Süleyman Gülen- Güzelbahçe Belediyesi başkan aday adayı olan EMA Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Makina Yüksek Mühendisi Hüseyin Vatansever, 25 yıllık bilgi birikimi ve deneyimini Güzelbahçe'ye sunmaya hazır olduğunu söyledi. Vatansever, "25 yıllık staj bitti, artık bu bilgi birikimini Güzelbahçe'mize ve halkımıza aktarmak için varım" dedi.

 

-Seçilirseniz nasıl bir başkan olacaksınız?

Bu kadar staj yeter. Bundan sonra bilgi birikimimizle proje bazlı bir insan olarak bu göreve talibim. Projeci bakış açımızla Güzelbahçe'mize değer katmak için bu göreve talibiz. Benim de ailemle birlikte yaşadığım ilçemizde, halkımızın refahını arttıralım, güzel projeler yapalım; tek derdimiz bu. Hakkaniyet ve adalet duyguları içinde hiçbir mala zarar vermeden, hiç kimseyi kayırmadan ve kırmadan bu görevi yapalım diyoruz. Biz belediye başkanlığı anlayışını, sadece çöpleri toplayan, yol yapan, asfalt döken bir anlayış olarak görmüyoruz. Vizyoner projeleriyle halka dokunan bir yapı istiyoruz. Oradaki işsizliğe çare arayan, özelde katma değeri yükselten bir anlayışı öne çıkarıp bu tür yapıların olmasını sağlayan kişilerin olmasını düşünüyoruz. Kendimizin de böyle olduğunu iddia ediyoruz. 25 yıllık geçmişimize bakarak böyle diyoruz. 15 senedir CHP üyesiyim, parti içerisinde faaliyetlerde sınırlı sürede yer almış bir üyeyim. Bunu bana sorduklarında da, "Ne zaman katılsaydım" diyorum. İki kızım var ve onların büyüdüğünü göremedim. Evime bile doğru dürüst gidemedim. Dolayısıyla partili olarak tanınmıyorum. Ancak içinde bulunduğum iş alemi ve sivil toplum bizi çok iyi tanıyor ve biliyor.

-Başkan olursanız nasıl bir yönetim anlayışı sergileyeceksiniz?

Yerel yönetimlerde siyaset yapılmasına karşıyım. Yerel yönetimlerde hizmet yapılır. Siyaseti genel merkez, il örgütleri, ilçe örgütleri yapar. Yerel yönetimler siyaset yeri değildir, hizmet yeridir, proje yapma yeridir. Dolayısıyla size şimdiden bunun taahhüdünü veriyorum. Eğer partim beni aday gösterir, Güzelbahçeli hemşehrilerim de seçerse; ilçe örgütünde kim aday olacak kim olmayacak; ilde kim seçilecek kim seçilmeyecek bu fuzuli işlere girmeyeceğim. Ben işime bakacağım. Benim işim seçildiğim kentte işimi layıkıyla yapmak. Oradaki insanlarla beraber yeni projeler üreterek yapmak.
Siyaset yapmak için gelmiyorum. Şu an ülkedeki genel siyasete de hiç ilgi duymuyorum. Vekil falan olmak istemem mesela. Vekil olmanın bir hükmü yok. Ben pasif olabilecek bir insan değilim. Her gördüğüm problem için proje üretmeye çalışıyorum, beynim böyle çalışıyor.

Kimse kafasına göre bina yapamayacak

-Güzelbahçe son on yılda yapılaşmanın çok arttığı bir ilçe. Bu yapılaşmayı nasıl düzene koyacaksınız?

