Türkiye'de girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla kurulan Girişimcilik Vakfı ve Atölye15 İzmir Up!'a katılan Markafoni Kurucu Ortağı ve Girişimcilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra, İzmir'in Tel Aviv ile kıyaslanabileceğini söyledi. Türkiye'nin girişimcilik merkezini seçmesi gerektiğini belirten Afra, İzmir'in genç ve dinamik nüfusu ile konumunun iş dünyası için büyük fırsatlar sunduğunu dile getirdi

Türkiye'de girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla kurulan Girişimcilik Vakfı ve Atölye15 İzmir Up! etkinliğini gerçekleştirdi. Pek çok ismin konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte Markafoni Kurucu Ortağı ve Girişimcilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra, 'İzmir Neden Girişimcilik Merkezi Olmasın?' adlı oturumuyla yer aldı. İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde gerçekleşen etkinliğe konuşmacı olarak katılan girişimcilik dünyasının önemli isimleri, ekosistem ile ilgili bilgi ve tecrübelerini üniversite öğrencileri ile paylaştılar.

Etkinlikte 'İzmir Neden Girişimcilik Merkezi Olmasın?' oturumuyla yer alan Sina Afra, konuşmasından sonra gerçekleştirdiğimiz sohbetimizde ise İzmir'in girişimcilik açısından sahip olduğu potansiyele dikkat çekti ve İzmir'in genç ve dinamik nüfusu ile konumunun iş dünyası için büyük fırsatlar sunduğunu dile getirdi.

Sina Afra sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Benim ana şapkam girişimcilik. Ben kendimi o boyut üzerinden tanımlıyorum. Bunun yanı sıra evet yatırımcıyım. Bir vakıf başkanıyım. Hayatımda bazı muhtelif başka evreler oldu. Kurumsal hayatta çok uzun bir dönem geçirdim ama son 7-8 senedir geldiğim nokta itibariyle benim ana şapkam girişimcilik.

Eğitim yıllarınızı nasıl geçirdiniz, kendinizi geliştirmek için neler yaptınız?

Benim babam diplomat olduğu için benim hayatımın 40 yaşına kadar yurtdışında geçti. İlkokul, ortaokul, lise, üniversitem, yüksek lisans olmak üzere hepsini yurtdışında değişik ülkelerde okudum. Ağırlıklı olarak Almanya olmak üzere, İsviçre şimdi Amerika ve hep o zamanın revaçta olan işlerinde çalıştım. O zaman revaçta danışmanlık vardı. Ben de danışman olmak istiyordum. Bunun için işletme okudum. İnternet ortaya çıktı E-Buy'a geçtim. Yani hep böyle zamanın gereksinimlerine göre kendimi geliştirdim.

Harvard eğitimi size ne kattı?


İnanılmaz bir network'tü. Orada 70 ülkeden insan var. Yani bugün Kanada'da, Arjantin'de de tanıdığım, bildiğim, güvendiğim biri var. Bir şey olduğunda arayabiliyorum, onlar beni arayabiliyor. Bir network olarak bakabiliriz. İkinci olarak bilgi açısından hakikatten dünyadaki tüm gelişmeleri tazelemek açısından çok çok yararlıydı.

Yaratıcılık için Harvard'a gitmeye gerek yok

Yaratıcılık ve işte başarı için Harvard'a gitmeyenler ne yapacak?

Yaratıcılık ve başarı aslında Harvard ile hiçbir alakası yok. Harvard'a giden herkes başarılı olacak diye bir şey de yok zaten. Özellikle yaratıcılık tamamen başka bir boyut. İnsan yaratıcıdır ya da değildir. Yaratıcılık çok öğrenilebilen bir şey, eğitilen bir adale değil.


Derler ya içinde varsa...

