil ürünleri bana olur mu olmaz mı demeden epey alınıyor. Cep telefonu itici güçtür.

*Dolar yükseldiğinde satışı düşen ürünler oldu mu?

Aslında dolar yükselişe geçtiğinde stoklardaki ürünler bitiriliyor. Kriz dönemleri her zaman tüketici için avantajlı hale gelebiliyor. Yani sonuçta bu sefer stoklar eski fiyatta oluyor. Ya da ürün fiyat güncellemeleri gelmiyor. Tüketici kazanıyor.

*Özel günlerde yapılan çalışmalar neler? O günlerde satışların oranı nasıl artıyor?

Normal bir günün 50-100 katı satışlar olabiliyor. Çünkü onlara tüm sene özel olarak çalışılıyor. Özel stoklar ve ürünler hazırlanıyor. Bunların amacı birazda sonuçta alışverişte birazda fırsat yaratma duygusu önemli olduğu için diyoruz ki hani senede bir gün alışveriş yapacaksan onu da bugün yap. Türkiye'de de bu en yoğun kasım ayındaki Black friday efsane cuma. Kasımın son cuması. Aslında kasımın son cuması olmasının nedeni de yılbaşı alışverişinde aralıktaki stoklar dağıtılmadan tüm perakendeciler ellerindeki tüm sene sonu stoklarının doğru fiyatlarda eritilsin. Aslında indirimi başa alıyoruz. Genelde yılbaşından sonra indirim yapılır. Ama biz diyoruz ki zaten yılbaşından sonra indirim yapılacak biz bunu başta yapalım. Baştaki indirimde alacak olan alsın.  Sonraki indirimden de yine alacak olan alır. Aslında o indirimi Türkiye de 2 sene önce hepsiburada ile başladı.


Sınırlar ortadan kalktı

*E-ticaretin yerel işletmelere etkisi nasıl?

Elinde stoğu ve ürün maiyesi çok olan işletmecilerin önünden geçen müşteri sayısı günümüzde azalıyor ama aynı ürün internette sergilemeye başlayınca müşteri kitlesi katlanarak atıyor. Çünkü tüm illere erişim sağlanmış oluyor. İşletmeci küçük bir belde de satış yapmak yerine ulus içinde birçok şehre ürününü sunabiliyor. Bu durum aslında, ticareti demokratikleştiriyor. Çünkü sınırları ortadan kaldırıyor...

Booking.com açılmayabilir

*Booking.com kapatılması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Vergi durumundan dolayı açılmayabilir. Biz dernek olarak şunu söylüyoruz, E- ticaret korsan iş yapma yeri değildir. Türk tüketicisi ile bir ticaret yapılıyorsa buranın kanunlarına göre ne gerekiyorsa o yapılır. Burda firma kurarsın, vergini verirsin. Burdaki yasalara göre iş yapılır. Bunun doğrusu budur. Değişik iş modelleri de doğabiliyor tabiki. Bunlar da doğaldır. Her gelişen teknolojinin getirdiği bir sonuçtur ama  yurt dışına ürün satılıyorsa bunun gümrüklerden geçme süreci de ele alınmalı ona göre prosedür izlenmeli. Türkiye'de de yaşanabilir bu olay. Gümrüklerde tüketici  sağlığına zarar vermeyecek ürünlere dikkat edilmeli mesela, boya testinden geçmiş, oyuncaksa ona uygun testlerden geçmiş, ya da sağlıkla ilgili ise Sağlık Bakanlığı regülasyonundan geçmiş ürün olduğu sürece doğru bir ticaret olmuş olur. Gümrükten geçerkende gerekli KDV veriliyorsa bu normaldir ama malesef İthalatta,  evrakta manipülasyon sahteciliğe kadar uzayabiliyor. 320 ya da 70 dolara ürün alıyorsunuz ve ordaki satıcı diyor ki, 'Ben 1 dolar yazayım' çünkü Türkiye gümrüğünden geçiyor diye düşünüyorlar. Bu elbette bir sorun. E ticarette az önce de söylediğim , e- ithalat Türkiye'nin en büyük korsan açıklarından bir tanesi şuan da. Buradaki üretici ve alıcıyı da bu durum olumsuz etkiliyor ve ciddi bir vergi kaybı da yaşanıyor.

İnternette yoksan, yoksun

*Yerel AVM'ler bu internet alışverişinden rahatsız. İnsanların elektronik eşyaları gözüyle görmeden nasıl aldıklarını merak ediyorlar. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslına bakacak olursanız psikolojik olarak öyle bir hassasiyet var. Ama rakamlara baktığınızda internette bir ürünün sergilenmesi demek, internetten 1 liralık satış yapılıyorsa o ürünle ilgili Türkiye üzerinde 6 liralıkta o ürünün bakıldığı bölgedeki geleneksel parakende de ciro tetikleniyor. Dolayısıyla aslında internet ciroyu çekmiyor. Tam tersine internette satışa sunulmasını pratikte şöyle düşünün siz bir ürünü araştırıp inceliyorsunuz. Ama gece saat 23:00. Bu saatte de tüm dükkanlar kapalı. Sizin aklınıza bir ürün geliyor. Kahve, çay makinesi bakayım özelliklerine diyorsunuz ama o arada da alamıyorsunuz. Limitimiz yok. Ama 1 gün sonra mağazanın önünden geçerken. AA ben bu ürünü hatırlıyorum diyorsunuz. Bu çay makinesini alayım da eve götüreyim. Normalde o mağazanın önünden belki her gün geçiyorsunuz. O çay makinesini her gün görüyorsunuz. Ama araştırmaya gün içindeki yoğunluktan fırsatınız olmuyor. Akşam araştırmasını internetten yaptınız. Ertesi gün gidip mağazadan aldınız. Şimdi o mağaza o satışı yapmayacaktı. 1 liraya 6 lira örneği aslında bu. Dolayısıyla internette ürünlerin satışa sunulmuş olması her geleneksel parakendeyi de tetikliyor. Artık ikisi birbirini besleyen konumda. İnternette yoksan, yoksun demektir. Belki o mağazaya gittiniz sonra o ayakkabının yanında başka bir ürün daha alıp çıktınız. Önemli olan mağazaya insanı bir şekilde sokmak.