Güzelbahçe'de bugünkü gibi bir yapılaşma istemiyoruz. Güzelbahçe, adı üstünde güzel bahçelerin olduğu bir ilçe. Adıyla müsemma bir ilçe olacak. Yolun kenarında 5 kat imar ver, arkası ne olursa olsun, bizim dönemimizde inşallah böyle bir durum olmayacak. Gelir gelmez Meclisimizle birlikte yeni bir imar planı yapacağız. Güzelbahçe'nin hangi bölgesinde hangi tür evler yapılabilir? Burada dikkat çekmek istediğim konu şu: Ben katlardan bahsetmiyorum ya da metrekarelerden bahsetmiyorum; imar alanlarından bahsetmiyorum, kim kaç metre yapacak onlar teknik konular. Onunla ilgili insanlar zaten kanuna uygun bir şekilde yapar. Ben evin dışarıdan görünüşünden bahsediyorum, yüksekliğinden bahsediyorum. Bir kere bunları üniversiteler ve elbette Büyükşehir Belediyemizle birlikte yapacağız. Kimse kafasına göre bina yapamayacak. Güzelbahçe'nin içinde Atatürk ve Çelebi Mahallesi'nin olduğu bölümde Merkez Köy dediğimiz alana araç girmeyecek. Oradaki evleri geçmişine uygun olarak Avrupa Birliği projesi ile tekrar elden geçireceğiz. Güzelbahçe, Çeşme'ye ve Urla'ya gidilirken kenarından geçilecek bir kent olmayacak, insanımız sadece balık yemek için gelmeyecek. Agro turizmi, ilçemizin mukayeseli üstünlüğünü ortaya çıkaracak bir alan olarak görüyoruz. Güzelbahçe'nin bir bizim gördüğümüz bölümü var bir de görmediğimiz bölümü var. Diğer tarafta dağların arkasındaki güzellikleri görmüyoruz şu anda. Perdenin arkasındaki güzellikleri insanlarımıza göstereceğiz. Elli yıldır İzmir'de yaşayıp Payamlı'yı, Tirazlı'yı, Kavacık'ı, Gödence'yi görmeyen yurttaşlarımız var. Oysa her gece bu yerlerin ışıklarını görüyor dağlarda. Projelerimiz sadece Güzelbahçe'ye bağlı olan köylerden ibaret olmayacak kuşkusuz. Bahsettiğim bu köylerin bazısı Seferihisar bazısı da Karabağlar sınırları içinde. Bu projelerin önderliğini Güzelbahçe yapacak. İnsanımız Güzelbahçe'ye huzur bulmak için geliyor, emekli nüfusumuz çok fazla. Bisiklet yolları ve dağcılıkla ilgili parkurların yapılması için çalışacağız. Büyükşehir Belediyemiz sahil şeridi ile ilgili çalışmasına başlıyor. Bu çok güzel bir haber bizler için.

-Şimdiki Başkan go-karta karşı olmasıyla gündeme gelmişti, siz ne diyorsunuz?

Doğru, ben de destekliyorum Başkanı bu konuda.

-Konut projelerindeki tutarsızlıklarla ilgili ne gibi çözümler getireceksiniz?

Yapılaşmayla ilgili projeleri bizzat ben göreceğim ve projeler hakkında istişare edeceğim. Ben makine mühendisiyim ama 30 senedir yüzlerce inşaatta görev yaptım, projeler üstlendim. Biz o bölgeyi nasıl tasarladık; imar planında dış görüntü nasıl olacak, tarihi görüntü nasıl olacak, Güzelbahçe'nin eski yüzü nasıldı ona uygun yapılacak. Herkes kafasına göre tasarım yapıp konutlaşamayacak. Rantla ilgili noktada bizim kesin müdahalemiz olacak. Bunu söylüyorum ve kesinlikle böyle olacak. Bütün projeleri elden geçirip gerekirse proje mimarları ile bizzat görüşeceğim. İmara aykırı olan şeyleri iyi niyetle söyleyerek mimarları da ikna edeceğim. % 50 disiplin, % 50 iyi niyet göstererek bunları yapacağız. "Ama ben orada yapmıştım, burada da yapmam gerekiyor" diyenlere "Yapamazsın arkadaşım, uygun değil" diyeceğiz. Ben inşaat ruhsatı vermediğim sürece yapabilir mi sizce? Eskişehir'de neden başlayamıyor? Çünkü Yılmaz Hoca (Büyükerşen) izin vermezse başlayamaz. O yapı diğer yapılara da uygun olacak. Eskişehir'de bütün projeleri bizzat Yılmaz Hoca kendisi bakıyor. Kendisinden bizzat dinlemiştim. Geceleri yapı planlarının üzerinde çalışıyorlar. Projeyi kim yaptıysa onu çağırıyor, onunla güzel bir yemek yedikten sonra projeleri masaya yatırıp ben burayı böyle düşündüm, burayı da böyle düşündüm diye söylüyor. Ve o projenin tekrar incelenmesini istiyor. İncelenip geri geldiği zaman Başkan mutlu, proje sahibi de mutlu bir şekilde plan uygulamaya konuluyor. Her şeyi sevgi ile yapıyor. Biz de bu işleri sevgi ile yapacağız. Bu işler % 100 disiplinle de olmaz, % 50 disiplin olacak bu şart. Kanunun bana verdiği bir yetki var, ben bunun dışına elbette çıkamam. Ama  karşımdaki insanlar da iyi niyetime karşılık verecek.