Evet bazı insanlar bebekken de yaratıcıdır, bazı insanlar hani önüne her şeyi koysanız bile lego taşlarından kule yapmayı aklına getirmez. Onun için yaratıcılığın Harvard ile bağlantılı olduğunu düşünmüyorum. Benim yaratıcılığım bir tiyatro yaratıcısı gibi değil. Onun için kreatif, avangart olabilecek. Benim yaratıcılığım... Ben değişik ilgi alanlarım olduğundan bazı zaman mesela biyo-teknoloji alanın da gördüğü bir şeyi e-ticarete uygulayabiliyorum mesela. Harvard'taki deneyimleri ülkenize taşımak istiyorsunuz.

Almanca ve İngilizce iyi bildiğiniz anlaşılıyor. Yabancı dil, girişimciler için ne kadar ve neden şart? Ne seviyede? Nasıl öğrenilir?

Valla Almanca, İngilizceyi ana dilim gibi konuşuyorum. Hollandaca ve Fransızcam da var. Bunların başarıyla alakası yok. Ancak lisan bilmek özellikle İngilizceyi çok iyi bilmek büyük finansman kaynaklarının hepsi yurtdışında olduğundan hakikaten büyük bir şey yapmak istiyorsanız, olmazsa olmazı bu işin. Yabancı dil tüm kapıları açıyor.

İzmir Tel Aviv'e benziyor


İzmir girişimciliğin yeni merkezi olabilir ve olsun gibi sözler sadece İzmir'de yapılan forumlarda, toplantılarda hep söyleniyor? Söyleyenler sami mi? İzmir'in bunun için neyi, var neyi yok?

Ben İzmir'i Tel Aviv ile kıyaslıyorum. Orada son 20 yılda ufak bir kasaba dünya çapında bir girişimcilik merkezi olmuş. Bu tamamıyla İzmir'in de yapabileceği bir şey. Sadece İzmir değil Konya da Antalya da yapabilir ancak her şehir de girişimcilik merkezi olamaz. Olacaksa bir tane olmalı. İzmir bu açıdan batıda olduğundan keyifli bir ortam olduğundan, liberal bir kültürü olduğundan insanlar burada severek yaşıyor. Onun için İzmir girişimcilik merkezi olmaya aday en avantajlı kent. Ama bunu yapacak olan İzmirliler. Herkes taşın altına elini koyarsa bir yıl içinde girişimciliğin gözdesi haline gelebilir bu kent.
Girişimcilerin İzmir'e gelmesi için yatırımcı, hızlandırıcı, inovasyon merkezleri gibi altyapı ve finansman sağlayıcılara ihtiyaçları var. İzmir'in girişimcilik merkezi olması için İzmir'deki iş insanlarının sorumluluğu girişimcilerden daha fazla. Örneğin belediyeler kütüphaneleri girişim merkezlerine çevirebilir, İzmirli iş insanları melek yatırımcı olabilir, üniversitelerdeki inkübasyon alanları daha da geliştirilebilir. Tüm bunlarla birlikte cesaret ve özgün fikirlerden esinlenen girişimcilik ruhunun, özellikle genç nüfusuyla dikkat çeken İzmir'de bir ilham zinciri oluşturacağına inancım sonsuz.

2016'da kapanmayan şirketler güçlenecek

Türkiye'de başarılı olmak için neler tavsiye edersiniz?

Türkiye'de başarılı olmak dünyada başarılı olmaktan farklı değil. Yaptığınız işi severek ve başarıyla yapacaksınız. Dünyada en iyi limon kesen adam bile olsanız milyonlar değerinde para kazanabilirsiniz. Yani bir işi iyi yapmak her zaman sizi başarıya götürüyor iş ne olursa olsun. Limon kesmek de olabilir bu iş biyoteknoloji de. Ama Türkiye'de ek bir şey daha var; Türkiye'de başarılı olmak için finansmana ulaşmak gerekiyor. O olmayınca yaptığınız işi büyütmek ya çok uzun zaman alıyor ya da kapanan işyerlerinden biri olabiliyorsunuz.

Markofoni ile yola çıktığınızda bu denli başarılı olacağınızı öngörüyor muydunuz?

Umuyordum tabii ki. Ama bu kadar başarılı olacağımızı bilmiyorduk. Markafoni evet en yüksek 3 şirketten biri ama Markafoni 2.5 yılda 200 milyon dolar değerine ulaşan tek şirket. Anılmasında bunun da büyük etkisi var.