AB proje ekibi kuracağız

Diğer taraftan tarım konularını çok geliştireceğiz. Bu konuyla ilgili 3 tane önemli örnek var: Birincisi Yılmaz Hoca. Yılmaz hocanın çok mu parası vardı da Eskişehir'i bu hale getirdi? Hayır. Türkiye Avrupa Birliği fonlarına çok yüksek katılım payları ödüyor. Ama bunun karşılığında kabul edilen projelerimize verilen destek, ödediğimizin çok altında. Hepimizin vergileriyle verdiği o paraları Hollanda çiftçisi, İspanyol çiftçisi, İtalyan üzüm üreticisi kullanıyor. Biz gelir gelmez Güzelbahçe'de Avrupa Birliği proje ekibini hemen kuracağız. Ekipte bu konuda uzman, dış bağlantıları olan 4-5 arkadaşımız olacak. Çünkü benim zaman kaybetme gibi bir lüksüm yok, zamanım yok. Bütün bunlar için hemen işe başlayarak en öncelikli konuma getireceğiz. Ondan sonra orta vadedeki işler, ilk 5 yılın sonunda olması gerekenler ve ikinci dönem için olması gerekenleri masaya yatıracağız. Partiye yaptığım aday adaylığı başvurusunda açıklıkla belirttim. İki  dönem sürecek bir başkanlık istiyorum. Çünkü hiçbir görevde iki dönemden fazla kalmadım. Kalınmasının da gerekliliğine inanmıyorum. On yıl bir belediye başkanı için makul süre. Bu sürede yapamadıklarını, daha sonra yapma iddiasında olmak anlamlı gelmiyor bana. Çünkü üçüncü ve dördüncü dönemler inanın kendisini tekrar ettiği dönemler oluyor. Genelde de bir iş üretilemiyor.

-Başkan olursam siyasete girmeyeceğim demiştiniz. Adaylığınızı koyarak da bir siyasi oluşum içerisine giriyorsunuz. Bundaki amacınız neydi, sizi buna iten ne oldu?

Beni iten şey son 25 yılımdaki bilgi birikimim ve tecrübem oldu. Bunları ben Güzelbahçe halkına yaşatmak için aday oldum. Dolayısıyla halkın hem refahını yükseltecek hem yaşam konforunu yükseltecek - ki bunun içinde huzur da var- projelere odaklanıp bunu halkla beraber hayata geçirmek için aday oldum. Siyasetçi deyince aklınıza ne geliyor? Sizi dinleyip yüzünüze gülüp, her şeye tamam deyip, daha sonra hiçbir şey yapmayan bir insan. Ben bunları yapmayacağım. Bir konu geldiği zaman kanuna uygunsa ilgili bir arkadaşı çağırıp ilgilenmesini isteyeceğim. Sürecin hızlanması için her şeyi yaparım. Ancak kanuna uygun olmayan bir şey önüme geldiği zaman bunu getiren arkadaşa derim ki, "Üzüldüm senin adına. Sen bunları araştırıp gelmemişsin. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil, yapamayız" derim yüzüne. "Tamam ağabey ben yaparım, hallederim" anlayışı yok bizde.  
Bakın ben de gidiyorum Ankara'ya, benim de orada ilişkilerim var ancak hiç fotoğraf çektirmiyorum. Çünkü ben gücü yüreğimde ve beynimde görüyorum. Benim gücüm burada, Ankara'da görüştüğüm kişilerle fotoğraf çektirip gücümü göstermeye gerek duymuyorum. Aynı şekilde halkı da yanıltmaya gerek yok. Biz böyle bir yaklaşımda olacağız. Her şey sevgili yapacağız.

-Belediyenin ekonomik yapısı için ne düşünüyorsunuz? Borçlar için neler yapacaksınız?

Belediyemizin borcu var, bu borçları elbette ödemek zorundayız. Yoksa Avrupa Birliği projelerine de başvuramayız. Ben belediye başkanlığımda kendi özel aracıma bineceğim, makam aracını satacağım. Yerine de araba almayacağım.  Belediyede müdürler ya toplu taşıma ile evlerine gidip gelecekler ya da özel araçlarını kullanacaklar. Çünkü borç içindeki bir belediye böyle lüks içerisinde yaşayamaz. Ben başkan olarak böyle yaparsam diğer arkadaşlarım da gereğini yaparlar. O yüzden farklı bir belediyecilik yaklaşımımız olacak. Bu böyle devam edecek. İlk dönem geldik kemer sıktık demek değil, daha sonra aynı şekilde devam edecek. Tüm arkadaşlarımızın performansını bilimsel veriler eşliğinde değerlendireceğiz. Belediyecilik, üzerinde doğmamış çocuğun hakkı olan bir hazineyi tüketmek demek değildir. Onu korumak, geliştirmek ve hatta üzerine koymak demektir. Belediyecilik budur. Bana gayrı ahlaki ve gayrı hukuki bir şeyi kimse teklif edemez.

Çöp toplama kültürü eğitimi

-İlk iş imara el atacağım dediniz. Bundan başka görev sürenizde ne gibi konulara ağırlık vereceksiniz?

İlk bir yıl sonunda Güzelbahçe'den çöp konteynerlerini kaldıracağım. Onları hurdaya satacağım. Belediyeye gelir sağlayacağım. Bunlar gidecek, peki çöpler ne olacak? Onlarla ilgili de bütün mahalle muhtarlarımızla beraber mahallede yaşayan insanların 7 yaşındaki Emine kızımızdan 80 yaşındaki ninemize kadar eğitimler vereceğiz. En az 6-7 ay sürecek bir proje eğitimi olacak. Üniversitelerle beraber bunu planlayacağız. Halkımız evdeki ıslak mutfak çöpünü, camını, plastiğini, kağıdını nasıl ayrıştıracağını görecek. İnsanımız çöpleri bir yere yığıyor ve konteynerlerin kapakları hiç kapanmadığı için de ortalığa sinek ve koku yayılıyor. Onların üzerinde kediler sıçrıyor, dağıtıyor ve bunların hepsi rezillik. Biz bu eğitimi verdikten sonra ekipmanlarını da evlere vereceğiz. Sen kağıdı şu gösterilen renge atacaksın, metali şu gösterilen renge atacaksın diye kategoriye ayıracağız. Bunların hepsinin bilimsel bir rengi var, çünkü bunlar Avrupa'da ödünsüz bir şekilde uygulanıyor. Bu eğitimleri verip ekipmanları dağıttıktan sonra insanlar bunu yapacak ve elbette ki eksiklikler olacak. Anlayamayan ve yanlış yapanlar olacak bu yanlış yapanları alıp tekrar bir eğitim sürecine sokacağız. Belediyedeki eğitim ve toplantı salonları hiçbir zaman boş durmayacak. İkinci bir eğitim süresinden sonra da bizim gösterdiğimiz gibi yapmıyorsa ceza işlemi uygulayacağız. Belediyenin yetkisi var.

Peki çöp işini nasıl yapacağız? Islak çöpü her gün toplayacağız, saati belli olacak. Kağıdı, camı, metali hepsini ayrı günlerde toplayacağız. Bunları daha küçük kamyonlarla toplayacağız, büyük çöp kamyonlarının tamamını satacağım, borç için kullanacağım. Toplayacağımız bütün bu çöpleri kuracağımız geri dönüşüm tesislerinde ilgili sektörlerin kullanımı için geri dönüştürüp satacağız ve belediyeye gelir sağlayacağız. Çöpten belediyeye gelir kapısı yapacağız. Biz çöpe iki türlü bakıyoruz; gelir kaynağı ve enerji kaynağı. Kuracağımız biyogaz tesisi ile de topladığımız ıslak çöpleri değerlendirip oradan elektrik üretip enterkonnekte sisteme vereceğiz, bunun çıktısı da gübre olacak. Güzelbahçe'de bahçecilik ve tarla işi ile uğraşan insanlarımız var. Onlara piyasa fiyatının çok altında vereceğiz. Tarımın gelişmesine bu şekilde katkı koyacağız. Geri dönüşümden ürettiğimiz ürünleri belediyenin kuracağımız satış noktalarında satıp gelir elde edeceğiz.