Markofoni'de bu kadar büyük markaları %80-90 indirimle nasıl satılabiliyor?

İndirim oranı yüzde 54 idi Markafoni'de. Perakende kendi satamadıklarını internette değişik oyunculara veriyor. Bunların en lideri Markafoni'ydi. Markafoni de internet aracılığıyla dükkanların olmadığı yerdeki müşterilere ulaşıyordu. Bunun karşılığında da indirim yapıyordu. Türk milleti de indirimi seviyor.

E-ticaret sektörünü gelecek yıllarda neler bekliyor?

Bence 2016 e ticaret sektörünün konsolide olacağı sektör olacak. Ya kapanmaların ya birleşmelerin olduğu bir yıl olacak. Artı son iki üç yılda e-ticareti yöneten CEO'lar, büyük şirketlerin hepsinde değişti gibi, sahibinden dışında. Bunun da bir etkisi var. Daha karlılığa odaklı bir sektör. Büyümeye değil e-ticaret pazarı. 2016 yılında kapanmayan ayakta durabilen şirketler önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde son derece büyük noktalara gelebilecek potansiyele sahip olacak.

E-ticaret sektörüne atılmak isteyen genç girişimcilere ne önerirsiniz?

Eğer bir şeyi diğerlerinden daha iyi yapıyorlarsa çok mutlu olabilirler.

Sorumsuz insanla çalışmıyorum

E-ticaret siteleri ve neredeyse tüm sektörler Y kuşağını anlamanın derdinde. Sizin Y kuşağı ile ilgili gözlemleriniz neler?

Benim Y kuşak ondan önceki Z kuşak gibi falan şeylere bakmıyorum. Markafoni'nin yaş ortalaması 25 idi. Ve enteresan bir dinamik vardı. Mesela portakal suyu vardı diyelim Markafoni'de. Bakıyorsunuz 3 hafta boyunca bir tane Allah'ın kulu portakal suyu içmemiş. Makineleri kaldırıyorsunuz. Ondan sonra birden bire 500 kişi imza topluyor 'bizim portakal suyu makinalarımızı niye kaldırıyorsunuz?' diye. Böyle tepkisel bir jenerasyon bu. Portakal suyu içmiyor ama kaldırılmasına tepki gösteriyor. Ben şöyle bir şey gözlemledim Türkiye'de. Eğer bu Y jenerasyonunu hala evde ve anne-babası ile yaşıyorsa inanılmaz bir şekilde rahat ve sorumluluktan kaçan bir yapıya sahip. Eğer kendi ayakları üzerinde duruyorsa kira sorumluluğu varsa, doğalgaz faturası ödüyorsa bence bir önceki kuşaklardan hiçbir farkı yok. Markafoni'de son dönemde kendi ayakları üzerinde duranları işe alıyorum. Anne ve baba yanında oturuyorsanız çok çok özel vasıflarınız yoksa ilgilenmiyorum.

Melek yatırımcı nedir, kimdir, Türkiye'de ne kadar var?

Melek yatırımcı erken aşama girişimlerini sunuyor. Türkiye'de 300-400 arasında melek yatırımcı olduğu tahmin ediliyor. Bunların aktif olarak yatırım yapan belki yüzde 10'u var. İki yıllık yatırımlara bakın. Genelde hepsi başarılı girişimciler. Ve arkalarından gelenlere yardımcı olmak için melek yatırımcı oluyorlar. Nerde buluşabilirsiniz bu insanlarla peki? Meleklerin hepsi organize. Ege'de EGİAD'ın melek yatırımcıları var, İstanbul'da var. Yeni yeni Anadolu'da da var. Girişimci başarılı olursa onlar da yatırdıkları sermayenin karşılığını alıyorlar. Kazan-kazan ya da kaybet-kaybet. Girişimci kaybederse siz de kaybediyorsunuz.

Şimdiye kadar sizin yardımcı olduğunuz yerli ve yabancı girişimciler var mı?