Nasıl bir başkan olacağım?

-Yerel siyasetin tümüyle dışında kalacağınızın vaadini mi veriyorsunuz?

Kesinlikle. Partide ilçe başkanı kim olsun, genel merkeze delege kim gitsin, bu konular ilgi alanımın dışında olacak. Önce beni denetleyenleri seçeyim, sonra onlar beni de denetlesin anlayışı yanlış. Türkiye'nin bütün partilerinde bu var. Belediye başkanları siyasetin tam göbeğinde ve orada kendini denetleyecek olanı seçiyor. Başkanı önce meclis, sonra ilçe, sonra il, sonra da genel merkezin denetlemesi gerekiyor. Bir insan hem savcı hem hakim olabilir mi? Bu yüzden bu siyasete hiç girmeyeceğim, hiç umurumda da değil. Çünkü ben kendine güvenen bir adamım.
Nasıl bir başkan olacağımıza gelince; sabah 8'de mesaimize başlayacağız. 10:30'a kadar belediyede olacağız, daha sonra sahaya çıkıp projeleri denetleyeceğiz. Belediye çalışanlarının çalışma performansını denetleyeceğiz. Halkın içinde olup muhtarlarımıza gideceğiz, kahvehanelerimize gideceğiz. Muhtarlarla yakın temasta olacağız. Hiçbir yere tek başıma gitmeyeceğim. Sürekli fotoğraf çektirip nerelerde olduğumu da göstermeyeceğim, gösteriş yapmayacağım. Her yere ekip arkadaşlarımla gideceğim konuşmalarımı hem sesli hem yazılı olarak kayıt ettireceğim. Bunları bana daha sonra rapor edecekler. Oradaki insanların dertlerini dinleyip not alacağız. Dertlerini dinleyeceğiz, onlar bize dermanını söyleyecek. Çünkü derdi çeken dermanı da bilir. Biz de kendi aklımızı ortaya koyacağız ve ortak akılla bu işi götüreceğiz. Sivil toplumla çok iyi diyaloglarımız olacak, onlara sahip çıkacağız. Şu anda zaten muhtarlıklarımızı geziyorum. Muhtarlarımız çok kötü yerlerde görevler yapıyor, onları gördükçe içim acıyor. Bilet gişesi tarzı plastik yapılarda çalışan arkadaşlarımız var, bunlara hemen el atacağız. Muhtarlıkların bulundukları yerleri onlara gelir getirecek yeni projeler düşünüyoruz. Tabii bu kalıcı gelir getirecek projeler olacak. Güzelbahçe'de tarımsal sanayiyi arttıracağız. Ülkemizde tarım üretimi sürekli düşüyor. Birkaç yıl önce arz fazlası olan ürünlerimizde bugün net ithalatçı konuma gelmiş durumdayız.

Rüşvet teklif bile edemezler

Kimse benim karşıma geçip yüzüme bakarak bana rüşvet teklifinde bulunamaz. Aynı şekilde belediyeye de böyle bir şey diyemez. Vatandaşın içi rahat olsun. Kendi şirketimden örnek vereyim. Benim şirketim kamu kurumlarıyla iş yapmaz. Benim yüzüme bakıp, bu adamdan nasıl rüşvet isteyeceğiz diyorlar, isteyemiyorlar. Ben de onları bu acıları çektirmemek için resmi iş yapmıyorum. Benim olduğum kurumda gayri ahlaki hiçbir şey olamaz. Dolayısıyla bu konularda çok net tavrımız var. Kendimize güveniyoruz. Partinin içinden gelmiyorum, bu doğru. Ama partide hiç kimseyle alıp veremediğim yok. Hiç kimsenin ayağına basmadım. Herkesi sevgiyle kucaklamaya hazırım. Yeter ki bana gelen insanların niyeti temiz olsun. Yeter ki pozitif yönde katkı koymak istesin. Zaten niyeti temiz olan pozitif yönde de katkı koymak ister.