Melek yatırımcı olarak benim 24 tane yatırımım var. 12'si Türkiye'de, 12'si yurtdışında. Bunların hepsini son 2 yılda yaptım. Bunların arasında başarılı olan var daha az başarılı olan var. Kapanan da var. Bunlardan 3'ü kapandı. Bir tanesini sattım. Onun için ama bu işin profili böyle. Bir fikrin ölçeklenebilir olmasına dikkat ediyorum. Hakikaten büyüyebilecek mi diye. Ekip çok önemli. Ekibin kalitesi hatta girişimcinin tek başına olmaması önemli kriter. 3. Global bir fikir mi. Yani sadece İstanbul'da başarılı olması başarı getirmez.
İşin yüzde 50'si şans

İş hayatında sizi en çok sevindiren durumlar neler?

Binlerce var. Ama sevindiren nedir? Başarılı olduğuna inandığınız bir şey başarılı olduğu zaman seviniyorsunuz. İşte Markafoni böyle. Bir yıl içerisinde en büyüklerin içine girdi. Çok da güzel şirketler kurguladık ama hiçbir şekilde başarılı olamadılar, başarısız oldular.

Bir ara sizin piyasaya sunacağınız UNDO Bağcık adında tasarım ayakkabı bağcıkları vardı...

Biraz zamanımızı alıyor. Türkiye'de şu an satmıyorum. Online almak isteyen alabiliyor ama Amerikan pazarı için geliştirilmiş bir fikir o.
Sizce girişimcilik ile şans arasındaki ilişki nedir? Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Ben çok inanırım. Yüzde 50'nin şans olduğunu düşünüyorum. Az önce verdiğim örneğe bakın. 2008'de kriz vardı ama bunun Markafoni'ye bu kadar yarayacağını hiç tahmin etmemiştik. Düşünmedik bile.

Girişim için 300 bin TL gerekli

Şanstan bahsettik ama şunu da belirtmek gerektiğini düşünüyorum, Bir girişimcinin bir teşebbüste bulunması için en az ne kadarlık bir sermayesi olması gerekli?

Bunun genellemesini yapmak çok zor ama tek başına girişimcilik yeterli değildir. Finansmanında olması gerekir. Paranın olmadığı yerde işler istenilen şekilde yürümez. İzmir'deki iş dünyasının sorumluluğu girişimcilerden bu anlamda çok daha önemli. Normalde 200-300 bin dolar sermaye gerekiyor bu işler için. Ama bunun dışında bazı işlerde 2 milyon bazı işlerde 100 bin yeterli olabiliyor.

İş ve özelimi ayırmıyorum

İş ve özel yaşamınızı nasıl ayırıyorsunuz?

Benim öyle bir şeyim yok. İş ve özel hayatımı ayırmıyorum. İş hayatımla ilgili her şeyi paylaşıyorum ama özel hayatımla ilgili hiçbir şeyi paylaşmıyorum. O sosyal medya ve basınla alakalı şey. Gece 11'de de bir yerden çalışabiliyorum, sabah işe gidebiliyorum ya da gitmeyebiliyorum. Bu benim tercihim.

Peki sizin gibi bir girişimcinin hobilerini nelerdir?

3 çocuk var. Dalgıcım. Okyanusta dalmayı çok severim. Atları severim. Kitap koleksiyonum var. Cumhuriyetin ilk döneminde yazılmış yabancı koleksiyonlar. Böyle.

Sina Afra kimdir?

Hem girişimci hem yatırımcı kimliğiyle tanınan Sina Afra, 2008 yılında Markafoni'yi kurmuştur. Bunun dışında Zizigo, MissPera, Modnakasta (Ukrayna), Brandsexclusive (Avustralya), BrandsGalaxy (Yunanistan), Brandmarka (Güney Kore) ve çeşitli diğer internet girişimlerinin de kurucusudur. Melek Yatırımcı olarak 2007 yılından beri yatırımlarına devam eden Afra'nın, Türkiye başta olmak üzere, Almanya, ABD, Hollanda, İngiltere ve İsviçre'de yatırımları bulunmaktadır. Şu anda ise Türkiye Girişimcilik Vakfı'nın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürmektedir.